16-İtiraf ve Doğum Günü

25 0 0
                                    

Aldığım teklifin üzerinden üç gün geçti ama hala bir karar veremedim.Bu üç günde sadece ne yapacağımı düşündüm.Düşündüm de bir sonuca varamadım.

Hala bir plan kuramamıştım.Ne kadar zormuş bu işler.Keşke bununla ilgili bir danışma merkezi falan olsaydı.

Tek aklıma gelen Parsla yakınlaşmaktı İpek fark etmeden.Ama bu nasıl olur bilmiyordum.Tekliften yola çıkmak mantıklıydı.

Teklifini kabul etmeye karar verdim.Ama çok dikkatli olmalıydım orada.İpeğe yakalanma ihtimalim epey yüksekti.Eğer yakalanırsam her şeyi Parsa anlatırdı.Kim bilir belki de beni de öldürürlerdi.

Öldürülmek?Ölmek?Korkuyor muydum? Hayır.Benim için daha bile iyiydi.Boraya,anneme,babama kavuşurdum.Kaybetsem bile kazanacaktım.

İnşallah öyle bir durumda gerçekten beni öldürürlerdi.Yoksa ben onların gırtlağına yapışır öldürürdüm onları.Yakalanırsam onları beni öldürmeleri yönünde kışkırtmayı aklıma not ettim.

Dedemi arayıp kahvaltı edip etmediğini sordum.Birlikte kahvaltıya gitmeyi teklif ettim kabul etti.

Saat on birde dedemle buluştuk.Güzelce kahvaltımızı edip muhabbet ettik.Onun işinden.Benim neler yaptığımdan.Kısa ve öz.

Hayatlarımızdaki son dayanaklar birbirimizdik.Hangimiz ölsek diğeri yapayalnız kalacaktı.İçim acıyarak baktım bu tabloya.

Dedeme sarıldım.Tek ve son dayanağım.Harika bir ilişkimiz yoktu ama olsun.Olmasaydı o belki de bu kadar sakin kalamazdım.

Bana destek olmasa belki raydan çıkmış olurdum.Maddi ve manevi her türlü destek oluyordu.Ve ben o üzülmesin,yalnız kalmasın,ailem bana kızmasın diye kendime kıymıyordum.

Dedemle yaptığımız güzel kahvaltıdan sonra onu iş yerine bıraktım.Mağazadan kendime üç beş tane elbise etek aldım.Dedem bu tarzımdaki değişimin nedenini sordu.Bense omuz silkmekle yetindim.

Akşama kadar boştum.Teklifi kabul etmek için bugün tekrardan bara gidecektim.Saat daha üç.En az altı yedi saatim var.Değerlendirebileceğim bir şey yok bu zamanı.

Büşrayı arayıp bir gelişme olup olmadığını sordum.Ama hiçbir şey olmamış.Bir şeyi olursa bana direkt haber vermesini tekrar hatırlatıp kapattık.Sıkıcı bir zaman dilimi daha.

Geçenlerde Çocuk Esirgeme Kurumu'na gidemediğim aklım geldi.En yakın zamanda gitmeyi aklıma not ettim.Üçten önce gitmeliydim.Ziyaret saatleri üçe kadardı.

Saat dört gibi sıkılmaktan başka bir şey yapmadığım bir anda Ozan'ın araması beni mutlu etmişti.

"Düşüm nasılsın,ne yapıyorsun?"

"İyiyim sen nasılsın ve ayrıca evde oturuyorum boş boş."

"Ha işte tam da bu çok iyi oldu.Bizim çocuklarla Selinlerin evine gideceğiz.Selin'in doğum günü de sürpriz yapacağız.Evi falan hazırlayacağız önden gidip.Sende gelsene bir işin yoksa."

"Tamam gelirim ama öncesinde beni al ya da ben seni alayım bir alışveriş merkezine gidelim de bi hediye alayım ve sende bana yardım et,müsaitsen?"

"Tamam yarım saate oradayım çabuk hazırlan."

Acele bir duş alıp saçlarımı kuruladım.Dolabın karşısına geçip ne giyeceğimi düşündüm.En sonunda skinny bir kota ve beyaz-siyah çizgili bir gömleğe karar verdim.Saçlarımı düzleştirip eyeliner çektim gözüme.Hafif bordo bir ruj.

Çantama cüzdanımı,telefonumu,makyaj çantamı attım.Siyah ceketimi giydim.Ve beyaz superstarlarımı ayaklarıma geçirdim.

Saate baktım tam tamına 45 dakika olmuştu.Ozan aramamış yada gelmemişti kapıya.Aşağıya indim.Kapıda arabayla bekliyordu.Ön koltuğa geçip sarılıp merhaba merhabalaştık.

Sevgilim,katilim.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin