Her bir karışında yaşanmışlıklar olan , ağlatan ,güldüren, mutlu eden , üzüldükçe daha derine çeken ve daha nice duyguya ev sahipliği yapmış olan bu dünyada, kendi kurduğu dünyasını kendine mabet ilan etmiş hayalperest kişileri derinden etkileyecek...
Ben anlattıkça rahatlayanlardan değil, Hatırlayanlardanım...
Rüzgarlı bir sonbahar akşamı yine.Üzerinde hırkan ,elinde bir kupa bitki çayı ile geceye bırakıyorsun kendini.Arsız rüzgar boynundan içeri giriyor. Titretiyor seni. Saçların dayanamıyor bu rüzgara.Bırakıyor kendini. Her bir tutamı kapılıyor rüzgarın rehavetine.Araba sesleri kesildi artık. Karsıdan iki insan geçiyor.Sıradan dünyalarında herşeyden habersiz yürüyorlar. Küçük balkonundasın. Her bir karesini ezberlediğin. Ruhunla baş başasın artık. Gökyüzündeki tek tük yıldız, hayatın her yerinde umudun olduğunu çağrıştırıyor sana.Kulağındaki muzikle beraber karışıyorsun lacivert gökyüzüne. Ne mavi kadar hayat dolu ne de siyah kadar tükenmiş. Toprak kokusu geliyor bir yerlerden.Düşün bakalım kulağındaki sarkı seni nereye götürüyor. Gökyüzüne mi? Soguk diyarlara mı? Sıcacık kalplere mi? Düşün hadi. Çıkar artık şu ruhunu kalbindeki mabedinden. Nefes al hayalperest. Soğukta oturmaktan üşüyen ellerinle ,titreyen vucudunla beraber yada ağlamaktan yorgun düşmüş bedeninle .İşte bir araba daha geçti. . Gece iyice sessizleşti. Dedikleri derinleşti. Ay ortaya çıktı bak . Yıldızların sevgilisi olan Ay. Güneşine kavuşmak isteyen Ay.Ruhundakiler degil mi? Kırıkların ,kalplerdeki yolculukların, habersiz sevilişlerin, özlemlerin ve hayatın. Ey hayalperest! Benim kardeşim.Geceyi dinle.Yıldızların iç cekişlerini, lacivert gökyüzünü, özlem dolu olan Ay'ı...Bırakta ruhun nefes alsın hayalperest.Yoksa öleceksin ruhun ölecek...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.