5.Bölüm ▶▶ Bu gece beraber uyuyalım.

5.8K 522 439
                                    

Bruno Mars - Talking To The Moon

Yine de bir umut diyerek her gece onu yıldızlara anlattı genç olan. Onu yıldızlara anlatmayı da sevdi aslında...

1 hafta..
Tam bir haftadır yemek yemek haricinde odamdan çıkmıyordum. Chanyeol'ün evde olmadığı zamanlar yemeğimi yiyip odama dönüyordum. Kapıyı da kilitlemeyi unutmuyordum. 1 haftadır sadece gündüzleri uyuyordum. Geceleri ise kapının önüne oturan Chanyeol'ün homurdanmalarını dinliyordum. Geceleri uyuyamadığından şikayet ediyordu. Kokumu içine çekemediği için kendini iyi hissetmediğini söylüyordu. Neden böyle davrandığımı soruyordu en çokda. Onun söylediklerinden sonra yüzüne bakacak gücü bulamıyordum kendimde. O, beni kardeşi olarak severken benim hislerim farklıydı.

"Konuş benimle papatya." Yine o saatlerdi. Gece olmuş, Chanyeol kapının önüne oturmuştu bile. Sesi çaresizdi. Ben çaresizdim.

"Soldun mu yoksa? Kopardım mı yapraklarını?" Yatağımdan kalkıp kapının önüne çöktüm. Bacaklarımı karnıma çekip başımı kapıyı yasladım.

"Niye böyle davranıyorsun? Yeri mi sorun? Onun dedikleri yüzünden mi beni kokundan mahrum ederek cezalandırıyorsun?" Sustum. Konuşursam duramazdım. Dökülürdü dudaklarımdan pişman olacağım kelimeler. O beni kaybetmekten korkarken ben onu kaybederdim.

Kaç dakika o halde durduk bilmiyorum. Duyduğum kapı sesiyle oturduğum yerden kalkıp camdan baktım. Bakmamla oda bakmıştı. Görmemiştir ümidiyle geri çekildim. Arabasını çalıştırmadan önce tekrar odama bakmış sonra gaza basıp gitmişti.

Bu böyle nereye kadar devam edecekti bilmiyordum. Ama annemler döndüğünde ilk işim evime gitmek olacaktı.

...

Chanyeol'ün evde olmayışından yararlanıp kendimi bahçedeki salıncağa atmıştım. Çocukça davrandığımın farkındaydım. Ondan kaçmam kesinlikle çocukçaydı. Korkularımdan ya da üzüntülerimden kaçardım. Yüzleşmek bana uzaktı. En iyi kaçış yolum kendimi odama kapatmaktı. 2 senedir bunu düzenli olarak yapıyordum.

Telefonumun çalışıyla bir süreliğine de olsa düşüncelerimden uzaklaşmıştım.

"Efendim?" Ses gelmeyince bende konuşmadım. Sadece nefes seslerimizi dinliyorduk. Arayan kim miydi? Sehun'du. Ama telefondakinin Sehun olmadığı kesindi.

"Konuşmayacak mısın?" Yüzüne söyleyemediğim şeyleri belkide telefondan söylerdim. Bunu yapabilirdim.

"Benim yüzümden Yeri ile kavga ettiniz bunun için özür dilerim. Annemler döndüğünde evime gideceğim. Böylece sizde kavga etmezsiniz. Sana kızgın değilim sakın kendini suçlama sadece kimseyle konuşmak istemiyorum. 1 haftadır odamdan çıkmama nedenim bu." Sustuğumda derin bir iç çekti. Benim konuşmam gerekirken neden o susuyordu?

"Bu gece beraber uyuyalım." İtiraz etmeme izin vermeden telefonu kapatmıştı. Onu çözemiyordum. Nasıl biri olduğunu bile bilmiyordum. Bulmaca gibiydi. Kötü olansa ben bulmaca çözmekten nefret ederdim.

Ayaklarımı sürüyerek içeri girdim. Mutfağa girip dolabın kapağını açarak atıştıracak bir şeyler aradım. Gözüme çarpan meyveli yoğurdu alıp çekmecedende kaşık alarak yine ayaklarımı sürüyerek salondaki koltuğa yayıldım. Kumandayı elime alıp burnumla power tuşuna bastım. Yoğurdumdan bir kaşık alıp ağzıma götürdüğümde televizyondan gelen çığlık sesiyle yerimde sıçramıştım.

fratello :: chanbaekWhere stories live. Discover now