3

544 12 0
                                    

Multimedia var bakın :)  

--

Bugün uzun bir aradan sonra Borayla alışverişe çıkmaya karar vermiştik.Buzdolabını boşaltmıştık ve doldurmalıydık.Hiçbir zaman diğer kızlar gibi alışveriş meraklısı olmamıştım.Genelde Borayla yiyecek içecek alışverişine çıkıyorduk.Kıyafet ve ayakkabı türünde şeyleri ya dedemin mağazısını gidip alıyordum ya da İpek ve Borayla dışarı çıktığımızda alıyordum.Bunun için her mağazaya girmiyordum;ilk girdiğim mağazadan alıyordum.Kıyafet,ayakkabı,çanta yada diğer aksesuarlar asla isteklerim arasında olmamıştı.

  Gerçekten diğer kızlara hiç ama hiç benzemiyorum.On sekizindeyim ama hiç erkek arkadaşım olmadı.Birine aşık olmadım yada birini sevmedim.Sadece beğendiğim erkekler oluyordu.Arkadaşlarım feminist olduğumu bile düşünüyorlardı.Ama feminis falan değildim.Feminizm onu bile bilmiyorum tam.Zaten sonu -izm ile biten hiçbir şeyi anlamıyorum.

   Borayla girdiğimiz marketten alacaklarımızı alıp çıkıyoruz.En çok cips depoluyoruz çünkü bugün büyük gün.El clasico var.Konu futbol olunca abimle yine zıt düşüyoruz.Ben Barcelonayı tutuyorum o ise Real Madrid'i.Neyse ki Barcelona'nın yeneceğinden emin gibiyim.

  İddaaya girdik çoktan.Kazanırsam bana forma alacak kaybedersem de ben ona.Tabi o parasının Galatasaraya gitmesini istemiyor bende tabi paramın Fenerbahçeye gitmesi taraftarı değilim.İddaayı kaybettiğimde onunla Fenerbahçenin maçına gittiğimi bile hatırlıyorum.Spor mevzularında karşı karşıya gelsekte birbirimize kızmayıp kavga etmeyiz.Spor terör değil kardeşliktir bize göre.Ezeli rekabet ebedi dostluk.Bir sporcu olarak herkesin böyle görmesini istiyorum sporu.

  Eve gittiğimizde maçın başlamasına yarım saat vardı.Abimle aldıklarımızı yerleştirirken James Blunt'un 'You're Beatiful' şarkısını söyledik.İkimizin sesi de güzeldi ve birlikte şarkı söylemeyi seviyorduk.Sesimizin güzelliğini kesinlikle annemizden almıştık.En sevdiğim şey annemin uyumam için şarkı söylemesiydi.Sesi masal gibi gelirdi.Sesi huzurun kendisiydi.

  Onlar öldüğünden beri ne zaman geceleri ağlasam abim annem gibi gelir şarkı söyleyerek sakinleştirirdi beni.Bora gibi bir abim olduğu için şanslıydım.İlerde eğer evlenecek olursam Bora gibi birini bulmalıydım.Tabi şanslı olan bir tek ben değildim.İpek de en az benim kadar şanslıydı.

  Bunları düşünürken abim suratıma bakıp gülümsedi.Yine dalmıştım.Hemen cipslerimizi ve çerezlerimizi hazırladım.O da meyve sularımızı doldurdu ve salona geçtik.Maçın olduğu kanalı açıp son beş dakikayı desteklediğimiz takımların yenmeleri için haklı sebepleri sayıp durduk.En sevdiğim kısım bu kısım bu kısımdı.Her maçtan önce mutlaka bunu yapardık.ve maç başlıyordu.

   Devre arası girdiğinde mutlu olan taraf bendim.Barcelona Real'e karşı 1-0 öndeydi.Bora'nın suratı düşmüştü tabi.Birden kapı çaldığında sus işareti yaptı.Çünkü gelen kesin komşumuzdu ve çok ses yaptığımız için bizi uyaracaktı.Kalkıp kapıyı açmaya gittiğimizde ikimizde gülümsüyorduk;sevimli ve mahçup gözükmek için.Kapıyı açtığımızda şaşkınlıktan ağzım bir karış ayrıldı.İpek karşımda yüzü gözü şişmiş bir şekilde ağlıyordu.

Sevgilim,katilim.Where stories live. Discover now