Bölüm 2 - Bu , gün doğumu değil

133 8 0
                                    

Önemli ;  Bu bölüm çok klişe oldu biliyorum . Ben bile kendi yazdığımı beğenmedim . Neyse gelecek bölümlerde düzelteceğim :) İyi olacak söz veriyorum . Lütfen hikayeyi okumaya Üçüncü bölümden davam edin ve unutmayalım bu bir aşk hikayesi . Daha sonra bir de oğlan katılacak hikayeye ..

O gün benim ikinci yaş günümdü . O gün her şeyin başladığı , her şeyin şekillendiği , her şeyin değiştiği , her şeyin o kadar büyüdüğü ve her şeyin kül olduğu . O tek gün . Aslında bu hikayenin asıl başlangıcı bile olmayan o küçücük , önemi bile olmayan tek gün . Benim zihnimden daha önce bas etmiştim . Bir bebek olmama rağmen bir yetişkin bilincine sahiptim . Benim zihnim yaşadığım her olayı , bir anı , bir hatıra olarak her saniyesini bir bilgisayara kaydedercesine kaydeder . Bu o kadarda iyi bir şey değil . Bir insan her şeyi hatırlamak istemez . Unutmak isteyipte asla silemediğiniz binlerce anı. Bir insanı öldürmenin en acı yolu olan zehirli bıçağın saplanması gibi yavaş , giderek azar azar yayılan ve canınızı çok yakan o anılar .

....

Güneş sarı peri tozu misali pencereden içeri sızıyor , beşiğime vuruyordu . Mutfaktan annemin sesi geliyordu . Kahvaltı hazırlıyordu ve bir şarkı mırıldanıyordu . Ah o kadar güzeldi ki. Tam yarım saat önce uyanmıştım ama hiç sesimi çıkarmıyordum ve o da bunun farkındaydı. Ne ben uyandığımı haber veriyor , ne de o bana bakmaya geliyordu . Biliyorduk ki biz böyle çok iyiydik . Onun sesine hayrandım . Annem 1.87 boyunda kumral , koyu derin kahve rengi gözlü , bir manken misali ince uzun , pamuk gibi tenli olabildiğince güzel bir kadındı . Sonunda dayanamadı ve babama uyandığımı haber verdi . Nasıl olsa , ben onun bebeğiydim . Ne kadar o halimizden fazlasıyla memnunsakta , benim sabrıma hayran olsa da bebeğinin yalnız kalmasını istemezdi.

Babam beyaz kapılı , mavi gökyüzü desenli duvarları olan odama geldi . Onları her sabah ilk görüşümde kıkırdardım . Onların yüzünü görmek iyi gelirdi doktorum , bakıcım ve bir yaşındayken gittiğimiz arkadaşları dışındaki gördüğüm tek yüzlerdi . Annemle babamın arkadaşları Flashman ailesi. İkiz çocukları olan bir aile . Çift yumurta ikizleri . Biri kız diğeri erkekti . Kızın ismi Melany Flashman , Çocuğun ismi ise Maximus Octavius Flashman . Maximus veya Melany benim gibi değillerdi Onların da güçleri vardı ama benim kadar fazla değildi. Ama onları anlayabiliyordum . Onlar beni anlamasalarda . Maximus'u sevmiştim . Oldukça inatçı olsa da benimle her şeyini paylaşmıştı . Evet tek arkadaşım oydu ama onları bir daha görmedim . Çünkü olmam gerekenden daha güçlüydüm . Onlara zarar verebilirdim . Daha eğitilmemiştim . Bunun için yani benim için çok erkendi . Bir daha hiç başka bir yüz görmedim .

Babam : Günaydın minik güzel . ..

Babamın bana seslenişi hep nayifti , çok nazik bir insandı . Tam örnek alınası bir insandı . Babam 1.96 boyunda esmer saçlı , derin parlak mavi gözlü , gücü gereği iri yarı olan vücudunda devasa kasları . Gerçekten yakışıklıydı .

Babam : Hadi güzellik seni hazırlayalım.

Ben pek konuşmazdım . Neredeyse hiç diyebilirim . Buna ihtiyaç duymazdım . Zaten gerekte olmazdı . Pek fazla bir şey istemezdim . Ağlamazdım . Annem eğer bir ihtiyacım olursa hemen yerine getirirdi , eğer babam ile birlikteysem sadece belirtirdim . O anlardı ... Şimdi ise doğum günüme özel bana aldıkları elbiseyi giydiriyordu babam . Rengi pembeydi aralarında siyah şeritler vardı . Bel ve eteğin altına doğru ikişer tane geçen şeritler. Bana annemin süper kahraman kostümünü hatırlatıyordu . Onun kostümü pembeydi . Göğüs kısmı koyu pembe . Bu koyu pembeler taytının yan taraflarında da vardı . Mini eteği siyahtı . Aynı pelerinin iç kısmı ve ününde ki büyük 'M' harfi gibi . Babamın kostümü ise koyu maviydi pelerinin içi siyahtı aynı zamanda bu siyah, pantolonunun kenarlarında , kemerinde ve göğsünün üzerindeki büyük 'M' harfinde . 'M' tabi ki Multiman'i simgeliyordu . Babam Multiman ve annem Multiwomen .

