10. Bölüm

439 46 241
                                    

*medyaya bakmayı unutmayın bu bölüm Asya bebeğime, biricik kızıma 😘 pinkuuuuu *

Beni sevebilir misin?

Bütün karanlığımla,

Karanlık tarafımla,

Her şeye katlanıp,

Yanımda kalabilir misin?

***

Biri tarafından seslenildiğini hissetmesiyle uyandı Kyungsoo geceye. Bugün özel gibi gelmişti ona. Halbuki aynı saatti gözlerini açtığı. Etrafına bakındı bir süre. İlgisini çekmek için var olan hiçbir şey yoktu. Kalktı yatağından sessizce. Halsizdi, grip olacaktı muhtemelen. Kendine çok iyi bakmasına, dışarı çıkmamak için ormanın ortasında yaşamasına rağmen yine de insanlık haliydi bu. Nereden geleceği belli olmuyordu.

Merdivenlerden inerken tutundu korkuluklara. Adımlarını atması adına bile yardıma ihtiyacı vardı. Yanına biri olsun çok istedi o an. Belki daha önceden tanıştığı biri, belki de ileride tanışacağı biri. Fakat kendini bu oyunun parçası yapabilecek kadar cesur biri var mıydı? Peki onu bu oyuna davet edebilecek kadar vicdansız mıydı Soo?

Kafasını iki yana sallayıp kafasındaki iğrenç düşünceleri attı. Bunlardan bir an önce kurtulmalıydı. O kendisiyle yalnız kalmayı seçen biriydi her ne kadar kaldırmasalar da.

Sütünü ısıtırken çıkardı kasesini. Bu sabahki sütü ekstra sıcak yapacaktı. Tek atıştırmalığı daha doğrusu midesinin bu saatte kaldırabildiği tek şey Coco Pops olduğundan, kendine yardımcı olabileceğini umuyordu. Sütün üstünde kaynamaktan oluşan ince tabaka oluşmadan hemen önce aldı onu ocaktan.

Onu tabağa döktüğünde gevrek dolu, çıkan duman bir an görünüşünü bulanıklaştırdı. Gözlüğünün önünü silip düzelttikten sonra geçti salona. Kumanda sağ koltuk kenarının üstündeydi bu sefer. Ona uzanıp oturdu yerine.

Daha yeni başlamış haberleri izleyerek koyuldu yemeğine. İlk önce ağzı yanmış ve boğazı acımıştı fakat ilerisinde alışabilmişti yediğine. Hatta daha iyi hissettiğini bile söyleyebilirdi. Tek kötü yanı burnunun akması olmuştu. Yanlış anlamayın hastalıktan değil, sıcak bir şey içtiği zaman hep küçük burnu akardı Kyung'un. Koşarak peçetesini aldı, başını ise yukarıda tutmaya çalışıyordu pijamasını kirletmemek adına.

Ufak bir temizleme işleminden sonra annesini aramanın iyi olacağını düşündü. Eski alışkanlıklarından ötürü bu saatte hep ayakta olurdu. Yemeği sandığından önce bittiği için zamanı vardı bu konuşmaya. Numaralarını tuşladı ezbere bildiği telefonun.

"Alo?"

"Alo oğlum? Hayırdır bir şey mi oldu? Sen iyi misin? Dedim sana bizden ayrı kalma diye. Kim bilir başına ne geldi? Geleyim mi hemen?"

"Anne sakin ol. İyiyim ben. Sadece sanırım grip oldum. Ben yokken ilaç getirebilir misin diyecektim."

"Niye sen yokken getiriyorum hayırsız? Anneni görmek bu kadar mı kötü? Ay kırışıklıklarım çıktı diye mi görmek istemiyorsun yoksa? Bak bey ben sana demiştim. Oğlum bile gö-"

"Annecim, canım bir müsaade et. Sana ben yokken dememin sebebi ben varken gelecek olursan gelmeni beklerim ve gelmeni beklersem gelmesen de gelirsin. Anladın mı?"

"Ay özür dilerim oğluşum. Ben gelirim iki gibi."

"Para bırakayım mı?"

"Her ay gönderdiklerin yetiyor da artıyor bile bir tanem. Sen dert etme."

Doktor Do'nun HastalarıWhere stories live. Discover now