Bölüm 37

42.4K 1.6K 145
                                    

Dudaklarını boynumda hissettiğimde, gözlerimi henüz yeni yeni açmaya çalışıyordum. Dün gece çok geç bir saatte yatmıştık, bu yüzden de erkenden, bir de bu şekilde uyandırılmayı hiç beklemiyordum. Uyku sersemi gerinmeye çalışırken, o çoktan vücudumun kontrolünü eline almış, üzerimdeki tek parça ince saten geceliğimi yukarıya doğru sıyırıyordu. Elleri kalçalarımda yavaş gezintisine devam ederken bir yandan da kulağıma henüz uyanamadığımdan ne dediğini anlayamadığım aşk sözcükleri fısıldıyordu.

Sanırım beni seviyormuş hatta âşıkmış... Ahh bir de harika bir vücudum varmış.

Acıyla karışık zevki aynı anda tatmam için uğraşıyordu. Ürperdiğimi hissediyor, onun bana duyduğu saf şehvetin beni tutsağı etmesine izin veriyordum. Dudakları dudaklarımı bulduğu anda, elimi sırtından kollarına oradan da kaslı göğsüne doğru kaydırdım. Avuç içimin altında atan kalbi bana seni seviyorum ve arzuluyorum diye haykırırken, gözlerine bakmaya çabalıyordum. Dudakları benimkilerin üzerinde oyalanırken, bir eliyle ensemden beni kavramış, bacağımdaki diğer elini de kalçamın üzerinde tekrar gezdirmeye başlamıştı. Aldığı hazla derinden gelen inlemesi dudaklarına daha da asılmama sebep oldu. Ensemdeki eli göğsüme indiğinde, artık tenimin üzerinde hâkim olmadığı tek bir yerim kalmayana kadar beni öpücüklere boğacağının yeminini eder gibiydi. Eli göğüslerimde oyalanıp sonrasında göbeğime kaydı. Elleri artık daha sahiplenici, daha hoyrat davranmaya başlamıştı ve öpücüğü eskisine nazaran daha ateşli bir hal almıştı. Bana bakan koyu kahve gözleri şimdi hissettiği duygunun ateşiyle yanmış, parlıyordu; anın heyecanıyla esiri olduğumuz duyguları beraberce yaşıyorduk. Beni de kendisiyle beraber alıp götürmesini istiyordum. Altında titremeye başladığımda keyifle mırıldanmasını dinliyordum.

Evli olmak ki özellikle Kenan gibi bir adamla evli olmak; insana kendini harika hissettiriyordu. Her sabah böyle uyandırılacak olmak ömrümün sonuna kadar vazgeçemeyeceğim bir alışkanlık olacaktı. Balayımız yaklaşık bir aydır kesintisiz şekilde devam ederken gerçek dünyaya ne ara dönecektik merak ediyordum. Aşkın gökyüzüne, bulutların da çok ötesine yükselttiği bedenim bir türlü yeryüzüne inecek gibi görünmüyordu. Yasaklar, yanlış anlaşılmalar ve özellikle de annem olmadan ilişkimizi yaşayabiliyor olmak ikimize de iyi gelmişti.

Yatakta yan yana, sırtüstü yatmış şekilde sabahın keyfini doyasıya çıkarıyorduk.

"Her bir zerrene tapıyorum," derken gülümsüyordu ve nefes nefeseydi. Sesi o kadar sahipleniciydi ki gözlerimi yumup onun bana sunduklarını hazmetmeye çalıştım.

Bu hali benim için kalp titreticiydi. Göz bebekleri büyümüştü, rahat ama kendinden emindi. Tatmin olmuş bir Kenan, gözlere şenlik bir manzaraydı.

"Biliyorum," derken elimle dudaklarına usulca dokunuyordum. O da elinin tersiyle bacağımı okşuyordu.

Onunla balayımızın her anı unutulmaz geçiyordu.

Kenan'a her gün biraz daha âşık olurken, onun da beni daha fazla saplantı haline getirdiğini fark ediyordum. Bunu her yeni gün yaptığı değişik bir hareketinden sezebiliyordum. Beni kendince sahiplenirken, bunu tüm dünyaya kanıtlama derdindeydi.

Kenan annemle balayına çıkmadan önce ufak da olsa bir tartışma yaşamıştı ve o esnada söylediği sözler, bu takıntı derecesindeki sahipleniciliğinin kanıtı gibiydi. Annemin bana sormadan evliliğimizle ilgili kendince aldığı kararlar ve dayatmalar Kenan'ı çileden çıkarıyordu ve o gün de annem yine kendini durduramayıp isteklerini sıralayınca, Kenan sonunda patlamıştı.

"Ceyda seni son defa uyarıyorum. Ela artık benim karım, artık benim kim olduğumun farkına varsan iyi olur. Babamla ne yaptığın zerre umurumda değil ama evliliğimden uzak dur," derken ateş püskürüyordu. Annemle kavga etmek ister gibi davranıyordu; bilerek onu kışkırtıyordu.

Ken'an Diyarı Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang