Bölüm 1 - Başlangıca bir ad verdim : Son

201 10 2
                                    

        Merhaba . Ben Violetta Darsey Multiman . Ne kadar komik bir ad değil mi ? Sanki bir çizgi filmdeki bir ad gibi . Keşke öyle olsa . Maalesef rengarenk bir dünyada yaşamıyorum . Her şey alaca karanlıkla , zifiri karanlık arasında . Bu benim hikayem ve bu hikayede size nasıl öldüğümü anlatacağım . Baştan uyarmak istiyorum bu hikaye kayıplar ,yalanlar, sorumluluklar ve acılar doludur. Bir kişi için ne kadar iyi olabileceğin , ona nelerini verebileceğin ve gerekirse acıtsa da sırf onu kurtarmak için yalan söyleyebileceğin anlamına geliyor. Ya da ona kendi yaşamını verebilirsin .

       Ben ateşten hiç korkmadım . Ateş beni acılar içinde yaksa bile .Bu bir çizgi roman değil . Yaşadığımız dünyada doğa üstü güçlere sahip insanlar var . Ben onlardan biriyim . Ailemde öyleydi ... Onlar kendilerini insanları kurtarmaya adamıştı . Kısacası bir süper kahraman olmayı seçmişlerdi. Biyolojik babam John Multiman ve biyolojik annem Martha Multiman. Biyolojik ailemin ana özelliği bazı kahramanlardan çok daha fazla güce sahip olmalarıydı . Babam fiziksel güç bakımından oldukça donanımlıydı ; Süper kuvvet , süper hız, süper uçuş , lazer göz , süper duyu , süper çığlık, sıcak ve soğuk nefes  . Aynı Super man gibi değil mi ? Annem ise zihinsel güç bakımından oldukça donanımlıydı ; Telekinezi , telepati , süper pantomim ve süper hafıza .... Güçleri ailemi özel kılıyordu . 

        Annem ve babam üç yıldan beri evlilerdi . Daha önce hiç çocuk sahibi olmayı düşünmemişlerdi .O gün onların evlilik yıl dönümüydü . Annem zihninin zaten olağan üstü çalışması yüzünden alkol onda bir etki göstermiyordu tabi ki bir sınırı vardı . Sıradan insanların alacağı alkol miktarının 5 katı onu sarhoş edebiliyordu ama babam farklıydı çünkü onun zihni normal insanlar gibiydi, yani neredeyse . Aşırı gücünü kullanmak için kendini eğitmişti .Yoksa annemi veya başka birini kolayca zarar verebilirdi . Annemde insanların özel hayatına karışmamak için elinden geleni yapıyordu çünkü bulunduğu ortamın 10 km civarındaki tüm insanların düşüncelerini aynı anda paylaşabiliyordu . O güne dönersek ikisi de bir istisna yaptı ve o günün sonucunda ben var oldum . Büyük bir hataydı ama onlar bunu hiç bilemeyeceklerdi.

       Annemin bana hamile kaldığı o dokuz ay on gün boyunca olan tüm olayları hatırlıyordum . Bu da benim güçlerimden biri . Tabi güçlerim çok daha fazla onları size zamanla anlatacağım .Annem beni duyabiliyordu . Benimde onun gibi zihinsel güçlerim vardı ama o beni kendi güçleri ile duyabiliyordu. Onunla konuşurdum. Onun sesini seviyordum ipek kadar yumuşaktı ve kış günündeki yanan bir şömine kadar sıcak . Huzur veriyordu . O peri çınlaması gibi sesiyle bana söylediği ninnileri hatırlıyorum . Hiç unutmadım ki ... Babamın sesi de öyleydi huzur ve mutluluktu . Onları çok seviyordum . Babam , annemin karnını okşardı bunu hissederdim, bana söylediği her güzel sözcük , içimde sevildiğim duygusunu uyandırırdı . Çok güzeldi. Aslında annemin hamilelik süresinin bile kusursuz olmasının nedeni sanırım benim . Kusursuzluk gibi özelliğim var . Ama baştan söyleyebilirim kusursuzluk hiç bir zaman kusursuz değildir . Bunu hikayenin devamında anlayacaksız .

       Doğduğum gün her şey mükemmeldi . Babam annemin yanındaydı onu rahatlatıyordu . Bu annemin özelliğiydi . Eğer zihni rahat ise bu bedenini etkiliyordu . Onun bedeni , zihni ile bağlıydı . Eğer zihni zarar görürse bedeni de görürdü . Babam annemin elini tuttu ve her şey yolunda gitti . Sanki bir peri masalı kadar iyiydi . Sonunda ben doğdum ve yaşıyordum bir canım vardı . Kimse bilmese de aslında benim olmayan bir can . Ne gereksiz bir can . Bazen bu konuda ailemi kınasam mı diye düşünüyorum . Ama kızamazdım çünkü bilmiyorlardı . Bilemezlerdi ... 

       İşte bu başlangıç benim başlangıcımdı . Evet kesinlikle bu bir başlangıçtı ve her şey mükemmeldi . Annemin ve babamın o günden itibaren en önemli uğraşıları ben oldum . Kaldı ki işlerinden bile bazen ediyordum . Aslında bunu ben yapmıyordum onlar bunu istiyorlardı . Benimle ilgilenmek istiyorlardı. Tabi o kadar işlerine ayırdıkları zamanı almıyordum . İşleri onlar için hep önemliydi . Yaşam kurtarmayı seviyorlardı . Çünkü biliyorlardı ki başka aileler de vardı ve onlarda bizim gibiydi . Bizim ailemiz çok güzeldi ve biz bir birimizi severdik . Ama ben onlardan bunu hiç duymadım .Beni sevdiklerini hiç söylemediler . İkisi de zaten bunu bildiğim içim söylemeye ihtiyaç duymurlar dı . Yine de annem geceleri benle uyur masal anlatır ninni söylerdi . Bazen babam söylerdi . Ben konuşmazdım babam anlamasa da annem beni anlardı ve o babama da anlatırdı . İlk kelimemi 11 aylıkken söyledim . Söylediğim ilk  kelime ne anne , ne de babaydı . O kelime 'Son' olmuştu . Annem tam bana anlattığı öykü bittiğinde demiştim . İlk adımım 14 aylıkken olmuştu . Su içmek istemiştim . Ve doğumumdan beri beni hiç yalnız bırakmayan ailemle güzel bir yaşama sahiptim . Her saniyesini hatırlıyorum . Hiç unutmadım zaten istesem de unutamam . En büyük düşmanım zihnim buna izin vermez. İki yaşıma kadar  bu güzel hayatım böyle devam etti .        

Ölmek İçin Başka Bir Gün SeçWhere stories live. Discover now