The Last | y∞nmin

8

Jimin

Canım çok yanıyordu. Bileklerim kan içindeydi kelepçeden dolayı. Küvetin içindeki su kan rengine dönmüştü. Yoongi daha çok cesede benziyordu.

-Yoongi yalvarırım uyan! Senide kaybedemem, gözümden akan yaşlarla.
Gözyaşlarım dinmiyordu bir türlü.
Onu böyle gördükçe daha da şiddetleniyordu ağlamam.
İçeriye giren Jackson ve hemşire Yoongi'nin yanına gitti.
-Nabzı yavaşlamış, ölmeden al şunu.
Hemşire tamam anlamında kafasını salladı ve baygın vücudunu sudan çıkarttılar.

Gördüğüm bazı kalıcı yaralar ile gözlerim deki yaşlar daha da arttı.

-Jimin sevgilin senin için hayatını riske attı. Ama sen sadece bakıyorsun ve ağlıyorsun. Ne kadar aciz bir ibnesin.

Dedikleri ile sinirlerim raydan çıktı.

-Ona neler yapmışsınız. Biz suçsuzduk! Buradan çıktığımda seni kendi ellerimle öldüreceğim.

Dediğimi yapmama neden olabilirdi. Nefret insana her şey yaptırırdı.

-Yoongi'nin yaralarını sar! Birileri dersini hala alamamış gibi gözüküyor.

Korkuyla biraz yerimde kıpırdandım.
Bana doğru yaklaştığında elleri bir anda boğazımı sardı. Sıkmaya başladığında daha çok sıktım. Kollarımdaki acıyla kıvranırken daha da sıkmaya başladım. Dinen gözlerim yeniden doluyordu. Görüşüm bulanıklaştı. Ayaklarımı yatakta daha da gerildi.

-Eğer bir daha beni tehdit edici sözler söylersen seni ölümüne döverim tamam mı?

Söylediği sözler beni güldürmüştü. Psikopat sırıtışımı ona yolladım.
Kısık sesle:

-Bekliyor olacağım Doktor Jackson!

Yüzü daha da gerilmişti. Boğazından ellerini çektiğinde şiddetli bir şekilde öksürmeye başladım. El izleri tenimdeki işlemişti. Yanımdan ayrılıp tavandan indirdiği iplerle daha çok korkmaya başlamıştım. Kendi kuyumu ben kazmıştım. Olacaklardan habersiz beklemeye başladım.

》》》》》》》》》》》》》》》

Kollarımdan tavana asılıydım. Havaya hafifçe kaldırıp ipi bir yere bağladı.
Ayaklarımın uçları yere değiyordu.

Elimdeki kemerle yanımda bitmişti.

-Ders 1 Jimin. İtaatsizlik en sevmediğim şey bu bir.
Sırtıma geçirdiği kemerle gerildi. Vücudum öne doğru savruldu. Tıslama ve inleme ile canım yandı.
Gözümden yaşlar eksik kalmıyordu. Tepki vermiyordum. Üst üste vuruyordu. Sessizce ağlayarak sırtımda oluşan izlerle nasıl yaşayacağım düşünüyorum. Aynı yere vurduğu yerler daha da açılmıştı.

-Bir daha bana karşı gelirsen ölürsün tamam mı?

İpi kestiği an bağlı ellerim ile yerle buluştum. Yere yığıldığım an acının geçmesini bekledim.
Yerde titreyerek sarsılıyordum.

Sırtıma kanlar içindeydi. Kendimde kalkacak güç bulamıyordum. Dakikalar boyunca yerde yattıktan sonra titreyerek yerden kalkmaya çalıştım. Kollarımdan güç alarak Yoongi'nin yanına gitmeye çalıştım.
Kollarını kemerle tutturmuşlardı. Her yeri yara içeresindeydi. Ve üstünden buram buram limon kokusu geliyordu.
Ellerini tutarak öptüm. Etrafıma baktığımda Kris yine yanımda değildi.
Uzun zamandır gelmiyordu.
Sessizce ağladım. Yanlız olmak kötü hissetiriyordu.
Ellerini tutarak öptüm. Kafamı ellerine yasladım.
Bu bize çok fazlaydı. Kimse buranın nasıl bir yer olduğunu bilmiyordu.