17-Bar ve İş

7 0 0
                                    

Selinlerde birlikte güzel bir kahvaltı yapmıştık.Eve döndüğümde saat üçe geliyordu.Yine kaçırmıştım Çocuk Esirgeme Kurumu'nun ziyaretçi saatlerini.

Hazırlandım.Bir alışveriş merkezine gittim.Bir sürü kırtasiye malzemesi,oyuncak ve kıyafet aldım param yettiğince.Dedem gideceğimi bildiğinden baya para vermişti bana onun adına da alayım diye.

Kendime üç ince kitap aldım.Aldıklarımı arabama yerleştirdim.Huzurevine doğru sürdüm arabamı.Kapısında karşılaştığım çiçekçiden ziyaretçi saatlerini öğrendim.Şimdi girebilirdim.Yirmiye yakın gül aldım.

Bahçede oturan,sohbet eden,tavla ve okey oynayan yaşlı tonton amca ve teyzelerle sohbet ettim,oyun oynadım.O kadar çok eğlenmiştim inatçı yaşlılarla.Herkes birbirine laf çarpıyordu.Ama güzel vakite geçiriyorlardı.

Içime bir hüzün çöktü bir buçuk saatten sonra arabama dönerken.Kimi kimseleri yoktu veya vefasız çocukları vardı hepsinin.Onları buraya bırakmışlardı.Bazılarının ziyaretçileri vardı ama kimisinin gelen gideni yoktu.

Bara doğru sürdüm arabamı burdan.İş teklifini kabul edecektim yüz yüzeyken.Kapıdaki adamlara kimlik göstermeden geçtim yine.Bu işime geliyordu.Gerçek ismimi saklayabilirdim.

Yani Düşüm ismi kaç kişide vardı ki.İpek duyarsa hemen bilirdi tanırdı beni.Derin.Kendime bu ismi seçtim.

İçeriyi akşama hazırlayan barmene Pars'ı sordum.Odasında olduğunu ama yanında sevgilisinin olduğunu söyledi.

İpek burdaydı demek.En dibe geçip oturup beklemeye başladım.İçerisi karanlıktı yer altında olduğu için.Görünmemek için elimden geleni yapıyordum.

Böyle tam tamına 85 dakika bekledim.En sonunda İpek ve Pars gülüşerek çıktılar odadan.Mutlu olmaları sinirlerimi bozdu.

İpek Pars'ın dudakları ısırarak öptü uzunca hem de barmenin gözleri önünde.Başta kıpırtısız duran Pars durdurdu sonunda İpeği.Artık gitmesi gerektiğini söyleyip hafifçe poposuna vurdu.Manzara sinirlerimi bozuyordu.İpek yavaş yavaş çıkıp gözden kayboldu.

Pars tam odasına dönerken barmen eliyle beni işaret edip sessizce bir şeyler fısıldadı.Bana dönüp el salladı yavaşça yanıma gelerek.Bu arada yüzünde inanılmaz tatlı bir gülümseme vardı.Belki başka biri olsa yani ondan nefret etmesem gülümsemesi hoşuma gidebilirdi.Ama bu şartlarda sadece nefretimi körükledi.

'Odama geçelim mi daha rahat konuşuruz.' Belli belirsiz kafamı salladım ve takip ettim onu.

Odası kocamandı.Çok güzel ve şık dizayn edilmişti.Bir masa,dönen sandalyelerden.İçinde dosyalar olan dolap.Bir buzdolabı.İçi tahminen içki dolu.Deri bir koltuk takımı.Tavan aydınlatmaları.Başka bir yere açılan kapı.Nereye açıldığını bilmediğim.İçerisi serin.Klima açık.

'Kendime viski koyacağım sizde alır mısınız?Yada başka bir şey isterseniz?'

'Varsa bir bol limonlu maden suyu alabilir miyim?'

Telefon etti bir yere.Kendine viski koydu.O arada maden suyum geldi.Bir yudum o bir yudum ben aldım.

'Sevgilinizdi değil mi giden?'

'Yani sevgili sayılır aslında durumlar biraz karışık.Adı İpek bu arada.'

'Hep gelip gider mi buraya?' ağız arıyordum.

'Haftada bir iki defa.Çok gelmez yani.Aile yapısı gereği pek bar falan takılan birisi değil.Sadece bazen beni görmeye gelir.Bu arada isminizi henüz öğrenemedim ben'

'Adım Derin.Buraya bana yaptığınız teklifle ilgili konuşmaya geldim.Bir kaç şartım var.Eğer size de uygun olursa teklifinizi kabul edebilirim.'

'Buyurun dinliyorum.Anlaşabileceğimizden eminim.'

'Bu işi paraya ihtiyacım olduğu için değil vakit geçirmek için geleceğimi bildirmek isterim öncelikle.Yani bana uyan günlerde gelir giderim.Günleri kendim belirlemek isterim.Tabi sizde bana ricalarda bulunarak gelmemi istediğiniz günler olabilir.Geldiğim zamanlarda diğer solist dinlenir veya birlikte sahne alırız.Sizden en önemli ricam benim geldiğim günlerde onlardan para kesmemeniz.Her gün aynen devam etsin.Ayrıca Murat Bey'in önemli ve acil işi çıktığı günlerde bana bildirmesi kaydıyla yerine bakabilirim.'

'Tamam şartlarınız bana uygun.Kabul ediyorum.Geldiğiniz günlerde 300 lira alırsınız günlük,başlangıç olarak.Yarın işiniz yoksa buraya gelin, Murat ve ekibiyle tanışın ve prova da yaparsınız.'

'Yarın müsaitim gelebilirim.Anlaştık o zaman Pars Bey.'

Ayağa kalktım.El sıkıştık.Baya bırakmadı elimi.Gözlerimin içine baktı ve gülümsedi.En son dayanamayıp boğazımı temizler gibi yaptım.Anladı ve elini çekti.

'Yarın geldiğinizde diğer çalışanlarla da tanışırsınız ve barı gezdiririm size.Anlaştık mı?'

Onaylarcasına kafa salladım.Iyi günler dileyip çıktım odasından.Neydi o gülümsemesi öyle.Katile benzemiyordu ki.Gülümsemesi samimiydi.

Acaba gerçektende bir suçu yok muydu diye düşündüm durdum.Ama suçlu olduğuna inandım yine.Tamam ispatlayacaktım bunu er yada geç.Eminim ki haklı çıkacaktım.

Bora'yı evsizin biri öldürmüş olamazdı.Özellikle bu bara gelmişken.Parsla konuşmaya hatta kavga etmeye gelmişken.

Kafamda bin bir soru.Cevap yok.Cevapları kendim bulacaktım.Hep gördüğüm barmenle ve Muratla samimi olmayı not ettim aklıma.Belki bir şeyler öğrenebilirdim onlardan olay hakkında,Pars hakkında veya İpek hakkında.

Eve yardığımda saat dokuza geliyordu.Yorgundum.Duş alıp yatağıma geçtim.

Gözlerimi kapatır kapatmaz derin bir uykuya daldım...

Sevgilim,katilim.Where stories live. Discover now