17 (part 2)

6.1K 201 5
                                    

Yaklaşık 15 dakikadır birbirinize sarılmış öylece dururken araf boynumuzun tutulduğunu akıl edil benden uzaklaştı. Ona en içten gülümsemelerimden birini yollarken o gözlerini benden ayırıp etrafı incelemeye başladı ardından söylediklerine sanırım biraz bozulmuştum.
Araf: bence bu resimleri burdan kaldırıp yerlerine benim resimlerimi koymalısın.
Ada: bak açık konuşucam ilerdede bunun aramızda bi sorun oluşturmaması için sana şimdiden söylemek istedim. Justinle aramda çok farklı bi bağ var ve 10 yaşından beri kimse aramıza giremedi (yazar burda kendini anlatıyo skskj)  senden bunu anlayışla karşılamanı bekliyorum.
Araf: peki. Neyse ben artık gidiyim geç oldu sabah görüşürüz
Ada: sabah?
Araf: çok soru soruyosun. Dedi otoriter sesiyle ve kapıya yöneldi. Kapıdan çıkarken yanağıma masum bi öpücük bırakmayıda ihmal etmemişti. O gittikten sonra telefonumu elime alıp uzandım. Saate baktığımda gece 3 ü geçiyordu. Bende telefonu kenara bırakıp koltukta uyumaya karar verdim.

~~~
Telefonum bir milyonuncu kere çalarken ve bende inatla cevap vermezken sonunda pes edip telefonu elime aldım ve ekrana bakmadan açıp. "Kimsin lan. Ne s**ime karga bokunu yemeden arıyosun" diye bağırdım. Karşıdaki "ne diyosun lan sen" diye bağırdığında araf olduğumu anladım ama bir umut o değildir diye düşünüp umutla ekrana baktığımda "insandır inş" yazısını görmemle içimdeki o umut kıpırtısıda yok olup gitti ve telefonu tekrardan kulağıma koyup "ımm şey ne için aramıştın"dedim
"Sabah görüşürüz dedim ya hazırlanıp aşşağıya inmek için 3 dakikan var" dediğinde telefonu kapatıp odama koştum nereye gideceğimizi bilmiyordum ama tahminimce kahvaltıya gidecektik. Bu yüzden siyah şort ve beyaz tişört giyip hafif bi malyaj yaptım telefonu arka cebime koyup aşşağı indim. Araf beni biraz süzdükten sonra
"Neden hala hazırlanmadın?"
"Hazırım işte"
"Hani kıyafetlerin nerde"
"Manyakmısın? burda ya"
"Tövbe tövbe" diyio seri adımlarla içeri geçti peşinden gidip ona yetiştiğimde çoktan dolabımı kurcalamaya başlamıştı. Elinde siyah dar paça pantolon ve kırmızı bi tişörtle bana döndüğünde hayretle onu izliyordum. Kıyafetleri kucağıma fırlatıp
"Bunla giy gel"
"Ne!"
"Ne ne?"
"Ben bunları hayatta giymem"
"Giymek istermisin diye sormadım zaten" dedi ve tekrar aşşağı indi inat diilmi inmiycem işte görür oda günün.

Zoraki evlilik TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now