Bu gün benim için büyük bir gündü. İlk defa dışarı çıkacaktım . Babam beni hazırladıktan sonra mutfağa , annemin yanına getirdi . Annem benim kıyafetime çok dikkat etmeden kucağına aldı . Nasıl olsa üzerimde nasıl olduğunu babamın zihninden görmüştü .

Annem : Bu gün ayrı bir güzel olmuşsun bebeğim .

Babam : Nasıl olsa elbisesini ben seçtim , değil mi ?

Annem :John... Hayır bebeğim zaten çok güzel . O sadece mutlu .. Bu onu çok güzel kılan . Baksana onun ufacık yüzüne . O mükemmel .

Babam : (İç çeker) Evet o kusursuz .

Tam bu anda olmaması gereken olur. Görev alarmı çalar . Kahramanlarında bir başkanı vardır. Gerçek adı Harriet Makers'tır fakat bu ismi bilen dünyada sadece 1500 kişi yaşamaktadır. Onlarda Yer Altı Ajanlarıdır . Bu konuya sonra değineceğim . Herkes ona Bayan Başkan olarak seslenir . Ve şuan o arıyor aileme görev vermek için . Mutfak duvardaki gizli duran televizyon açılır . Ben hala annemin kucağındaydım .

Bayan Başkan : İyi günler Multimenler.

Ailem : ( Hep bir ağızdan )İyi günler Bayan Süper Başkan.

B.Başkan : Sizin için bir görevim var Dr.Neferio, Kendecs ormanında en son göründü . Bombalarla ilgili bir düzenek hazırlamış ve elinde rehineler var . Bu konuyla sizin ilgilenmenizi istiyorum .

Dr.Neferio . Herkesçe bir numaralı kötü olarak bilinen ve en üst düzey yöntemlerle yaklaşılan bir kötü. Dünyanın en büyük kötüsü . Bu yüzden benim ailemi arıyorlardı . En üst düzey kötüye karşı , dünyanın en iyi süper kahramanları . Her ne kadar ciddiye alınsa da yeterli değildi . Olacaklardan anlayacaksınız...

Annem : (babama doğru) John unutma bu gün Bayan Karr izinli Violetta'yı yalnız bırakamayız . Eğer birimizden biri tek giderse de her şey yolunda gitmeyebilir .

Bayan Karr annem ve babam aynı anda görevdeyken bana bakan kilolu yaşlı ve bir o kadar da tatlı bakıcım.

Babam : Martha eğer gitmezsek birileri zarar görebilir . Bayan Süper Başkan'ı duydun , rehineler... Aileri olan dürüst , iyi insanlar . Ben giderim sen Violetta'ya bak . (B.Başkan'a doğru) Ben giderim ...

Annem : Ama John...

Bayan Başkan : Onaylanmıştır . İyi şanslar Multiman .

Babam : Teşekkürler Bayan Süper Başkan.

Annem son bir kez daha yalvarmayla karışık babama bakar . Babam , anneme güven verici bir bakış atıp , onu alnından öper . Kaldı ki kendi de biliyordu . Bu çok tehlikeliydi yine de bunu orada ki insanlar için göze alıyordu . Bundan pek bir şey anlamıyordum ama bende gitmesini istemiyordum . Garip bir şey hissediyordum . Daha önce hissetmediğim bir şey . Ve ben daha ne olduğunu anlamadan ;

Ben : Yangın gitme .. (dedim)

İkisi de bana şaşkın bir şekilde bakıyordu . Sonunda babam ;

Babam : Korkma güzellik geri geleceğim .

Annem : John.... (Duraklar ve uzun derin bir soluk alır ) Dikkatli ol.

Babam : Merak etme hayatım her şey yoluna girecek .

Babam aşağıya , tüm kostümlerin , silahların , aletlerin , arabaların ve tüplerin bulunduğu odaya inip hazırlanır .

Annem : (bana) Merak etme bebeğim o iyi olacak . (diye fısıldadı zihnime)

Annemin yüzüne baktığımda onun daha önce hiç böyle görmediğimi fark ettim . Neler oluyordu ?






Ölmek İçin Başka Bir Gün SeçWhere stories live. Discover now