TARAHA

80 10 2
                                    

Aloha bebekler :) Geç gelen bölüm ve yine ben. Fakat sıcaklar Bursada oldukça acımasız .Bide az tembellik diyelim :D.

Tüm bunların yanında , İstanbulda olan olaylar yüzünden hepimizin canı yandı . Allah hepimizin yardımcısı olsun ve özellikle yakınlarına sabır versin. Fakat ne kadar kötü bir zaman geçirsekte milletçe , biz herzaman üstesinden geldik . Çünkü TÜRK olmak bunu gerektirir . Biz asla pes etmeyiz. Mutlaka geçecek kara günlerde yapmamız gereken tek şey umudumuzu yitirmeden birlik olabilmek .

Sizleri çok seviyorum . Bir dahaki bölüme kadar beyninize iyi bakın :)

Siyah bir geceydi . Simsiyah... Hafif bir meltem esiyordu. Etrafta ise taze yağmur kokusu vardı. Çimlerden adeta fışkırmış gibi görünen bir çiçeğin yapraklarına elimi değdirdim. Üzerindeki kalın mumsu tabakası sayesinde tüm suyu üzerinde toplamış , o karanlık gecedeki tek ışık kaynağı olan yıldızlara meydan okumak için bir mücevher gibi tutmuştu sanki. Derin bir nefes alıp, zifiri karanlıkta açık olan garip çiçeğin güzel kokusunu içime çektim . Sahi ne zamandır bir çiçek koklamamıştım ben .Hafifçe gülümsedim . Evet... Kendi yapay cenazemdeydi. Kafamdan detayları atmak istermiş gibi gözlerimi çiçekten ayırdım ve sadece benim için yapılmış , çimlere çevrili küçük fakat etkileyici gecede dolaşmaya başladım.

Etrafımda sayısız yıldız vardı . Parıl parıl palayarak bulunduğum kürenin etrafında ters yönde çilgınca dönüyorlardı . Sanki zaman hızlanmıştı. Bir süre fikrin saçma olduğunu düşündüm fakat içimde garip bir his vardı...

Tezimi çürütmek adına Mücevherli çiçeğe geri döndüm . Fakat yoktu . Yerini unutmuş olabileceğimi düşündüm ve bir süre daha aradım fakat geceye meydan okumuş çiçek gitmişti . Etrafı incelemeye karar verdim . İşte o zaman korkmaya başladım . Etraftaki çimler hızla küçülüyor , ve sonra aniden büyüyorlardı. Aklımı yitirecek noktaya gelmiştim ki aniden tok bir gong sesiyle geriye doğru savruldum. Durmuştu !

Yıldızlar , çimler ve ZAMAN!

Ayağa kalkıp kendime gelmeye ve tekrar gezinmeye başladım. Buradan kurtulmalıydım.

Peki ben buraya gelmeden önce neredeydim?

Tabi ya... Evren beni bayıltmıştı. Gerçek yüzünü gösterdikten hemen sonra . Zexis elindeydi ve ben yardım edememiştim. Gözlerim dolmaya başlamıştı . Gittikçe zayıf bir insan oluyordum.

O sırada yer uguldamaya başladı . Ve önümdeki toprak hızla bir deliğe doğru çekilerek kocaman bir oluk oluşturmaya başladı. Kısa süre oluğu incelikten sonra Beni de yutacağını anlayınca hızla kaçmaya başladım . Ve O sırada yeni bir gong sesi ile beraber geriye , oluğu doğru savruldum. Ve küre normal bir hızla sesiz bir şekilde tekrar dönmeye başladı . Düştüğüm yerden yıldızlara baktım . Bu sefer doğru yönde ve sabit denilebilecek durumdaydılar. Arkamı döndüm . Oluk toprak yutmayı bırakmıştı ve etraf olağan üstü sesizdi. Temkinli bir şekilde geri döndüm . Belki bu oluk benim çıkış yolum olabilirdi . Tam yaklaşmıştım ki oluk içerisinden doksanlı yaşlarda görünen, elleri ve yüzü tamamen çatlaklarla dolu bir kadın belirdi. Üzerinde tıpkı Evrenin ilk zamanlarda taktığına benzeyen, hafif bir melteme rağmen fırtınanın ortasında kalmış gibi sürekli dalgalanan kapşonlu bir pelerin vardı . Yavaşça başını kaldırdı ve benimle göz kontağı kurdu .

"Mia"

Kemiğine kadar gittiğini düşündürecek kadar kötü kırışıklıklar ve yaraları ile yavaşça gülümsedi .

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 03, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DENEY : BEYİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin