70. Bölüm FİNAL (Sonsuzluğumuz∞)

725 48 30
                                    


- 'Chanyeooooolllll!!!'

+ 'Bu numarayı hala kapattırmadın mı sen? Geçen gün milyonuncu kez kapattırmanı söylemiştim. Ayrıca salondan odaya neden mesaj atıyorsun?'

- 'Çünkü yürüyemiyorum. Nedenini bir düşün istersen?'

+ 'Sence de fazla abartmıyor musun? Erkek olduğunu hatırla ve kalkıp yanıma gel.'

- ' Of..'



Tabi ki mızmızlanacaktı. Yanına gidip onu kucaklamak zorunda kalacaktım. Ne zaman böyle olduk bilmiyordum. İlişkimizin ilk beş ayı oldukça sakindi. Ama sonrası ikimiz için de fazlasıyla hareketliydi.

Annelerimizin desteğiyle ayrı eve çıkmıştık. İkimiz de mezun olup rahat birer işe yerleşmiştik. Hayatımız beklediğimizden bile düzenliydi.

Bugün birinci yılımız dolmuştu. Onun için büyük şeyler yapmama gerek yoktu. Küçük şeylerle de mutlu olan biriydi. Böyle özel birine en özel hediyeyi vermek istiyordum. Sonsuzluğumuzu..

Saatte uyanmış olması ikimiz için de iyi değildi. Sonra tüm günü koltukların çeşitli köşelerine kıvrılıp yarı uyur yarı uyanık bir şekilde geçiriyordu. Hemen ayaklandım. Tam onu almak için kalkacakken odaya girdi.

"Bu seferlik kendim geldim. Bir dahaki sefere yürümem haberin olsun."

"Uyanıp salona gidebiliyorsun. Ama geri dönemiyorsun?"

"Yah! Beni üzersen yine giderim!"

"Gidemezsin bebeğim. Gitsen bile teyzende kalacağını artık biliyorum. Ayrıca seni bulmam için oraya gideceksin. Lisedeyken beni takip ederek öğrendiğin gizli yerime.. Değil mi?"

"Seni çok sevdiğim için Tanrı'ya şükretmelisin."

"Nedenmiş o?"

"Çünkü küsmeye kıyamıyorum."

Kollarımı etrafına sarıp gözlerine baktım. Ona aşık olduğum günden beri Tanrı'ya şükrediyordum zaten. Yaşadığımız her şey için 'iyi ki' diyordum.

"Evlen benimle Sehun."

"N-ne?"

"Evlenmek istiyorum. Evlen benimle."

O an Sehun'dan herhangi bir cevap duyamadım. Hatta sonra da duyamadım. Ağlamak dışında bir tepki vermiyordu. Saatler sonra toparlanıp telefonunu aldı ve tonlarca mesaj yazdıktan sonra yataktan kalktı.

Akşam olduğunda arkadaşlarımız geldi. Durumu kutlamak için sevgilimin organize ettiği ufak yemek benim de hoşuma gitmişti.

Tao ve Jongin bir süredir birlikteydi. İkisinin durumuna en çok sevinen Sehun olmuştu. Ortaya çıkan bir gerçek de Jongin'in üç yıldır Tao'dan hoşlanıyor olmasıydı. Neyse ki herkes artık mutluydu.

Sehun'a aldığım tüm hediyeleri ve yapacağımız bir haftalık tatilin uçak biletlerini yemek sırasında verdim. Bendeki bu değişim arkadaşlarımızı da mutlu ediyordu.

Sehun mutfağa gittiğinde onlara doğru eğilip fısıldadım.

"Siz.. İyi ki varsınız. Tanrım.. Sanırım ağlayacağım. Hepinize teşekkür ederim."

"Bunu her geldiğimizde söylüyorsun Chan."

İsyan eden Yifan'a gülümsedim.

"Evet ve bundan sonraki gelişlerinizde de söyleyeceğim. Onunla uyandığım her sabah için Tanrı'ya ve size minnettarım."

Gerçekten de öyle hissediyordum. Saçma bir mesaj oyunuyla başlayan, yaklaşık bir yıl sonra ortaya çıkan ve geçmişini öğrendiğimde beni sarsan şey kocaman bir aşka dönüşmüştü.

Sehun hala odalar arası bile mesaj yazıyordu. Hatta artık kızmadığımı bildiği için sapığımmış gibi mesajları da oluyordu. Bunun şakasını yapar hale geldiğimiz için mutluydum. Ona sahip olduğum için mutluydum.

Bu evlilik bizim sonsuzluğumuz olacaktı. Birbirimize bağlılığımızın sembolü ve aşkımızın ölümsüzlüğü.. Biz olmasak bile artık aşkımız sonsuz olacaktı..


What's Up? 2 ✓Where stories live. Discover now