2.Bölüm

13.5K 755 76
                                    

-နိုးထ

°•○●ElementA - Ölümsüzlük Masalı - Bölüm "2" /T

"İlk bomba!"

Ren meşaleyi yakana kadar bir iki dakika uğraştı. Hazır olduğunda mağaranın daha diplerine açılan geçide girdi. Giriş kısmındaki bölgeden daha derli toplu, topraktan bir odaya girmişti. Arkasındaki geçit ve oradan gözüken mağaramsı bölge olmasa buranın normal ve yerin üstünde bir kerpiç ev olduğunu sanmak bile mümkün olabilirdi.

Ren daha önceki gelişinde buraya girmeye cesaret edememişti. Hem yanında hiç silahı yoktu hem de yeterli meşalesi.

Bir gün önce ise durum farklıydı. Şimdi eline aldığı küçük av bıçağını evden bulup birde bugünkü kadar çok olmasa da bir iki tane meşale almıştı. Ve dün buranın ilginç bir yer olduğunu fark etmişti.

Bu toprak bölge ne kadar kerpiçten bir eve benzese de ışık arttıkça ve içerisi daha aydınlık oldukça durum değişti. Ren şimdi buranın bir oda değil bir çeşit veranda olduğunu dün fark ettiği gibi görebiliyordu. Burası sadece kapı önüydü!

Bu kadar hızlı sonuca varmasının sebebi de hemen ilerideki demirden kapıydı. Kapının yanlardan tutturulmuş duvarları taşa benzemeyen garip bir materyalle kaplanmıştı. Ve bu duvarlar yanlara doğru beşer metre uzuyordu. Bu metal ön taraf etraftaki sert toprakla iyice kaplanmıştı.

Kapıya dönersek; tam iki metrelik normal uzunlukta ve genel olarak da bir metrelik eniyle normal genişlikte bir kapıydı. Demire benziyordu ama paslı ya da yıpranmış en ufak bir yeri bile gözükmediğinden Ren demir olup olmadığından tam emin olamadı. Kapının üzerinde sadece bir tane kilide benzer yuvarlak şey vardı. Ve bunun nasıl bir anahtarla açılacağını da çözememişti.

Sonuçta Ren daha 8 yaşında bir çocuktu ve bu kadar ilerleme sağlayıp karanlığa rağmen bu mağaraya girmesi bile alışıldık değildi. Ama Ren daha da sıradışı olanı yaptı ve ısrarla çözüm aradı. Israrla kapıyı açmak için düşünerek sonunda bir çare bulmuştu.

Kapıyı patlatmaya karar vermişti!

Ren elindeki ışığı her taraf eşit gözüksün diye toprak odanın tam ortasına bırakmıştı ama yerini azıcık düzeltip kapıyı daha iyi aydınlatması için yaklaştırdı. Sonrada kapıya iyice yaklaştı. Çantasından o gün aldığı yaprakları çıkarıp çantasında bulunan son bir kaç şeyi de yere döktü. Yapraklar hariç zaten aşırı önemli bir şey yoktu. Bir torbaya sarılı 500 gram kadar barut tozunu yerden alıp barutun torbasını açık şekilde yere koydu.

Kurutulmuş kırmızı Pan Yapraklarının patlayıcı yapımında kullanıldığını çok uzun zamandır biliyordu. Ailesi şehrin en iyi simya malzemesi tüccarlarından biri olunca Ren de pek çok şeyle konuşmaya başladığından itibaren haşır neşir olmuştu.

Pan yapraklarının kırmızı renge dönerek kuruyanları çok özel bir aromaya sahiptir. Ren bu maddenin çok zayıf seviyelerde de olsa Nitrik Asit-HNO3 (Kezzap) olduğunu bilmiyordu. Ama patlayıcı yapımında kullanıldığını evde bulduğu kitaplardan net şekilde görmüştü. Hatta tam olarak nasıl patlayıcı yapılacağını yazan bir kitapla karşılaştıktan sonra o an ilk bombasını yapmak üzereydi. O kitabı bulmak gerçekten tamamen şanstı.

Ve bu patlayıcı Ren için ilk olsa da son olacakmış gibi değildi. Zira o an Ren'in yüzünde çarpık bir gülümseme vardı.

Ren yere koyduğu barutun yanına Gan Villasının deposundan çaldığı kutuyu koydu. Kutunun içinde renksiz ve kokusuz tatlı bir sıvı vardı. Ren bu sıvının bazı hastalıkları tedavide kullanıldığını biliyordu. Hatta kulakları tıkanan insanların, bu sıvıyı kulaklarına damlatıp sonrada temizlediklerini bile duymuştu. (Gliserin-C3H8O3)

Elementa- Ölümsüzlük MasalıWhere stories live. Discover now