Her bir karışında yaşanmışlıklar olan , ağlatan ,güldüren, mutlu eden , üzüldükçe daha derine çeken ve daha nice duyguya ev sahipliği yapmış olan bu dünyada, kendi kurduğu dünyasını kendine mabet ilan etmiş hayalperest kişileri derinden etkileyecek...
Yıldızlar... Küçük bir çocuk kalbinin, En saf , en güleryüzlü ve en duygusal halidir.
Nefeslerim sayılıymış gibi hissediyorum. Her an bitip tükenecekmiş gibi, benim nefeslerim azalırken , onun nefesleri çoğalıyormuş gibi, ben tükenirken o canlanıyormuş gibi... Hazır mıyız buna hayalperest? Biz tükenirken onun iyileşmesine. Gerçekten istiyor muyuz bunu? Onun için kendimizi feda etmeyi. Biz erirken onun can bulmasını. Emin değilim hayalperest. Artık hiçbir şeyi tam olarak hissedemiyorum. Ama bazı anlar geliyor. Evet diyorum göz gözeyiz. Her gece pencerimin önünde duran o yıldız, "Kaldır o dudaklarını. Kirpiklerin peki? Kirpiklerin dökülüyor. Anıların yerlere savruluyor. Anılarının kaybolmasına izin verme. Arsızca omzundan aşağı dökülen o saçlarını topla ve gözlerini kapat. Bak ben Ay 'a kavuşamadım. Ama sen? Sen kavuşabilirsin. Ruhuna kavuşabilirsin. Onun rüzgarına tutunabilir, fırtınalarıyla savrulabilir, nefeslerinin melodisi ile hayata kalabilirsin. " İşte o yıldız her gece bana bu cümleleri söyleyip gidiyor hayalperest. Sevdiğinden aldığı birkac gram ışıkla kendini hiç düşünmeden beni aydınlatıyor.benim ve benim gibiler için kendini tüketiyor. Peki biz ne için tükeniyoruz hayalperest? Neden nefeslerimiz boğazımızda düğümleniyor? ve Neden dakikalarca boşluğa bakıyoruz? Cevabı sizde hayalperest kardeşlerim. Cevabı, Sizde ve ruhunuzun melodisinde...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.