Bölüm 45

33.2K 1.2K 127
                                    

Tüm gün ikizler için deliler gibi alışveriş yapmış, yorgun düşmüştüm. Elimdeki kitabı yanı başımdaki komodinin üstüne bıraktım, göz kapaklarımın çağrısını duymazdan gelemeyerek uyumak için yatağıma uzandım. Kenan'ın bu akşam bir iş yemeğine davetli olması, eve geç geleceği anlamına geliyordu. Bunu bildiğimden, onu daha fazla beklemek yerine en iyisinin uyumak olduğuna karar verdim. Bu aralar çok fazla çalışıyor, neredeyse her akşam eve geç geliyordu. Çoğu akşam onu beklerken televizyon karşısında zaten uyuyakalıyordum.

Bu akşam da onu daha fazla bekleyemeyecektim, çünkü göz kapaklarımı açık tutmakta zorlanıyordum. Artık uykuya teslim olduğumu sandığım sırada yatakta bir ağırlık hissettim. Kenan'ın o enfes kokusunu aldığımda onun yattığı yere doğru dönerek kollarımı boynuna doladım. Onun eve dönmüş olması bir anda bana güven vermişti. Yokluğu her yerde hissediliyordu. İçimde bir boşluk yaratıyordu ki sadece birkaç saattir ayrıydık. Ondan tamamen ayrı kalsam, nasıl bir yalnızlığa düşeceğimi hayal dahi edemiyordum. Onun varlığı ciğerlerimdeki hava gibi zorunluluktu.

O olmasa ben, ben olamazdım. Ona olan bağlılığım benim yaşama sebebimdi; bu duygunun onda da aynı şekilde yaşanıyor olduğunu biliyordum. Bu da benim en büyük mutluluk kaynağımdı.

Kollarımı boynuna doladıktan sonra beni kendine doğru çekmiş, kulağıma beni özlediğini fısıldıyordu. Uyku mahmuru olsam da birazdan uyanacağımı biliyordum. Hamilelikle tavan yapan hormonlarım Kenan!! Kenan!! diye çığlıklar atıyorlardı. Dudaklarıma doğru hamle yapmadan önce kendisini geri çekip benimle anlık göz teması kurdu. Arzusu gözle görülürdü; benim de ondan hiç farkım yoktu. Bir elini sırtıma koymuş beni yumuşakça okşarken, diğer eliyle de kalçamı kavramıştı. Elini tenimde gezdirdikçe bedenime daha fazla söz geçiremiyor ihtiyacımı hissetmesi için, kendimi ona daha çok bastırıyordum. Kısa sürede ikimiz de kontrolden çıkmıştık. Bir süre sonra sıklaşan nefesi arasından, "İyi misin?" diye sordu.

"Ne?" Kendimi dudaklarından tam manasıyla çekmeden zorlukla konuşabilmiştim.

"İyi misin dedim?"

"Evet, ne oldu?'

"Yani kendini kötü hissedersen diye?"

"Saçmalama!" Kesinlikle saçmalıyordu; iyiydim, hem de fazlasıyla. Şu anda onu iyi olduğuma ikna edebilirdim. Bazen beni hamileyim diye incitmekten fazlasıyla korkuyordu ve daha temkinli yaklaşıyordu.

Davetkâr bakışları karşısında gözlerimi kapatmıştım. Onun öpüşünü beklerken saniyelerin dakikalara dönüştüğünü hissediyordum. Benim cevabım üzerine tatmin olmuştu. Tekrar beni öpmek için eğilince ılık nefesini dudaklarımda tereddütsüz hissetmek güzeldi.

Gözüm dönmüş şekilde, "Seni istiyorum hem de hemen," dedim.

"Hep bu kadar ateşli bir kadın olacaksan sürekli hamile kalmanı sağlayabilirim."

"Kes sesini!"

Dediğime cevap vermemişti. Bu bir emirdi ve yerine getireceği önemli görevleri vardı.

***

Uzun zamandır bir araya gelip de annemlerle bir aile yemeği yiyememiştik. Bu yemeklerin sonunda pek hayırlı şeyler gerçekleşmese de biz kör topal ilişkimizi yürüten bir aileydik ve bu ailenin bireylerinin uzun süre gerçeklerden kaçışı imkânsızdı.

Kenan hamileliğimi açıklama konusunda beni bir başıma bırakmış; babasını ve annemi bu konuda yok saymaya devam ediyordu. Sadece benim için onlara katlandığının farkındaydım. Elinden gelse onları bir daha hiç görmezdi bile. Acaba gün gelecek biz de normal bir aile olabilecek miydik? Bu kadar yaşanan şeyden sonra bu çok zor görünse de içimde bir umut belki diyordu.

Ken'an Diyarı Where stories live. Discover now