Bekledim, beklerken de içimdeki okyanusta
nefes almaya çalışıyordum.
Ruhumda kurduğum şey kimilerine göre komik bulunan, kimilerine göre gamsız bir müstakil ev
bana göre ise taşralardan ,
buğday tarlalarından yapılmış; bulutlardan üretilmiş yastıklardan koca bir dünya.
Ve bu dünyayı aydınlatan tek bir Ay.
Ruhumun tarlalarına bir bir ektim zambak tohumlarını.
Büyüyüp dimdik dursunlar ve bana örnek olsunlar diye.Ne zaman kendimi karolarla kaplı
bir yere bıraksam, renk renk zamnbaklarım koyu yeşil yapraklarını kaldırıp kalbime dokunurlar.
Her çöktüğünde kalkıp koşmaya başla diyerekten.
Bana inanmıyorlar hayalperest.
Kalın aynalarla örülü olduğundan ağırlaşmış bir ruhum olduğunu bilmiyorlar.
Bunun üzerine ince parmaklı ellerim kalemime uzanıyor.
Satırlara sarılmak için.
Biliyor musun hayalperest benim dünyamda hiç insan yok.
Orda dış dünyada olduğu gibi gözlerimi ve kulaklarımı kapatma isteği ile boğuşmuyorum.
Ne dersin hayal dünyamın kapısında oturmak ister misin benimle?
Çay içeriz senle, bulutlarımın rüzgarları çayımızın buharını savurur etrafa.
İçeri girebilir miyim diye sorma bana.
Buna ben izin versem aynalarım izin vermez.
O aynaların hepsi minik parçalara ayrılır,kanatır pürüzsüz tenini.
Ama söz sana bir Ay hediye edecegim hayalperest. Eline alacaksın parmak uçların yanacak,
gözlerin kamaşacak. Hem istersen rengini bile değiştirebiliriz seninle.
Ben boya kutusunu tutarım sende alırsin eline fırçayı...
Keşke uyumasaydık geceleri hayalperest.Keşke dayansaydı kirpiklerimiz bu isteğimize.
Keşke dayanabilseydik kendimize...
YOU ARE READING
HAYALPEREST 'TEN SEÇMELER
Non-FictionHer bir karışında yaşanmışlıklar olan , ağlatan ,güldüren, mutlu eden , üzüldükçe daha derine çeken ve daha nice duyguya ev sahipliği yapmış olan bu dünyada, kendi kurduğu dünyasını kendine mabet ilan etmiş hayalperest kişileri derinden etkileyecek...
