EVREN

315 85 10
                                    

Ağır titanyum kapılar yavaş ancak sessiz bir şekilde açılırken içeriden ufak çaplı gittikçe şiddetlenen bir rüzgar da Zexis ve Miya nın yüzüne çarpmaya başladı. Zexis tuhaf bir şekilde tüm bunların tanıdık olduğunu düşünüyordu ta ki tüm kapı tüm ihtişamıyla açılıp içini korkuyla donduran sesi duyana kadar.

Evet bu kendisini Dünyaya getiren ancak bu güne kadar sesi hiç çıkmamış olan sesti...

Zexis' in kafası anında milyonlarca soruyla dolmuştu.Gerçekten o ses miydi bu ?Peki bu o ses ise neden test ile buraya getirilmişlerdi? Kendilerile aynı tarafta mıydı? Peki o Dünya üzerinde bu kadar güce sahipse niye kendisini Dünyaya göndermişti ?Belki de Beyini sadece kendisi öldürmek isteyen bir tür iblisti... Ancak bunların hiçbirini dile dökemiyordu.Çünkü dili uyuşmuş gibiydi . Aklından geçenleri hiçbir şekilde sıraya koyamıyordu.

Kapı onlar içeri girer girmez açıldığının aksine hızlı birşekilde arkalarından kapandı. Bunun üzerine Zexis Miya 'nın yanına gelerek onu kollarının arasına aldı. Miya sabahkinin aksine korkmuş gibiydi. Zexise yavaşça döndü ve iyice kollarının arasına girdi.Birşeyler söylemek istiyordu ama yapamıyordu. Sanki boğazında kocaman bir yumru vardı ve yarası olmamasına rağmen tüm vücudu acıyordu. Bu kesinlikle o çok korktuğu iğne acıları gibi değildi. Daha çok acıtıyordu. Üzerine pamuk basınca geçmiyordu ve bitecek gibi de görünmüyordu. Onun yüzünden Zexise birşey olursa üzülürdü. O annesi ve babasından daha çok sevdiği sadece kendine ait olan oyun arkadaşıydı. Birkez dahi onu kırmamıştı.

İkisine de saatler gibi gelen saniyeler ardından Ses ,sonunda konuklarını karşıladı.

SONUNDA TEKRAR GÖRÜŞEBİLDİK ZEXİS VE MİYA

Zexis biraz durakladı. Ne yani Miya ve ses tanışıyorlarmıydı? O sırada Miya ya baktı ama o da şaşırmıştı demek ki görüşmemişlerdi yada Miya görüştüğünü bilmiyordu.

HEP AYNI KALMIŞSIN MİYA ESKİDEN DE BÖYLEYDİN AMA BEN ... ÇOK DEĞİŞTİM ... BELKİ GÖRÜNÜŞ OLARAK HALA ESKİYE DÖNEBİLİRİM AMA AKIL OLARAK ... GERİ DÖNÜŞÜM PEK MÜMKÜN DEĞİL . SEN SE HER ZAMAN TEMİZ ALÇAK GÖNÜLLÜ VE MASUMDUN ...HALA ÖYLESİN.

Zexis sesin dediklerine pek anlam veremiyordu. Çünkü eskiden bahsediyordu . Yani Miyanın biraz daha küçük hali ultrason haliydi. Ayrıca alçak gönüllülük Miya için pek doğru bir tanım değildi. kullandığı cümleler de sanki eskiden çok tanıyıp sevdiği hatta minnettar olduğu bir insana seslenir gibiydi.

YAKINDA FİZİKSEL OLARAKTA BENİ GÖRECEKSİN. ŞU AN SADECE DEDİKLERİMİ YAPMAN GEREKİYOR. SENİ KORUMANIN BİR YOLUNU BULDUM. AMA ZOR OLACAK .

Tüm bunların sonunda Miya sonunda konuşma cesaretini kendinde bulabilmişti.

-Bak kim olduğunu yada ne olduğunu gerçekten bilmiyorum.Daha ismini bile söylemeden beni koruyacağını söylüyorsun ve uzun süredir rüyalarıma giriyorsun. Kabul etmeme ya da taraf seçme gibi bir şansımın olmadığını da görüyorum. Çünkü kaderim böyle yazılmış değilmi. Ben sadece bunları önceden görüp bile bile lades diyen seçim şansı olmayan ve hayatı boyunca acı çekecek ama bir yandan da efsanelerde yazan adını bile söyleyemediğim; benim için savaşmak bir yana kılını kımıldatmayacak kendi gölgelerinden bile korkan toplulukları kurtaracağım yada iblislerden koruyacağım. Nasıl??İnanılmaz zekam ve inanılmaz kahin büyücü güçlerimle değil mi? Sonrada bir gün bile sevgiyi aşkı tadamadan feci bir şekilde öldürüleceğim ya da yine aynı topluluklar için fecibir şekilde can vereceğim.

Bu güne kadar en korktuğu şey olan iğne için bile gururuna yediremediği için ağlamayan Miya hüngür hüngür ağlayarak bunları söylüyordu.

DENEY : BEYİNWhere stories live. Discover now