Ölüm benim

35 1 0
                                    

  Gözlerimden akan yaşlar eşliğinde kadehimdeki son içkiyi yudumladım. Etraftaki sessizlik içimi ürpertiyordu. Gerçi alışık olduğum bu hafif rüzgar esintili boş ev, artık gözüme kalabalık bile gelmeye başlamıştı. Fazlalık yapan eşyaları atmanın zamanı gelip geçiyordu. Kalabalık olan tek şey eşyalarda değil, bendim sanırsam. Neydim ki ben? Kim vardı kapının yanında uyuklayan kedi dışında? Ölüm yaklaşıyordu sessizliğime, kimsesizliğime dokunuyordu ecel artık. Gerçi ben hep ölüydüm. Kimsenin tanımadığı biri , yaşıyor sayılamazdı, öyle değil mi? Sadece kedim için yaşıyordum, o da önüne bir tas süt koyana kadar tanıyordu beni. Zaman beni çok uzun bir vakit önce yenmişti. Seneler evvel son bulmuştu benim hikayem. Anılarım çok uzun süre önce çürümeye başlamıştı, beynimin hatırlaması gereken çok şey kalmamıştı. Galiba bu yüzden zaman zaman hafızam da beni terk ediyordu. Adımı unutur olmuştum, hatırladığım zamanlarda pek bir işime yaramıyordu ya zaten. Kime söyliycektim ki? Kim vardı?

  Bu dört duvar arasında düşüncelerimden örülü bir ağda takılı kalmıştım. Çalan alarmın, televizyondan gelen cızırtılı sesin, radyodan gelen o aptal müziğin hepsi. Ruhumun ne kadar kasvetli ve yavaş yavaş onun bile çürümeye başladığının temsilcisiydi.

  Çürüyordum, oluk oluk hissediyordum her hücremde ölümü. Yaşamın tadını çıkaramadığımdan, bari ölümün tadını çıkarmalıyım demeye çalışsam da yapamıyordum. Hayatım boyunca ölümden korkan bir insan olmuştum. Hem de fazlasıyla korkuyodum. Hele de sevilmeden, istediklerimi yaşayamadan ölmekten.

Şimdi ise tam korktuğum şekilde, karanlıkta kayboluyordum.

#Duygu Hazinesi#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin