Bölüm 5 - Ruhum kadar yıkık

75 7 0
                                    

       Ateş kadar canlı birisi nasıl bir kül yığınına döndürülür ? O kadar soğuk ki içim buz tuttuğuna eminim . Hem kül hemde buzum aynı anda . Ne anlamı var ki ? Hayatta tek sahip olduklarını kaybedip de yaşamanın . İnsanlar bir gün ölmez miydi ? Neden ben çoktan öldüm . Öldüysem o zaman neden hala acı var ? Ben hala yozlaşmadım . Buz olmama rağmen yanıyorum . Aynı bir çelişkiler yumağı gibiyim. Aldığım nefes bana fazla gelen bir gün daha , oysa daha yüzleşeceklerim bitmedi . Ben dünyadaki cehennemdeyim . Umurumda değil kimse bulmasın beni . Nasıl olsa bulsanız da yanmışım. Aynı ailem gibi yanmışım . Bu kül bir daha alev olmayacak . Ama yinede hep yanacak...                                 ................

       Her tarafım ağrıyor . Hayatımda ilk defa böyle fiziksel yorgunluk hissediyorum . Çok garip bir his . Kafamı kaldırıp oda da gözümü gezdirdim . Normal bir durum olsa iğrenirim . Hayatımda gördüğüm en pis yer . Toz kokusu burnumu yakıyor . Eminim normal bir insanın da yakardı . Bunun gelişmiş koku alma duyumla bir alakası yok . Oda da dökük ve büyük bir şifoniyer ile iki metal başlıklı baza yerine kalın yorgan gibi bir şey konulmuş tek kişilik yataklar dışında başka hiç bir şey yoktu .Oda duvarları beyazdı. Anlaşılan bu ev gri ve beyaz renklerinin hakim olduğu bir yerdi . Yatakların birinin üzerinde ben duruyorum . Diğerinin üzerinde benimle aynı yaşta görünen omuzlarına uzanan kızıl kahve saçlı . Ela gözelerini kocaman açmış ve yatağın bir köşesine kendini tortop etmiş , fazlasıyla korkmuş bir kız duruyor. Hiç sesini çıkarmıyor ama çok hızlı nefes alıp veriyor .Bunu çok net bir şekilde duyabiliyorum.

       Dikkatimi kızın üstünden çekip önümde duran iri ve pis adama çevirdim . O elindeki paslı ve kendisi gibi pis olan kovayı odanın diğer kenarına fırlattı . O kovadan üstüme attığı su buz gibiydi . Şuan fazlasıyla üşüyordum . Bende gözlerimi o kız gibi kocaman açıp adamın suratına bakıyordum . Bir psikopat olduğu tüm yüzünden okunuyordu . Ve ben yeniden yerime mıhlanmış durumdayım . Bana söylediği şeyi beynimde tartıyorum . "Günaydın uyuyan seksi güzel" Bu çok itici . Acaba bir pedofili mi ? Annemi istiyorum . Annemi istiyorum . Annemi istiyorum ! Hayır annem bir daha gelmeyecek . O beni bıraktı . Hayır ! Bana bunu yaptılar . Beni bir başıma bıraktılar ... Tüm düşüncelerim onlara kayıyor . İçimi bir karanlık sarıyor be boğazıma doğru ilerliyor . Beni boğduğunu hissediyorum . Panikliyorum ama yinede heykel gibi yerimde duruyorum . Adam sonra tekrar konuşmaya başlıyor ;

Adam : Adın ne senin bakalım ? 

       Yerimden bile kıpırdamıyor , onu cevapsız bırakıyorum . Birkaç saniye boyunca göz göze bakışıyoruz . Sonunda o hareket ediyor ve suratıma bir tokat indiriyor . Diğer yataktaki kızdan ufak bir çığlık duyuluyor ve o korkudan titremeye başlıyor .Adam ona kısa bir bakış atıyor ama yeniden bana dönüyor . Ben ise hala aynı yerimdeyim. Kıpırdamadım bile . Bu darbe canımı acıtmayacak kadar zayıftı . Derim bunun için fazla kalın . Bu mecaz değildi . Gerçekten öyleydi . Kocaman elleri vardı . Daha önce o kıza da vurup vurmadığını merak ettim . Adamın zihninden bunu daha önce ona yaptığını gördüm . Kızın zihninde ise ne kadar çok canını yandığını . Bunun üzerine suratımı ekşittim . Bunu ona yapması haksızlıktı . Adam, darbesi canımı acıttığını zannettiği yüzünden suratımı ekşittiğimi düşündü . Onun canımı  için yeterince yakamadığı için hayal kırıklığına uğramış görünüyordu çünkü bağırmamıştım ama yinede yüzüne bir zafer gülümsemesi yerleştirmişti . Gerçekten iğrenç birisi . Ve yeniden konuşmaya başladı.

Adam : İşte söylediklerime uymazsan böyle olur seni ufak şey .

       Tekrardan sırıtıp odadan ayrıldı . Ardından kapı kilitleme sesi duydum . Beni neden buraya getirdi ki ? Ben hiç bir işine yaramam onun . Ben şuan neden burada olduğumun ve bu durumun saçmalığını düşünürken , o diğer kızın bana baktığını fark ettim . Şimdi onunla göz gözeydik . O benim gibi değildi . Benim gibi bilinçli değildi . Benden sadece altı ay büyüktü . Bir Rus olduğu her yerinden belli . Ailesi onu terk etmiş . Buraya tam on ay önce getirilmiş . O adam onu sokakta açlıktan ölmek üzereyken bulmuş . Yinede pek bakım görmüş diyemem . Bunların hepsini kızın aklından görüyorum . O hatırlamasa da ailesini de görüyorum . Onu terk edişlerini de .Bunların hiç birini hatırlamıyor ama ben anı sisteminin en derinlerine kadar bakabiliyorum.  Bu korkunç . O da benim gibi yalnız . Terk edilmiş. 

       Yatakta biraz öne geliyor . Tepkilerimi ölçüyor . Dahada öne geliyor ve yataktan aşağı iniyor . Bir şey deyip demeyeceğime bakıyor . Ben hayatım boyunca neredeyse hiç konuşmadım . Buna ihtiyaç duymadım .Şimdi de konuşmayacağım . Kız biraz daha beni tarttıktan sonra yatağının altına uzandı . Yarısı yenmiş fazlasıyla eski, bayat bir kek çıkarttı . Bunu yaparken üstündeki kıyafetlere baktım . Çok eski, pis ve yırtıklar . Bana doğru yaklaştı ve elinde ki keki bana uzattı . Bunu yaparken o büyük ela gözlerini üzerime dikti . Adı Natasja (Natasya) dı . Evet bu bir Rus adı .

Natasja: Merhaba . İster misin ?

        Ona birazcık daha baktım . Kötü bir tepki vereceğim için korkuyordu . Az bir zaman sonra ona hayır anlamında kafamı salladım . Gözlerini benden çekip elindekine baktı . Biraz düşündükten sonra onu yedi . Ve bana yeniden döndü . 

Natasja : Neden konuşmuyorsun ? (Konuşurken dili yuvarlanıyor ve ilginç bir aksanı vardı )

        Çünkü istemiyordum . Bunu ona söylemekte istemiyorum . Başımı başka bir yöne çevirdim . O da kendi yatağına geri döndü . Şimdi artık burada mı kalacaktım ? Etrafıma yeniden bakındım . İç çektim . Anne geri dön! Evimin yolunu bilmiyordum . Buradan nasıl çıkacağımı da . Üzerinde bulunduğum yatağa düzgün bir şekilde yatıp yüzümü duvara döndüm . Bacaklarımı kendime iyice çektim . O deminki beni boğan karanlık duygu kaybolmuştu ama şimdi oldukça hüzünlüydüm . Odada bir tane pencere vardı önü demirlerle kaplıydı . Bu evin iki katlı olduğunu anladım . Güneş batıyordu . İçeri turuncu güneş ışıkları sızıyordu . Bana o alevleri yineden hatırlatıyorlardı . Üzerime duygularımın bana bastırdıkları ağırlık çöküyor . 

       Güneş batalı saatler oldu . O her dakikası insana batan saatler . Natasja yatağında sessiz benim gibi yatıyor ama bana dönük bir biçimde . Beni izliyor ama uykusu gelmiş arada esniyor . Ben duvara doğru dönüğüm . Etraf tamamen zifiri karanlık değildi . İçeri , ayın o beyaz soğuk ışığı vuruyordu . Sonbahardayız ama hava kış kadar soğuk . Natasja titremeye başlamıştı . Üstündekiler onu koruyamayacak kadar ince . Üzerine örttüğü o paçavra da öyleydi . Ben kurumuştum ve üşümüyordum . Benimde üzerim o kadar kalın sayılmazdı ama yinede üşümüyordum çünkü ben soğuğa dayanıklıydım . Saat gecenin en az ikisiydi . Natasja iyice titremeye başlamıştı . Dişlerinin birbirine çarpma sesini duyuyordum . Sanırım buna alışıktı ki şikayet etmiyordu . Her gece onun için böyle olmalıydı . İçimde bir merhamet duygusu büyüdü ve yanına gittim . Yüzü şimdi duvara dönüktü . Ona arkadan sarılıp yanına yattım . İlk önce çok korkup beni ittirdi ama . Güçlüydü ama benim kadar değil . Vay canına onunda bir süper gücü var . Çok güçlü aynı benim gibi ama beni yerimden oynatamadı . Ve onu ısıtmak istediğimi anladı .

Natasja : Çok sıcaksın .

        Bana göre ufaktı .Ben fazla iri olmasam da ,ondan iyriydim. Bana doğru döndü ve onu iyice sardım .Minnettarlığını hissedebiliyordum . Zamanla ısındığına dair ufak ufak inlemeler çıkarıyordu . Sonunda da uykuya dalmıştı . Ama ben uyuyamıyordum . Zaman kağnı hızında ilerliyordu . Natasja arada ufak kıpırdamalarıyla beraber uyuyordu . Şafak söküyordu . Bunu içeri sızan ışıkla beraber anlıyorum . Benim içime bile ulaşamayan ışıkla . Sonunda bende uykuya daldım .




Ölmek İçin Başka Bir Gün SeçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin