onun kokusu

334 44 61
                                    

   Bügun müdürün sabah toplantısından beri beş ders geçmişti. Üstelik öğle tatilinin bitmesine ise on dakika kalmıştı. Fakat erza haleda jellali görmediği için özlem ve sıkıntıdan delirme raddesine gelmiş kendi kendine en berbat ihtimalleri düşünüp miraya söyleyerek onuda delirtiyordu. Son kez aklına gelen korkunç ihtimali dile getirmek için miraya dönerek stresten çok hızlı bir şekilde " yellozun tekiyle Otel odasında sevişmiyordur değil mi. Sonuçta bunu ilk kez yapmıyor. " dedi. Mira bu ihtimali yedinci kere duyduğu için tüm sınırlarına dayanıp kafasının tadı atarak " bence kesin sevişiyordur. Kaçık sapığına cevap yetiştirmek yerine " dediği an erzanın duydukları karşısında üzüntüsünü belli eden yüzünü görünce dediğine pişman olmuştur. Mira tedirgin bir şekilde erzaya yaklaşarak " Özür dilerim sadece sinirlerim bozuktu " dedi. Erza ayağa kalkarak " önemli değil yine Kaçık gibi davrandım sanırım " diyerek koşarak sınıftan çıkmıştı. Mirajane üzgün bir şekilde arkasından bakakalmıştı.

   Erza dalgın bir şekilde merdivenlerden aşağıya inerken ( bu sefer harbiden çıldırttım onu ) diye düşünerek ayağa boşluğa gelerek çığlık atarak merdivenlerden aşağıya düşüp başını merdiven direğine çarpmıştı. Acı içinde inleyerek yerden kalkmaya çalışırken sağ ayak bleğinin çok acıdığını farkedince acı içinde içini çekti. Birden biri başında belirip yanına eğilerek " hey iyimisin " diye sorup çenesinden hafifçe tutup kendine doğru çevirince erzanın kalbi iki kat çarpmaya başlamıştı. Erza o bayıldığı okyanus mavisi gözlere  dalarak " sanırım şimdi iyiyim " dedi. Jellal kaşlarını çatıp erzanın alnındaki kızarıklığı inceleyerek " emin misin çok fena kızardı. Moraracağı kesin " deyince erza hemen kendine gelip popo üstü geriye doğru kayıp kıpkırmızı kesilip " sa-sanırım revire gitmem lazım " diyerek ayağa kalkmaya başladığında ayak bleğine ani bir acı gelince acı içinde yüzünü buruşturarak yeniden yere yığılmıştı. Jellal içinden erzanın ne kadar tatlı olduğunu onun bu halini görüp kendini tutamayıp gülümseyerek " gerçekten tuhaf bir kızsın " diyerek yerden doğrulup kalkarken erza bu dediğin den utanarak başını eğmişti. Birden güçlü kolların kendisini sarıp havaya kaldırdığını anlayınca utanç ve endişe " n-n-ne yapıyorsun " diyerek jellale baktı. Jellal erzayı kucağında prenses gibi taşırken kızın bedeninin yumuşaklığına kapılmamaya özen gösteriyordu. Kızın böyle kekelemesinden zevk alarak " belli değil mi seni revire götürüyorum " dedi.

   Erza kıpkırmızı kesilip onun yürüttüğü tşörtlerinden aldığı o baharat lı ve erkeksi kokusunu canlı canlı ondan duymanın keyfini yaşıyordu. Yüzüne çekinir bir şekilde bakarak yüzünün tüm hatlarını ezberliyordu. Elleri karnına ve göğsüne değince ( kasları tahmin ettiğimden daha sertmiş )  diye düşündü. Jellal ise kızın saçlarından gelen çilek kokusunun keyfini çıkarıyordu. Erzanın sürekli öğle yemeğinde Çilekli bir şeyler yediğini farketmişti. İçinden ( çileği çok seviyor olmalı ) diye düşündü. Kıza göz ucuyla bakarak inceliyordu. Pürüzsüz bembeyaz teni ve onlara eşlik eden kızıl saçlar, uzun kirpikleri ve o çok öpmek için arzuladığı kiraz rengi dolgun dudakları... önüne baktığında revire geldiğini farketti.

Devam edecek... ( hep bunu yapmak istemiştim zuhahaha )

Merhaba ben sapık ( jerza texting )Where stories live. Discover now