25

2.4K 171 98
                                    

Güzel şeyler hep vakit alır derlerdi. On yedi yılımı hep bu söze inanarak geçirmiş, bu tip sözlerle adım atmıştım ve hiç de pişman değildim. Gerçekten de güzel şeyler hep vakit alıyordu, özellikle de en güzel şeyler.

Onun gibi.

Ne yaşadığımı tam olarak idrak edemiyordum, hadi kendimi bir kenara bırakıyordum ama yine de aklım hiçbir şeyi almıyordu. O, beni hem çaresiz hem de başıboş bir şekilde bırakmıştı.

Garipti ki bundan bir şikayetim yoktu. Eskisi gibi olmaktansa şu anki halimizi tercih ederdim.

Aramızda şu an garip bir bağ vardı ve o bağın olduğunu bilmek bile beni heyecanlandırıyordu. Daha birkaç hafta öncesine kadar nefret mesajları attığım çocuğa karşı böyle duygu karmaşıklığımın olması da ayrı bir şeydi zaten.

"Sakura,"

Belki de yıllarca karşılıksız bırakılmış, ezilmiş duygularımı şu an gün yüzüne çıkarabiliyorum diye böyledir. Bilmiyordum, şu son birkaç günde yaşadıklarım biraz garipti, kendimi düşününce Sasuke'yi hiç işin arasına katamıyordum.

"Sakura dedim!"

Kulaklarımın içinde patlayan sesle oturduğum yerde korkuyla sıçradım.

"Kızım beş saattir sana sesleniyorum burada, duymuyor musun?"

"Özür dilerim, sensei." diyerek ayağa kalktım. "Dalmışım."

Doğrusu zaten birkaç haftadır kendimde değildim. Derslerde bile sürekli kafamın içindekilere dalıyor ve dersi de takip edemiyordum. İyi hissediyordum, eskisi gibi değildim evet ama yine de üstümde garip bir ağırlık vardı.

Karşımda duran ve sabahtan beri bana seslendiğini iddia eden beden eğitimi öğretmeni kolunun ve belinin arasına sıkıştırdığı topu alıp bıkkınca bir nefes verdi ve gözlerini sinir bozucu bir yavaşlıkla devirip topu bana doğru attı.

Ani bir refleksle topu tuttuğumda, "Sırf bu yüzden ceza aldın ya," dedi. "Millet son senesi diye diken üstünde durup ders dinliyor, siz yayvan yayvan yatıyorsunuz. Bari bedeniniz aktif olsun."

Sanırım bugün sol tarafından kalkmış olmalıydı.

"Of, neyse," diye kendi kendine hayıflandı. "Öğrencileri spor salonundan çıkartıyorum şimdi. Etraftaki topları falan toplayıver. Birazdan antrenman için okul takımı gelecek."

Daha sonra da cevap vermemi bile beklemeden gitti.

Cidden, bazen insanlar Sasuke'nin eski halinden bile beter oluyordu.

Sıkıntıyla bir nefes verdim ve gözümün gördüğü ilk topa doğru yürüdüm.

Birkaç haftadır benimle olan bu dalgınlığım artık başıma bela olacak seviyeye gelmiş ve sınıftaki tüm kişilerce de fark edilmişti. Bu yüzden hayatımda alabileceğim en saçma cezayı almıştım: Spor salonunu toplamak.

Hiçbir şekilde bana bir yararı olmayacak ve derslere daha ilgiyle de yaklaşmamı sağlamayacaktı ama zaten amaçlarının bu olduğunu da sanmıyordum.

Etrafımdaki birkaç topu kollarıma sıkıştırıp ağır adımlarla salonun en dibinde bulunan kapıya doğru ilerledim. Elime ne geçerse bu kapının içine atacaktım, sonra da defolup eve gidecek ve canım çıkana kadar da uyuyacaktım.

"Yardım lazım mı?"

Tam kapının önündeyken duyduğum tanıdık sesle durdum.

İstemsizce, arkamı bile dönmeden dudaklarımda hafif bir gülümseme belirdi.

hate • sasusakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin