Rogers And Stark / On Dokuz

750 57 22
                                    

Oy ve yorumlarınız için teşekkür ediyorum.

Her bölümün sonunda, bir sonra ki bölüm için ipuçları bırakıyorum artık, fark etmişsinizdir herhalde. Merak etmeyin, bu grup için harika planlarım var. Ayrıca Wade'i de görüyoruz, onu da yazın bir yere.

Fazla uzun sürmeyecek olacaklar için, merak etmeyin. Tüm parçalar birleşecek, her ayrı karakterin omuzlarına bir yük binecek, bu başkasının yükü ya da kendi yükü. Hikayenin ilk bölümünde bile parça olabilir, kimse bilemez.

Ben bile bilmiyorum yahu .q

Her neyse, multi medya da Blake'in resmi var.

Resmi yani, yaptığı resim .q

Ve önereceğim şarkılar ise, Meghan Trainor'dan Lips Are Movin, yeri geldiğinde de Kesha'dan C'mon'u hazır tutun.

Okumadan önce oy vermeyi unutmayın.

İyi okumalar. ^^



New York'un gece güneşine yükselen, aşağıda yapay yıldızların ve karıncadan insanların olduğu hafif soğuk bir gece de mor ve beyaz renklerle hava da süzülen güçlü bir zırh vardı.

İçinde ise esmer bir hatun.

Crystal aya doğru yükseldi, tam ortasına geldiğinde durdu ve zırhının başlığını açtı. Dolunay onu çevreliyor, ışıkları her bir ayrıntısından taşıyordu.

"Hevesini aldın mı?" diye sordu sarışın olan, bilgisayarının başında Crystal'ın zırhından bağlandığı kamerada Crystal ne görüyorsa o ve diğerleri de onları görüyordu.

"Sanırım evet." dedi Crystal da.

"Eve dön o zaman. Baban geceleri zırhla çıkmana izin vermiyor."

"Bunu ne zaman dedi?" diye sordu Crystal kilometreleri aşan bir hızda U dönüşü yaptı havada, zırhının başlığını kapatırken.

"Tony bu, demesi mi lazım. Bilirsin sen." dedi Dylan da, bilgisayardan uzaklaşıp dikkatini kulaklığına verdi.

"Babamdan ellerini çek Rogers."

Dylan kıkırdadı.

Crystal aslında zırhıyla kulenin tepesine kadar uçup babasına sarılmayı düşünüyordu, ama erken kutlamanın bir anlamı olmadığını biliyordu.

Bu yüzden açık kalan garaj kapısından içeri süzüldü ve sanki yıllardır kullanıyormuş gibi zırhıyla yere kondu.

"Biz gidiyoruz, siz de ne yapıyorsanız devam edin." dedi Ryan, işaret parmağıyla ekseninde daire çizdi.

Crystal yerinde duramazken zırhtan çıktı. Hunter ise zırha doğru geri geri yürürken Ryan'a iki eliyle birden orta parmak gösterdi.

Blake, Dylan ve Ryan garajdan laboratuvara ve oradan da üst kata çıktılar. Crystal zırhından kopamadığını göstermek için kendisinden birkaç santim uzun zırhının göğsüne sarıldı ve başını Hunter'a çevirip göz kırptı.

"Bir gün bile bana böyle sarılmadın." diye yakındı Hunter, kolunu zırhın omzuna attı.

"Sen zaten kalbimi koruyorsun, bir zırhtan ne farkın var?" diye sordu Crystal da, meydan okuyan bir ifadesi vardı.

"Demek kendimize güveniyoruz?"

"Romantiğimdir." dedi Crystal ve yine göz kırptı. Hunter gülümsedi. Koluyla Crystal ve zırhın arasına girdi ve sarıldı. Crytal bu kez Hunter'a sarıldı ve sordu. "Seni öptüğümde ne hissettin?"

Rogers And StarkWhere stories live. Discover now