What's Up? 2 ✓

26. Bölüm (İçecek servisi)

Sabah erkenden evden çıktım. Sehun'la hala okula birlikte gidiyorduk. Ama aramız soğuktu. Sadece selamlaşıp gün boyu sessizce oturuyorduk.

Yine buluşup okula doğru yürümeye başladık. İki sokak ilerde köşe başında durdu.

"İstersen sen devam et. Jongin gelecek de.."

"Aslında kalabilirim. Fark etmez.."

Birlikte sevgilisini beklemeye başladık. Konuşmak istiyor gibiydi. Tam bir şey söyleyecekken vazgeçiyordu. Göremediğimi sanıyordu ama kıvrandığının farkındaydım.

Jongin gelince birbirlerine sarıldılar. Ufak tefek fısıldaşmalardan sonra el ele yürümeye başladılar.

İnsanların o saatte çok fazla olmadığı bir sokaktan geçiyorduk. Daha doğrusu ben ikiliyi takip ediyordum.

Sehun sanırım artık durumu kabullendiğimi düşünüyordu. Yaşadıkları şey değil fikirlerimi değiştirmek aksine midemi bulandırıyordu. Ama sesimi çıkarmıyordum.

Gün boyu üçümüz birlikteydik. Aslında onların peşinden sessizce ilerleyen biriydim. Yanlarından neden ayrılmadığımı bile bilmiyordum. Nereye gidecek olsalar ben de onlarla gidiyordum.

Günü Jongin'in evinde bitirmeye karar verdiklerinde durdum.

"Ben eve gideyim. Size iyi eğlenceler.."

"Olmaz Chanyeol. Sevgilimin en yakın arkadaşı benim de en yakın arkadaşım sayılır. Sen de geliyorsun."

Jongin'in isteği ve Sehun'un baskıları üzerine onlara katılmaya karar verdim.

Küçük ve oldukça sevimli bir evi vardı. Tek başına yaşıyordu. Başkalarıyla rahat edemediği için üniversite hayatını bu evde geçirme kararı almış. Küçük odasını ve şirin mutfağını gördüğümde başka bir şehirde okusam kesinlikle aynı şeyi yapacağımı düşündüm.

Salondaki yumuşak koltuklara yerleşip sohbet etmeye başladık. Bir ara Jongin Sehun'a çocukluk fotoğraflarını gösteriyordu. İçecek servisini de benim yapmamı istedi. Tabi ki karşımda gülüşmelerini görmemek için mutfağa koştum. İçecekleri oyalanarak hazırlayıp bardaklarla dolu tepsiyle salona döndüm.

Gördüğüm manzarayla elimdeki tepsiyi kontrolsüzce bıraktım. Öpüşmelerini böldüğüm için asla üzgün değildim.