EVLATLIK

249 80 23
                                    

Miya o gün yataktan hiç çıkmamıştı. Hiçbir şey yapmadan hatta ağlamadan yorganının altında gece boyunca kalmıştı. Eskiden tek olsa korkardı ancak şu an kendini büyümüş, olgunlaşmış hissediyordu. Bu gece o kehanetleri de görmemişti. Belki de birilerine anlattığı içindi kim bilir. Annesi ve babası doktor gittikten hemen sonra yanına gelip konuşmaya çalışmışlardı ancak Miya onlara testlerin onu çok yorduğunu söylemiş odasından göndermişti. İkisinin de ağızları kulaklarına varıyordu. Doktor kim bilir onlara neler söylemişti. Gerçi şu an bilmesine de gerek yoktu. Çünkü geldiğinden beri aklında tek bir şey vardı. O da Evren di. Çok hoş bir isimdi .Bir gün bir icadına koyabileceği kadar hoş sade bilindik ve basit biraz da ürkütücü . Gerçi artık koyamazdı.

Bunların yanında onu tanıyor gibiydi. Sanki Zexis 'e yıllar içerisinde oluşturduğu güveni o birkaç saniyede kendisi için de inşa etmişti. Onu koruyacağını söylüyordu ve Miya da garip bir şekilde ona güveniyordu. Kafası karışıktı. Başka çaresi var mıydı peki? Pek zannetmiyordu. Saat sabahın 6 sı olmuştu. Yavaşça yatağından kalktı. Bu onun Zexis' siz ilk günüydü ama hafta sonuydu. Yani en azından kendine gelecek iki günü vardı. Alışmalıydı. Gülümsedi şimdi Zexis olsaydı ona sarılır bir ton anlamsız olay anlatır, olay bulamazsa kafasından bir şeyler uydururdu. Şimdi kendisini dinlerken sadece oflayan annesi ve akşamdan akşama gördüğü babasıyla kalmıştı. Bebek olunca onu bile yapmayacaklardı. Babası şimdiden ona bir şeyler alıyordu ve kendi odasına boşaltıyorlardı. Neymiş? Aynı odada kalacaklarmış. SİNİR !. keşke Zexisin yanına gidebilseydi.

Zaman geçmiyordu. Mutfağa doğru ilerledi. Her sabah içtiği pekmezli sütü yapmaya çalışacaktı. Aslında annesi iki yıl önce ona vermeyi bırakmıştı ama Zexis onun sevdiğini bildiğinden her sabah ona yapardı.

Mutfaktan zar zor bir cezve buldu içine dolaplarından aldığı sütü boşalttı. Ardından ocağın üzerine koyacaktı ki boyunun ermediğini fark etti. Bir sandalye çekti ocağın önüne ve ocağı yakmak için çakmak aradı. Ancak başarılı olamadı. Fakat şans eseri alta eğildiğinde hafif bir gaz kokusu aldı. Çünkü tüp borusu tüpe takılı değildi. Yani dışarı gaz çıkışı vardı. Gözleri dehşetle açıldı Miya 'nın ancak gaz kokusu çok yoğun değildi. Demek ki yeni olan bir şeydi. Boruyu vidantöre takmaya çalışmakla zaman kaybedemezdi . Vanası da epey sıkışmıştı ,acilen anne ve babasını uyandırıp dışarı çıkarmalıydı. Yavaşça sandalyeden indi. Gaz onda yavaş yavaş etkisini göstermeye başlamıştı başı dönüyordu. Yalpalayarak yatak odasına gitti ve avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı.

-Anneeeee babaaaaa uyanın çabuk evde gaz kaçağı var!

Ardından yanlarına giderek ikisinide sarsmaya başladı. Bir yandan da beyni acil durum sinyalleri veriyordu. Ya onlara daha önceden başka bir şeyler yapmışlarsa . Zexis in gidişinden sonra bir de bunu kaldıramazdı.

Miya bunları düşünürken babası yavaşça gözlerini araladı .

Ne oldu kızım sabah sabah.

Baba ne olur annemi kaldır. Tüpte gaz kaçağı var ,hadi lütfen.

Babası anlayamamış bir şekilde Miya ya bakıyordu. Ancak kızı ağlayacak gibiydi. Uyku sersemi haliyle eşini uyandırdı.

Hayatım kalkar mısın . Hadi canım .

Ne oldu hayatım. Sabah sabah. Hafta sonu bu gün . Hadi uyu sen.

İşte bu sırada Miya'nın babası da kokuyu aldı. Ardından hiç düşünmeden eşini kucağına alarak Miya ile beraber evden çıktı. Fakat birinin tüpü kapatması gerekiyordu. Birkaç derin nefes alarak tekrar eve daldı. Ev oldukça ağır kokmaya başlamıştı. Acele etmesi gerekiyordu. Bu yüzden direk mutfağa girip tüpün vanasını kapamaya çalıştı fakat vana çok sıkışmıştı. Kendini oldukça halsiz hissediyordu. Gaz üzerinde etkisini göstermeye başlamıştı. Kendi kendine son bir gayret dedi. Daha bu evde güzel anıları olacaktı. Doğmamış minik bebeği, eşi ve güzeller güzeli kızı Miya ile beraber. Onu güzel bir gelecek bekliyordu. Daha dün gelen görevli onun inanılmaz yüksek bir zekaya sahip olduğunu söylemiş 15 yıl sonrasına bir yarışma için imzalarını almıştı. Ardından bir kez daha denedi ve zor da olsa kapamayı başardı . Sarsak adımlarla kapıya doğru ilerledi. Sonra Miya'nın korkmuş bakışlarını gördü. Halsizdi ama kızını teselli etmesi gerekiyordu. Bir yandan derin nefesler alırken bir yandan kızını kucağına alarak saçını okşamaya başladı .Konuşmadan bir süre böyle kaldılar. Neyseki kimsede bir şey yoktu ama herkes gaz solumuştu buyüzden en yakın marketten yoğurt alıp kendilerini yemeye zorladılar. Ancak hepsinin aklında aynı soru vardı: kim neden böyle bir şey yapmıştı.

DENEY : BEYİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin