2. Bölüm ▶▶ Seninle uyuyabilir miyim?

6.5K 577 247
                                    

Hoobastank - The Reason

Kıyafetlerimi bavula yerleştirirken göz yaşlarımın akmasına izin veriyordum. Anneme defalarca o evde kalmak istemediğimi söylememe rağmen beni dinlememiş, eğer onunla beraber gelmezsem evi satacağını söylemişti. İçinde bir sürü anılarımızın olduğu evi hiç düşünmeden satacağını dile getirmişti. Annem çok farklı biriydi. Bunu çok iyi biliyordum. Lakin bana böyle davranması en önemlisi tehdit etmesi ona karşı olan bağlılığımı koparıyordu. Babamdan sonra annem benim kalan tek varlığımdı. Onu da kaybetmek istemiyordum. Eğer oda beni bırakırsa bende kendimi bırakırdım. Henüz 20 yaşında olmama rağmen yaşımdan büyük şeyler yaşamış, olgunlaşmıştım. En sevdiğim adamı kaybetmiş, en sevdiğim adam tarafından ihanete uğramıştım. Tanrı bana sabretmeyi öğretti. Sabretmeliydim, belki de güzel günler çok yakındaydı.

"Baek?" Kapının kenarından başını sokup seslenen Chanyeol'e bakmadan göz yaşlarımı görmemesi için arkamı dönüp elinim tersiyle sildim. Adımlarından yaklaştığını hissettiğimde arkamı döndüm. Dönmemle birlikte yine dip dibe gelmiştik. Bu kadar yakınımda olması beni rahatsız ediyordu. Gözlerinin içine bakmadan bavulumun fermuarını çektim. Kolumu tutup ona bakmamı sağladı.

"Ağladın mı sen?" Yumuşak ses tonu ağlamama neden oluyordu. Neden her seferinde onun özelliklerini babama benzetiyordum. Sanki tam karşımda babam duruyordu.

"Gözlerin kızarmış ve burnun ren geyiklerinin burnuna dönmüş." Baş parmağını burnuma değdirip geri çekmişti. Tebessüm edip bavulumu yataktan kaldırdım. Fazlasıyla ağırdı. Chanyeol bunu fark etmiş olacak ki hemen elimden almıştı.
"Yeri bizi aşağıda bekliyor. Annen ve babamın havaalanına yetişmesi gerekiyordu. O yüzden gittiler." Başımı salladım. Annemle vedalaşmıştım. 1 aylık balayına çıkmışlardı ve 1 ay Chanyeol'e emanettim.

Chanyeol önden ben arkadan merdivenlerden inerken son kez odama baktım. Odam çatı katındaydı. Babam benim için istediğim gibi döşemişti. Her bir köşesinde babamla anılarım vardı. Burayı bırakıp gitmek benim için çok zordu.

Aşağıya indiğimizde Yeri hemen Chanyeol'ün yanında bitmişti. Ona bir türlü ısınamamıştım. Sanırım anlaşamayacaktık. İkisi birlikte dışarı çıktığında salona geçip TV ünitesindeki çerçeveyi elime aldım. Aile resimlerimizden bir tanesiydi. Sanırım orada 5 yaşındaydım. Annem ve babamın birbirlerine aşk dolu bakışları ve benim gülümsemem hayatımda gördüğüm en güzel kareydi.

"Alacak mısın onu?" Ensemde hissettiğim sıcak nefesle korkmuştum. Sorusuna cevap vermeden çerçeveyi sırt çantama koydum. Sorduğu veya söylediği hiçbir şeye cevap vermemem canını sıkıyor olmalıydı. Sıkkın bir iç geçirip burun kemerini sıktı. Onu arkada bırakıp dışarı çıktım. Arabaya doğru ilerlerken arkamı dönüp evime baktım. Sanırım sık sık gelip burada kalacaktım. Çünkü şimdiden özlemeye başladım.

Ben arka koltuğa geçerken Chanyeol'de sürücü koltuğuna geçmişti. Yeri hemen sağ elini kavramış sıkı sıkıya tutmuştu. Sanırım çok kıskanç biriydi. Dikiz aynasından Chanyeol'ün bana bakışlarını fark ettim. Neden bana öyle bakıyordu? Umursamayıp kulaklıklarımı takıp dinlediğim müziğin sesini son ses açtım.
Gözlerimi kapatıp müziğin ritmine bıraktım kendimi.

...

Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda yabancı bir oda karşılamıştı beni. En son arabadaydık ve ben gerisini hatırlamıyordum. Yatak başlığına yaslanıp odayı incelemeye başladım. Gri ve beyaz yoğunluktaydı. Camın hemen altında beyaz bir koltuk vardı. Ayağa kalkıp oraya ilerledim. Camdan dışarı bakmamla manzaraya hayran kalmıştım. Sanırım burası benim odamdı. Çünkü annem bahsetmişti.

fratello :: chanbaekDonde viven las historias. Descúbrelo ahora