Rogers And Stark

Rogers And Stark / On Üç

İlgi ve yorumlarınız için teşekkür ederim. Ülke de olan şehit olayları yüzünden bölüm atmayacaktım, hepimiz şehitleri için dualar ediyoruz, belli. Ama bu bölümün de pek bir eğlenceli tarafı yok, hani ciddiyet isterseniz buyurun gelin.

Bu arada ilerleyen bölümlerde, sadece Northwood erkkelerinin olduğu bir görev bölümü yazmak istiyorum. Yani sadece Hunter, Ryan ve Blake olacak. Böylece kimin hangi konuda yetenekli olduğu da iyice belli olur. Olumlu yaklaşırsanız ve önerileriniz varsa bunu yorumlarda belirtebilirsiniz.

Bölüm müziği için; Breaking Benjamin'den Angels Fall öneriyorum. Ya da bu tür de başka bir şarkı.

Multimedya, gözükürse Hunter Hodan.

Okumadan önce oy vermeyi unutmayın lütfen.

İyi okumalar.

"Vur,"

Stark villasının,

"vur,"

bodrumundaki,

"vur,"

spor salonunda,

"vurmaya devam et,"

kum torbasına yumruk atan,

"son beş, dört, üç,"

esmer bir Northwood erkeği vardı.

"iki, bir, bırak."

Her ne kadar Crystal'ın ciddiyeti laboratuvarındaysa, Dylan'ın ciddiyeti de spor salonundaydı. Hunter ile Dylan spor salonunda alıştırmalara başladıklarından beri iki saat olmuştu. Blake, Peter ile merkez de bir işi olduğunu söyleyip evden çıkmıştı, Ryan ise Crystal ve Wade ile birlikte laboratuvardaydı. Ryan ile olan alıştırmalar iki saat önce bitmişti, onun şimdi ki görevi Wade'i Crystal çalışırken rahatsız etmemesi için göz önünde tutmaktı.

Wade'in bakıcısı Dylan'dı, ama Dylan şu an esmer bir afeti çalıştırmakla meşguldü. Hunter iki gece önce ki toplantıdan sonra Dylan ile çalışmaya başladığında beri, Northwood erkeklerinin arasında sıra dışı bir çalışma içgüdüsü doğmuştu resmen.

Hunter aslında silahlar konusunda kendisini geliştirmek istiyordu, böylece Crystal ile daha fazla zaman geçirebilecekti, ama önce dövüşmeyi aradan çıkartması gerekiyordu. Bu yüzden Dylan ne derse kusursuzca yapmaya çalışıyordu.

"Bu iki gün içinde Wade'i öldürmezsen eğer Crystal'ın ilk planı yarın yürürlüğe giriyor demek."

"Bu konu hakkında çok fazla düşünmek istemiyorum." dedi Dylan, boynundaki havluyu elleriyle haşat ederken.

"İlk kez mi göreve çıkıyorsun?" diye sordu Hunter, yan gözle Dylan'ı süzüyordu.

"Aslında tatbikatlara ve ara sıra babamla birlikte görevlere giderdim, tek başıma bir şeylere kalkışmak bana göre değildi ve zaten babam beni gizli işler çevirmem için yetiştirmedi."

Hunter hafifçe sırıttı. "Ayıp ediyorsun, ben öyle mi dedim şimdi?"

Dylan da ona eşlik etti. "Yok canım, ben sana öyle iftiralar atar mıyım hiç? Ben kim, Kaptan Amerika'dan gizli işler çevirmek kim?"

İkisi de bir süre gülüştüler.

Öğlen sıcağı villanın içine girmekte ısrarcıydı, Crystal arka plan da her ne kadar Justin Timberlake çalmasını istese de, onu terleten şey sıcaklar değil Wade ve Ryan'ın didişmeleriydi.