26. "Kabus"

22.2K 856 64
                                    

Multimedia Meriç var iyi okumalar...

Mira

Dar ve karanlık bir sokakta kendi başıma öylesine yürüyorum. Kimse yok. Yapayanlızım. Hava soğuk. Yolda ilerlerken küçük bir kız çocuğu görüyorum. Birini arar gibi görünüyor. Yanına yaklaşamıyorum ama. "Ne oldu " diye soramıyorum. Kitlendim sanki . Kızın yanına kırklı yaşlarında bir bayan geliyor konuşmaları burdan bile duyuluyor

"Anne nerdeydin ?"

Diye soruyor küçük kız. Benim gibi uzun sarı saçları var . Gözleri burdan belli ve aynı ben.

"Kızım kendine iyi bak gidiyorum ben"

Diyip kadın yok oluyor . Küçük kız yere çöküp ağlamaya başladığında Ayaklarım beni ters yöne sürüklüyor o kız o durumdayken ben arkamı dönüp gidiyorum. İleride tanıdığım bir sırt görüyorum. Bu boy, bu cüsse , o saçlar herşeyiyle iyi tanırım ilerideki Demir.
O kıza yardım edebilirdik Demir ile. Sonuçta benim sevgilimdi

Hızlandırıyorum adımlarımı . Demirin yanına geldiğimde omzunu dürtüp

"Sevgilim?"

Diyorum. Bana o nefret eden suratıyla dönüyor.

"Ben senin sevgilin değilim. Seni gerçekten sevmiyorum anlamadınmı bunu? "

Diye konuştuğunda kalbime bıçak saplanıyor resmen. Ölümü bile göze aldığım adam beni sevmiyor...

Demire bir şey diyecekken yok olduğunda aynı o kız çocuğu gibi yere çöküp ağlıyorum. Yanımda hareketlenme hissettiğimde kafamı kaldırıp o küçük kıza baktım. Bu...bu benim küçüklüğümdü bu kız bendim. Ve bana dediği şeyi kafamdan atamadım

"Sen yanlız kalacaksın mutsuz olacaksın hemde her zaman "

Korkuyordum. Gözlerimi açamıyorudum "Demir" demekten başka yaptığım birşey yoktu. Ne biçim bir kabussa kan ter içindeyim. Uyanamıyorum

"Mira uyan"

Demirin sesini duydukça kaşlarım dahada çatılıyor. Beni sevmediğini söylemişti kabusumda. Ama öyle değildi demi? Neden bilinç altım bana böyle bir oyun yapıyordu. Bu ne demekti ?

Sıçrayarak yerimde kalktım. Yatakta oturur pozisyona gelirken ellerimle başımı ovuyordum. Fazlasıyla başım ağrıyordu. Bu kabus bir kaç saniye içinde gerçeleşsede beni etkilemişti. O kadın muhtemelen annemdi. O kız bendim. Demir gitmişti o kabusta. Tanrım çok kötüydü bu.

"Demir korkuyorum"

Dediğimde beni kucağına aldı. Ve kendine çekti. Mentol kokusu huzur vericiydi. Dudakları saçlarımda gezinirken

"Şş korkma burdayım. Sadece bir kabustu "

Sadece kabusmuydu ?

Gözlerimi yumup kendime geldim. Evet sadece bir kabustu . Demirin kocaman kolları arasında sakinleşmeye çalışıyordum.

"Demir beni hiç bırakma olurmu ?"

"Prenses nasıl konuşuyosun ben seni ancak ölümle bırakırım. "

Dediğinde rahatlatarak tuttuğum nefesi bıraktım

"Ağlama ama "

Dediğinde ağladığımı farkettim. Sessizce konuşuyorduk. Meriç vardı evde. Gecenin saat dördüydü bu hale gelmiştim

"Demir çok kötüydü "

"Anlatmak istermisin ?"

"Yolda yürüyordum. Boş ve karanlık. Bir süre sonra karşıma bir küçük kız çıktı. Bir kadına gitme dedi ve kadın gitti kız ağlamaya başladı bana çok benziyordu aynı küçüklüğüme . Ama ben arkamı dönüp yürüdüm. Sonra seni gördüm. Yüzün gene kireç gibiydi gözlerin bana nefret kusuyordu. Sana 'sevgilim' dediğimde bana öyle baktınki içimde birşeyler koptu beni sevmediğini sevgilin olmadığımı söyledin ve gittin. Ağlamaya başladığımda o küçük kız yanıma geldi. Ona baktım o bendim Demir. Küçük Mira işte o giden kadında Annemdi bana yanlız kalacağımyanında kimsemin olamayacağını söyledi."

Lise BelasıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang