17. Bi Deli Gördüm Sanki

44.8K 3.3K 415
                                    

Keyifle okuyun...

...



"Benim içimde ağlayan sendin değil mi?"

Asya kardeşinin ne dediğini anlayamadı. "Ben... ben ağladım ama..." diye mırıldandı. "Sen hissettin mi?" Saflıkla ve bunca yıl sonra birbirini bulmuş kardeşlerin ne konuşacağını kestirememişti Asya.

Aslı gözleri dolu dolu başını aşağı yukarı salladı. "Çok ağladın." dedi sözler sesinden titreyerek çıkıyordu. Elini kaldırıp kendi kalbinin üzerine bıraktı. "O kadar ağladın ki benim yüreğim yandı."

Aslı'nın dolup taşan gözleri Asya'nın da ruhuna dokunmuştu. Gerçekten de hissetmiş miydi? Bir an kendi kalbinin de sızladığını duyumsadı. "Özür dilerim." dedi başını eğerek.

Yiğit ikisi arasında gezdirdiği bakışlarını çekip bir kaç adım uzağa geçti. Onun bile yüreği yanıyordu. Kendine kızıyordu. En çok Rasim babasına... en çok kadere...

"Sana dokunabilir miyim?" dedi Aslı akan gözyaşlarını umursamadan. Kardeşe dokunmanın ne olduğunu bilmiyordu. Aynısı anne babadan ve hatta aynı anda bir rahimde büyümüş bir kardeşe dokunmanın ne olduğunu hissetmek istiyordu.

Asya'nın da gözlerinden inen yaşlar görüşünü bulanık hale getiriyordu. Kapatıp açtığı gözlerini elinin tersiyle sildi. Kardeşine bakıp elini uzattı. Elleri titriyordu, tıpkı Aslı'nın da ellerinin titrediği gibi...

İki kardeşinde titreyen elleri buluştuğunda Aslı kendini başka bir alemde hissetti. Bilmediği bir tat vardı kardeşinde. Sevgi bağı değildi. Benzerlik değildi. Bildiği duygularla bile benzerliği sıfırdı. Herkesin sevgisinin başka olduğunu dünyada, Asya'nın tadı bambaşkaydı. Kan, tenler üzerinden damarlara sızıyordu.

Birbirine ulaşan ellerden önce Aslı sıktı elini. Elleri arasındaki kardeşiydi şimdi, öyle mi? Dokuz ay yan yana yaşadığı ve bir daha görmediği... "Ben çok üzgünüm Asya."

"Neden?" dedi Asya şaşkınlıkla.

"Ben... ben seni daha önce bulabilirdim, eğer aklıma en ufak bir şey gelmiş olsaydı."

"Bunun için kendini suçlama." dedi ağlarken gülümsedi Asya. "Ben daha fazla kandırıldım. Bende tahmin edemezdim."

Aslı da gülümsedi. "Sanırım, hatta kesin seni sevebilirim."

Asya'nın mahsun bakışlarında bir şeyler aradı Aslı. Öyle ya, o hep kalabalık, sözde de olsa babası ve annesi ile büyümüştü. Sevgisini paylaşacak bir dede bildiği babası olmuştu. Arkadaşları ailesi ve şaşaalı hayatı vardı Aslı'nın. Peki, Asya kimdi? Kimi vardı? Kızın yalnızlık barındıran göz bebeklerinde oyalanmayı bıraktı. Elinden tutup çektiği kıza usulca sarıldı. Kendi kadar ince bedene kollarını dolandığında Asya dan firar eden hıçkırıkla kıza daha sıkı sarılıp sesli bir şekilde ağlayarak kardeşine eşlik etti.

Yiğit sertçe yutkundu. Gözleri dolmuştu. Karısının sert yapısı altında narin bir kalp yattığını biliyordu fakat görmesi başkaydı. Elini sıkıntıyla ensesine götürüp arkasını döndü kızlara. İki kardeşin de ağlama sesleri beynindeki hüzün duvarlarına çizikler atıyordu. Ve biliyordu ki Aslı bunun hesabını soracaktı.

Ne kadar süre öylece kalıp ağladıklarını bilmiyorlardı. Yere diz çöküpte yorgun düşünce Aslı elleriyle saçlarını geriye itti. "Tamam, ağladık bitti. Şimdi evimize gidebiliriz. Bir daha ağlamak yok."

Asya da gözlerini sildi. "Evimiz?"

"Tabii ki bizimle yalıya geliyorsun. Artık birlikte yaşayacağız."

Yaparım Bilirsin -Tamamlandı- GSA serisi 1. Kitap Where stories live. Discover now