13-Tekrar o Bar

49 1 5
                                    

Dedemle güzelce yemek yeyip biraz da sohbet ettik.Bu yemek ikimize de iyi gelmişti.Biraz normal zaman geçirmiştik.

Eve geldiğimde saat yediye geliyordu.Güzelce bir duş aldım.Saçımı kurulayıp dolabın karşısına geçtim.Kendime mini siyah bir etek ve beyaz basic bir t-shirt ve siyah mini bir hırka seçtim.Saçlarımı maşa ile dalgalı bir hale sokup biraz da makyaj yaptım.

Evden çıkarken o iki odaya baktım.Benim mezarım olan o iki oda.Acılarımın,anılarımın olduğu o iki oda.Kapıları kilitli o iki oda.

Ayaklarım beyaz superstarlarımı geçirip evden çıktım.Arabayla bara doğru yola koyuldum.

Bara geldiğim de saat onu geçiyordu.Bugün çok kalabalıktı.Barmenin karşısındaki sandalyelerden birine oturdum.Bir bardak votka istedim.Bugün içecektim.İçtikçe uyuşuyorsan unutuyorsan şimdi tam zamanıydı.

Kafam iyice iyiyken ani bir kararla sahneye atılıp solistin elinden mikrofonu kaptım.Bütün herkes şaşırmış bana bakıyordu.Ne söyleyeceğimi biliyordum kesinlikle.

"Şimdi size abimle söylediğim o son şarkıyı,aylar aylar önce söylediğim o şarkıyı söyleyeceğim."

Başladım 'You're Beauiful'u gökyüzüne bakarak söylemeye.Bora beni izliyordu çünkü orada.Adım gibi biliyordum.

Herkes alkışladı şarkı bitince.Sahneden inerken başım döndü ve duvara yaslandım.O ara Pars'ı fark ettim.Beni alkışlıyordu.Göz göze gelince yanıma doğru yürümeye başladı.

Bir.Iki.Uç.Dört.Beş.ve Altı.Tam altı adım.

"Tebrik ederim" dedi ve elimi sıktı başımla teşekkür edip çantama doğru yürüdüm.İçtiklerimin parasını ödeyip bardan çıktım.Cevap verememiştim.Çünkü ağzımdan bir kelime çıksa nefret kusmayla devam edecektim.

Özgeyi arayıp buluşup buluşmadıklarını sordum grubun.Buluşmamışlardı.İyi geceler deyip kapattım telefonu.

Sonra Ozan arayıp itiraz istemediğini söyledi ve nerede olduğumu sordu.Mecburen verdim adresi.Zaten bu halde eve nasıl dönerim bilmiyordum.

Ozan yirmi dakika sonra geldi.Ve beni oturduğum yerden kaldırıp arabamın ön koltuğuna oturtturdu.Kendisi de bindi arabaya ve evime doğru sürdü arabayı.

Eve gidince banyoda yüzüme bir kaç kez su çarpıttı.Sonra da ikimize kahve yapıp getirdi.Evet merakla beklediğim o azar başlıyordu.

"Ne yapıyorsun sen Düşüm?Ne yaptığını sanıyorsun?Bu halin ne?Kendini hiç mi düşünmüyorsun?Seni anlamaya çalışıyorum ama olmuyor.Ne yapacaktın ben gelmeseydim?"

"Anlamaya çalışma beni anlayamazsın.Sen anlayamazsın o anlayamaz kimse anlayamaz beni.Ben on iki yaşında anne babasız kaldım.Abimle avuttum kendimi.Acımı onla dindirdim.Sonra da onu kaybettim.Şimdi de başka şeyler arıyorum kendimi unutmak uyuşmak için.Alkol da bir çözüm gibi.Kendimi düşünmüyorum ben artık.Ben yokum ben hiçim.Bunu anlıyor musun?"

Kendimi tutamayıp bağırmaya başlamıştım.Ve sonra da ağlamaya.Yanıma geldi sıkıca sarıldı.Abimin arkadaşı.Abim gibi.Belki de değil ama yine de sıcak.

"Ozan gitme bu gece bir yere burada kal lütfen.Yalnız kalmak istemiyorum.Dayanamıyorum.Burada benimle kal.Lütfen." dedim yalvarırcasına.

Alnımdan öptü.Beni kanepeye yatırdı.Odamdan çarşaf getirip üzerime örttü.

"İyi uykular Düşüm.En güzel düşler seninle olsun bu gece."

Gözlerim kapanırken Ozan'a bakıp gülümsedim.Evde biri varken rahat rahat uyuyabilirdim.

----
Evet yeni bölüm 1.5 yılın ardından :)

Sevgilim,katilim.Where stories live. Discover now