Bölüm 23

57.7K 2.1K 214
                                    

Kenan

Odaya girince, vakit kaybetmeden ışığı söndürdüm. Işığı kapatmamla odayı sadece solgun ay ışığı kapladı. Görmek istediğim sadece tek bir şey vardı ve o da her yanım karanlıkta kalsa bile her zaman göz alıcı güzelliğiyle beni aydınlatacak kadındı.

Sade ama davetkâr biçimde zevkle döşenmiş odanın içinde gözüme güzel görünen tek şey, sevdiğim kadının kendisiydi. Arkası bana dönük şekilde, camdan dışarıya bakan Ela'nın muhteşem fiziğini izlerken ona bir kez daha hayran kalmıştım. Onun zayıf ama kıvrımlı vücudu beni kendine doğru çağırarak aklımdakileri ona yapmam için teşvik ediyordu.

İçeri girdiğimi anlayınca, ayağındaki bilekten bağlı gümüş rengi ayakkabılarını zarif bir şekilde ayağından çıkardı. İçimi kaplayan arzu dalgasıyla, Ela'ya doğru emin adımlarla yaklaştım. Otele geldiğimizden beri neredeyse onu hiç dışarı çıkartmamıştım. Bu bana olanlar, aşkın ve şehvetin deli edici bir karışımıydı. Onu yanımdan ayırdığım her saniye tekrar onunla birlikte olmak için yanıp tutuşuyordum. Sadece katılmam gereken zorunlu iki toplantıya gidebilmiştim. Her iki seferde de toplantılar biter bitmez soluğu otel odamızda alıyordum. Bir kere de sırf onun ısrarıyla yemek yemek için dışarı çıkmak zorunda kalmıştık.

Bugüne kadar onlarca kadınla birlikte olmuştum, hatta içlerinde bir şeyler hissettiklerim bile olmuştu ama Ela'ya duyduğum bencilce açlık şimdiye kadar bildiğim bir şey değildi. Aklım hep onun güzel vücuduyla, ona sahip olduğum anların anılarıyla doluydu.

Bedenim karanlıkta onun bedenine yaklaşınca, tereddüt etmeden sırtını bana yasladı. Arzusunu hiçbir zaman saklamıyor, aksine beni çılgına çevirecek şeyleri yavaş yavaş fark ederek beni mutlu etmeye çalışıyordu. Oysa bunu yapmasına bile gerek yoktu. Onun varlığı zaten benim için keskin bir afrodizyaktı.

İstediğim her şey sadece bu kadınla başlayıp bitiyordu. Konu o olunca aklım ne yapacağını, ne düşüneceğini bir türlü kestiremiyordu. Yeniden birine güvenip ona tüm kalbimi açmanın rahatlığıyla her şeyimi onunla paylaşmak gibi çocukça bir istek duyuyordum. Beni hayata karşı savunmasız bırakıyordu. Babamın evliliğine şiddetle karşı çıkarken kendi hayatımı ufacık bir kadına adıyor; onun yüzünden işlerimi savsaklıyor daha da kötüsü kontrolümü kaybediyordum.

Ama onu kaybedebileceğim ihtimalini aklımdan bile geçirmek istemiyordum. Çünkü o benim en tatlı bağımlılığımdı. Bir yandan da her geçen gün ona daha da bağlandığımı fark ederek, korkuyordum. Yıllar öncesinden izler taşıyan kadınlara karşı güvensizliğimi, şimdiye kadar kadınlar üzerinde hâkimiyet kurarak engellemeye çalışmıştım.

Ben güçlü bir adamdım. Her konuda olduğu gibi kadınlarla ilişkilerimde de acımasızdım; onlara fırsat vermeden kendimden bir şekilde uzaklaştırır ve onları duygusuzca terk ederdim. Bu da güçlülük müydü zayıflık mı karar veremiyordum artık, çünkü Ela'yı tanıdıktan sonra geçmişimden utanmaya başlamıştım.

Şimdi beni cesaretlendirmek istercesine vücuduma daha da sokuluyordu. Yavaşça yüzünü bana doğru çevirince, gözlerinin parlayan yeşil irislerini gördüm. Birkaç günde beni istediğini saklayamayan, ateşli bir kadına dönüşmüştü. Onunla paylaştığımız ilk özel anlarda utançtan yüzüme bakamayan kadın, şimdi beni istediğini açıkça belli ediyor, dudaklarının tadına bakmam için beni kışkırtıyordu.

Kendimi ondan uzaklaştırmadan elini tuttum ve şehvetten gözü dönmüş hırıltılı ses tonumla, "Buraya gel," diyerek onu yatağa doğru yönlendirdim. Vakit kaybetmeden elbisesini üzerinden sıyırarak, elbisenin yerdeki halının üzerine yavaşça düşmesine izin verdim. Gözlerimi bir an olsun vücudundan ayırmamaya çalışarak, tüm arzumu onun da hissetmesi için uğraş veriyordum.

Ken'an Diyarı Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum