65. Bölüm (Nasıl bir oyun?)

377 36 4
                                    


İkisi de öylece bana bakıyordu. Cevap alabilmek için bir kez daha sordum.

"Sehun nerede?"

"Ben.. Bunu söylememin doğru olduğunu sanmıyorum."

"Sanmıyor musun? Gerçekten mi? Buna sen mi karar veriyorsun Jongin?"

"Hayır ama.. Bak Chanyeol, o hiç iyi değil. Henüz karşılaşmanız doğru olmayabilir."

"Eğer dayak yemek istiyorsan bu isteğini seve seve yerine getirebilirim."

"Buna hakkın var mı sanıyorsun? Onu ne hale getirdiğin umurunda mı?"

Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Bu kadar kötü olabilir miydi gerçekten?

"O nasıl?"

"Gerçekten dinleyeceksen anlatacağım Chanyeol. Ama şuan dersimiz var. Akşam kafeye gel."

"Pekala.. Geleceğim.."

Onlardan ayrılınca hemen çantamı topladım. Derse yirmi dakika kaldığı için dersliğe ilerledim.

Ders boyu aklım Sehun'daydı. Birkaç dakikada söyleyemeyecek kadar ne olabilirdi? Soruma cevap vermek yerine neden uzun bir zaman diliminde konuşmayı tercih etmişti? Gerçekten anlayamıyordum.

Sehun mesajlarıyla bir yıla yakın bir zamanımı çalmıştı. Bir gün, dediği gibi o mesaj atan kişiye karşı hislerim oluşabilirdi. Bu durumda ne olmasını planlıyordu Tanrı aşkına?!

İşin içinden çıkamamak beni delirtiyordu. Hemen cevaplarımı almalıydım.

Eve gidip eşyalarımı bıraktım. Üzerimi değiştirip tekrar dışarı çıktım. Derslerinin bittiğini düşünerek mesaj attım. Cevap olarak gitmemi istediği kafenin adını gönderdi. Ben de hızla oraya doğru ilerlemeye başladım.

İçeri girdiğimde Yifan, Yixing ve Jongin köşedeki masada oturuyorlardı. Masaya yaklaştıkça dekorasyon yüzünden göremediğim biriyle daha karşılaştım. Tao..

Sadece Sehun'un yerini sormuştum. Ama bir kurul toplantısına gelmiş gibiydim. Bir soruya cevap vermek için dört kişi neden gelir ki? Nasıl bir oyunun içindeyim ben böyle?!

What's Up? 2 ✓Where stories live. Discover now