BİRİNCİ BÖLÜM /BİRİNCİ KISIM

424 156 120
                                    


   Evimiz, mütevazılıktan çok; neredeyse bir asır öncesinden kalmış bir iki geyikli duvar halısı, tahtakurularının delik deşik ettiği tahta yer döşemesi olan üç kuşağa yuva olmuş bir evdi.
   Anneannemin cevizden yapılmış, neredeyse kırk, kırk beş yıllık eski ama sağlam olan karyolasının
başında sızlanıyordum:
"Ya anneanne, okulum açıldı açılacak sen daha uyu!"
Anneannem sabahın altısında korkuyla sıçramıştı yataktan. Bana:
"Gızım n'oldu? Kardeşlerine bir şey mi oldu yoksa? Söylesene!" dedi.
Umursamaz bir edayla cevap verdim:
"Ya yok, ne kardeşi! Ben sana kitaplarım, okulum diyorum, sen ne sayıklıyorsun?"
Anneannemin uykusu iyice kaçmıştı. Yataktan ıhlayarak doğrulmaya çalıştı. Bir yandan da bana sayıştırıyordu:
"Allah iyiliğini versin Mihrican! Bunun için mi uyandırdın beni? Koca gız oldun hala aklın beş karış havada! Saat daha altı gızım. Bu saatte mi söyler insan! Yüreğime iniyordu az daha!"
"Öf, pöf " yaparak, onun yataktan kalkmasına yardım ettim. Sonra yine mızmızlanarak:
"Ya sen bugün para almayacak mısın bankadan?"
"Eeee?"
"Eeesi git al da, sonra defterlerimizi alalım. Acele et! Hadi."
"Gızım çekiştirme, tamam anladık. Önce sen bir koşu git, fırından ekmek al iki tane!"
"Veresiye mi gene?"
"Ya başka?"
" Bana ne, hem o gözü pörtlek adam beni tersledi dün. Aslında bilirdim ben ona ne yapacağımı ama dua etsin acelem vardı. Gitmem ben oraya, 'Veresiye vermem!' diyor, adam!"
Anneannem içli bir 'Ah' çekti. Sonra dedemin o tarafa bakarak 'Şükür yarabbi!' dedi. Bir şey anlamamıştım. 'Peh' dedim sadece. O ise bana dönerek:
"Ebe guzum! Sen de âlemsin, fırıncıya söyle yine versin. Bugün parayı aldığımda veririm."
"Aman! O kadarcık parayı nasıl her şeye yettireceksen sanki?"

MİHRİCAN #Wattys2017 (Akademisyen Yayımlarından ÇIKTI)Where stories live. Discover now