1

6.2K 285 82
                                    

-Evet Yoongi Bey. İlaçlarınızı alıyor musunuz?

Kafamı salladım.

-Hmm peki bir sorununuz var mı?

Hayır anlamında kafamı salladım.

-Konuşmazsanız size yardımcı olamayız ama lütfen bir şeyler söyleyin?

-Söyleyecek bir şey yok.

-Psikolog olarak durumunuzu iyi görmüyorum. Eğer gelişm-

-Daha fazla konuşmak istemiyorum.

-Peki. Hemşire Hanım Yoongi Bey'i odasına götürün.

Kolumdan kaldırdığı gibi odama götürdü. Burada herkes herkese çöp gibi davranıyordu.
Odama girdiğimde ellerimi açtı. Yeni bir beden gördüm. Siyah saçları ve solgun bedeniyle boylu boyunca yatıyordu. Hemşireye doğru döndüm.

-Yanlız kalmak istiyorum. İnsanlar beni geriyor. Onunla aynı odamda havayı solumak bile rahatsız edici ve tiksindirici...

-Üzgünüm efendim. Tesisimiz burayı uygun gördü.

-Ne sorunu var?

-Efendim o Hezeyan yani şizofren.

Cevap vermeden içeri geçtim. Ve yatağıma oturup ayaklarımı kendime çektim. Bir bu eksikti tam oldu. Ne harika!

Kapı kapanıp kilitlendikten sonra diğer yataktan yanıma geldi.

-Merhaba sarı çocuk. Ben Jimin.

-Benimle konuşma!

-Ah hadi ama ben çok eğlenceli biriyimdir beni sevmedin mi? Ağlarım ama!

-Umrumda değilsin git kendi tarafına!

Kendi yatağına geçip ağlamaya başladı. Bir yandan sallanıyordu. Ağlamak.

Gerçekten sanki başka derdim yokmuş gibi...

2 YIL ÖNCE

-Adınız ne demiştiniz?

-Mi- Min Yoongi.

-Peki başlayabilirsiniz.

Şarkı çalmaya başladığında artan endişe ve avuçlarımın terlemesi. 2 menajerin bana bakışları.
Şarkı çoktan başlamıştı ama ben söyleyemiyordum. Sanki ağzımdan çıkan her şeye tiksinerek bakacaklar gibi geliyordu. 

-Üzgünüm. Yapamıyorum.

Dudaklarımın kenarlarını ısırdım. Çok gergindim.

-Bir kez daha şans veriyoruz. Derin nefes alın ve inanın. 

Yapabilir miydim? Bu şansı kendim için en iyi şekilde kullanabilir miydim?

Şarkı yeniden çalıyordu. Ve ben susuyordum.

-Yoongi Bey elendiniz. Üzgünüz.

Gözümden minik bir damla düştü mikrofonu yerine bırakıp koşarak tuvalete kaçtım. Ve kendimi köşeye çömerek ağlamaya başladım

-Aptal Yoongi yapabilirdin. Ama yapmadın. Neden ha ! Aciz herif! NEDEN!

Kendime kızmaya devam ederken. Ayağa kalkıp aynaya baktım. Yüzüm kırmızıydı. Elimi aynaya geçirerek aynanın kırılışını izledim. Ve akan kanları önemsemeden çıkıp gittim. Kaç saat yürüdüğümü ve en son ne yaptığımı hatırlamıyordum. Kendimi bana bakan gözlerden uzak bir yere götürdüm. Herkesten uzak bir yere.

1 Hafta Sonra

-Üzgünüm ki oğlunuzun durumu iyi değil Bayan Min.

-Nasıl yani daha iki hafta önce iyiydi.

-Bakın Sosyal fobi bozukluğu normal olabilir ama insanlara olan bağı tamamen kopmuş. Ve sinirli bir durumda. Bu durum bipoları tetikliyor yani anlayacağınız oğlunuzun durumu iyi değil. Onu hastanemize yatırılmasını öneriyorum.

Kadının gözyaşları damla damla düşüyordu. Yoongi olanları dışarıdan duyuyordu. Her kelimesine kadar.
Ve o son sözler kalbini derinden yaraladı.

-Ne yapmanız gerekiyorsa yapın Doktor Bey.

Adam kafasıyla onayladı. Cehennem şimdi başlıyordu.

Şu an:

Burası göründüğü gibi bir yer değildi. Dışarıdan ne kadar güzel gözükse de. İçeride olanları tek hastalar biliyordu.

Yan taraftaki çocuğun ağlama sesleri iç çekişlere dönmüştü. Ve hafiften gözleri kısılarak cenin pozisyonunu almıştı. Sustuğunda uyuduğunu düşünerek yanına gittim.

-Seni de burada çok büyük şeyler bekliyor Jimin, dikkatli ol.

Kendi yatağıma dönerek oturdum. İnsanlar savunmaksızın onlarla daha iyi anlaşıyordum.
Kendimden ve hayatımdan nefret ediyorum. Burada ölmeye mahkumum.

Bölüm Sonu

Yeni yeni yepyeni bir kurgu hep şarkılar ilham kaynağı oldu olmaya devam ediyor. Zaten psikolojik hikayeler favorimdir. Bu yüzden böyle yazmaya başladım. Şu an nerdeyse hiç okuyucu olmasada yazmayı ve paylaşmayı seviyorum. Diğer hikayemede bakmayı unutmayın!

Yoonmin Forever

The Last | y∞nminWhere stories live. Discover now