6

2.9K 190 148
                                    

Jimin

Yoongi ile konuşmak iyi gelmişti. Uyanması mutlu etmişti. Kris yanımda olmayınca Yoongi Hyung iyi geliyordu bana.

O kaçık hemşireyi de görmüyordum. Görmekte istemiyordum. Arkamdaki sızı hala geçmemişti.

Demir kapının açılmasıyla kafamı kapıya çevirdim.

Gelmişti yine orospu. Ondan bahsedince böyle olursun Jimin.....

Yatağımın kenarına gelerek Göz kırptı.  Ve kalın kumaşları üstümden çıkardı. Kollarımı esnettim.  Yoongi'yi de açtıktan sonra oturur pozisyona geldik.

-Neler oluyor diye soru yöneltti Hyung.

-Doktor ikinizle bir konuşma yapacak.

Doktor içeri girdiğinde Yoongi gerilerek sırtını yasladı duvara.

-Park Jimin ve Min Yoongi eğer bu hastanede ya da hastanemde bir sorun daha çıkarırsanız bir sonraki seviyeye geçerim. Bunu bilin!

-Hastanem derken?

-Artık bu hastanenin genel müdürüyüm Jimin ve bu da yeni kurallarımdan biri bu hemşire hanım sizden sorumlu. Eğer bir sorun olursa söylersin tatlım. İyi günler.

Yoongi şaşırmamış edayla Tch dedi. Bir kaç saat boyunca oturup konuşmuştuk. Akşam yemeğinden sonra hemşire ilaçlarla geldiğinde Yoongi'ye ilaç verdi.

-Bu benim ilacın benzemiyor, dedi Yoongi.

-Çünkü doktor değişiklik yaptı Bay Min.

Kafasıyla onaylayıp içti. Bir dakika o ilaç!
-Hyung!

-Ne oldu Jimin?

-Birşey yok.

Yerime geri döndüm. Onun uyku ilacı olduğuna yemin edebilirdim oysaki.  Gece olmuştu. Yoongi uyuyacağım söyleyip uyumuştu.
Karanlık odada yanlız başıma tavanı izlerken bulmuştum kendimi. Bir kaç gecedir cidden uyuyamıyordum.

Yoongi hernekadar benimle konuşmasada onun anlaşabiliyordum arada.

Demir kapının gıcırtısıyla irkildim.

-Kim var orada?

-Şşşş sessiz ol Jiminie.

Yatakta gerilerek kalkmaya çalıştım. Elindeki kelepçelerle bileğimi demire sabitlemişti. Yanıma gelmişti bir anda.

-Lütfen yapma?

-Şşş sakin ol küçüğüm. Yoongi'nin uyumasını beklemek ne kadar uzun sürdü biliyor musun?

-Rahat bırak beni yalvarırım.

Üstüme oturmasıyla sürtünmeye başladı. Kulak mememi dişliyordu bir yandan.

Ağzımdan küçük inlemeler çıkıyordu. Dudaklarımın kenarını ısırıp kendimi daha sıktım. Pijamamın  düğmelerini açıp karnımı tutarak daha da hızlandı.

Pijamımın altını çıkarmaya başladığında üstüme yığılan bedenle gözlerim pörtledi.

Yoongi elindeki demir kase ile kafasına geçirmişti.

-Jimin iyi misin? Bu kadın sana ne kadar zamandır yapıyor?
Korku ve endişe ile bakıyordu bana.

-Hyung ...

Minik gözyaşlarım ile görünüşü bulanıklaştı.

-Çok korkuyorum....

Hıçkırarak ağlamaya başladığımda bileklerimi çözmüş yanıma oturmuştu.

-Sakin ol miniğim. Geçecek bunlar.

-Hyung o öldü mü?

-Hayır ama her an uyanabilir.

Bedenimi Yoongi'ye yaslayarak ağlamaya devam ettim bir süre.

Aynı annem gibi saçlarımı okşamıştı. Kalbim daha ısınmıştı onun şevkatine karşı.

Birbirimizden ayrılıp yüzüne baktığımda gözleri dolu doluydu.  Dudakları her zamankinden daha güzeldi. Gözlerim dudaklarına kaydığını onunda gözleri dudaklarımdaydı. Hafifçe öpmeye başladığımda ilk başta şaşırsada karşılık vermeye başlamıştı.

Bu kadar güzel bir andı ki benim için.

Nefes nefese ayrıldığımızda,
-Yoongi sanırım bana iyi geliyorsun.

-Jimin benim diğer yarım olur musun?

Evet anlamında kafamı salladıktan sonra dudaklarıma tekrardan yapıştı.

Demir kapının sertçe açılınca iki gardiyan gelmişti. Birbirimizden ayrılırken işte şimdi herşey mahvolmuştu.
Sanırım bu son öpüşmemizdi.

Bölüm Sonu

Bu hikayenin gidişatından emin değilim ama devam ettirebildiğim kadar devam edicem. Onun dışında Yoonkook yazıyorum isterseniz bakabilirsiniz.

Yorumlarınızı bekliyorum..... 
 



The Last | y∞nminWhere stories live. Discover now