16. Bölüm ▶▶ Sen ve ben yok artık. Biz varız.

3.4K 263 54
                                    

Castle In The Sky - Ming Tsai

Kaç güneş battı o gecede bilmiyorum. Ama bir daha sabah olmayacak gibiydi.

Bir söz, kaç güneş batırır, o zaman öğrendim.

Luhan's POV

"Birinci bardak."

"İkinci bardak."

"Yedinci bardak."

"Onuncu bardak." Dağınık saçlarımı elimle daha da dağıtırken saydığım kaçıncı bardaktı unutmuştum.  Çoktan sarhoş olmuştum ve gözleri kararmaya başlamıştı. Keşke dedim.. Keşke şu dakika Tanrı canımı alsa da acı çekmekten kurtulsam..

Göründüğümün aksine güçlü biri değildim. Güçsüzdüm ama bunu insanlara göstermezdim.Hep kötü biri olarak görüldüm şu yaşıma kadar. İnsanların arasına giren o kara kedi olarak gösterildim. Kimse benimle arkadaşlık kurmak bile istemedi. Çünkü onları da kendime benzetmemden korkarlardı. Bunlara rağmen tek başıma olsam da kimseye mutsuzluğumu, yalnızlığımı göstermedim.

Sadece onun için uğraştım. Onu sevdiğim ve istediğim için. Tuttuğunu koparan biriydim. Ama onda işe yaramıyordu. Sevgisine daha çok bağlanıyordu. Yaptığım onca şeye rağmen hala onu seviyordu. Sevgisi karşılıksız olsa bile..

"Luhan?" Duymamazlıktan gelip başımı masaya yasladım. Ne onunla konuşacak halim, ne de yüzüm vardı. Gitmesini beklerken yanıma oturmuştu. Çok güzel!

"Niye bu kadar çok içtin?" Beni düşünüyormuş numaraları yapmak zorunda değildi. Umursamasa daha az canım yanardı. En azından umutlanmazdım.

"Seni ilgilendirmez Sehun. Defol git!" Sarhoşluğun verdiği etkiyle sesim tuhaf çıkarken bu halim onu güldürmüştü. Evet gülünecek haldeydim!

"Bünyen içkiye dayanıklı değil hem sağlığın içinde zararlı bu kadar içmemelisin." Ciddi miydi o? Benimle dalga mı geçiyordu? Başımı masadan kaldırıp sesli gülmeye başladığımda korkarak bana bakmıştı.

"Sehun?"

"Efendim Luhan?" Gülerek konuştuğunda sinirlenmiştim. Cidden benimle dalga geçiyordu.

"Defol git!" Omzunu silkip önümdeki içki bardağını kafasına dikmişti. Sinirle tıslayıp oturduğum yerden zorlanarak kalkmaya çalıştım. Her kalkışımda başarısız olup popomun üzerine düşüyordum. Tabi bu durumdan büyük bir zevk alan Sehun kahkahalarla bana gülüyordu. Neyi vardı bugün bunun yahu?

"Gitsene sen ya benimle aynı ortamlarda bile bulunmak istemezdin. Ne oldu kafana bir şey mi düştü?" Hala sırıtmaya devam ediyordu. Sarhoş falan da değildi ki niye böyle davranıyordu?

"Luhan benimle gelir misin?" Kaşlarım çatılı ona bakarken istemeyerek (!) başımı sallamıştım. Sandalyeden inip elini uzattığında ikiletmeden elini tutmuştum. Ayakta duramayacak halde olduğum için elini belime koyup beni kendine çektiğinde ufak bir çarpıntı başlamıştı. İlk kez bu kadar yakınlaşıyorduk ve bu benim kalbim için iyi değildi.

fratello :: chanbaekWhere stories live. Discover now