randevu

163 10 5
                                    

   Erza aynada otuzuncu kez kendini konrol ediyordu. Derin bir nefes alarak telefonundaki saate baktı. On beş dakikası kaldığı nı görünce " geç kaldım " diye çığlık atarak hemen çantasını alıp odadan çıkmıştı. Merdivenlerden indiğinde kapının önünde mirayı görünce " bana engel olma geç kaldım " diye tam kapıya giderken... mira iki omuzundan tutup onu durdurarak " sakin ol " şefkatli bir gülümsemeyle bir adım geri çekilip " dur sana bir bakayım " dedi. Erza tedirgin bir şekilde " ya geç kaldım görmüyormusun " dediğinde... mira işaret parmağı nı sallayıp cik cik yaparak " erza erza " dedi. Erzanın etrafında dönerek " erkekleri randevuda bekletmek başlıca kurallardan biridir. " saçlarını düzeltirken bir gözünü kırparak " seni ne kadar önemsediğini böylelikle anlayabilirsin " diyerek erzanın beyaz askılı elbise üzerine giydiği kot cekete bakarak " güzel kombin " diyerek gözünü kapatan perçemi kulağının arkasına sıkıştırarak " şimdi oldu " kenara çekilip ona kapıyı göstererek boksörü talimat veren antrenör gibi " hadi şimdi o herifi sonsuza kadar senin yap " dedi. Erza da kocaman bir gülümsemeyle gaza gelerek " tamamdır " diyerek kapıdan çıkmıştı.

  Mirada heyecanlı bir şekilde arkasından gülerek heyecanlı bir şekilde telefonu alıp laxusa mesaj atarak...

Mira: erza çıktı. Hadi bizde gidelim peşlerinden her şeyin yolunda olduğunu görmem lazım

  Yazarak mesajı yollamıştı. Heyecanlı bir şekilde aynada saçlarını düzeltikten sonra oda çantasını alıp dışarı çıkmıştı.

  Laxus kendisine bir kahve koyarken telefonuna mesaj geldiğini görünce elindeki kupayı mutfak tezgahına bırakıp telefonu alarak mesajı okudu. Gözlelerini devirerek " yok artık arkadaşıma bebek bakıcılığımı yapacağım " diyerek telefonu yeniden tezgaha koyup kahvesini alırken birden durdu. Çünkü jeton yeni düşmüştü. Tabi yaa mirasıyla vakit geçirmek için mükemmel bir fırsattı. Sonra oda heyecanlı bir gülümse takınıp telefonu eline alıp motosiklet anahtarlarını alarak " jellal sen dünyanın en iyi dostusun " diyerek evden çıkmıştı.

   Jellal parktaki göl kenarındaki bankalardan birinde oturup elindeki beyaz güle bakıyordu. Erzanın geldiğini görünce ayağa kalkarak ona doğru gidiyordu. Erza alt dudağını ısırıp terleyen avuç içlerini sürekli eteğinde siliyordu. Birbirlerinin önünde durdu. Sadece birbirlerine bakıyorlardı. Erza bir şeyler söylemek istiyordu. Ancak dili tutulmuştu. Jellal onu anlayarak sadece ellerinden tutup yanında yürümesini sağlamıştı. Birlikte göl kenarında yürüyerek " istediğin an konuşabilirsin sorun değil beklerim " dedi. Erza  sadece yanakları kızararak önüne bakmakla yetinmişti. Sonra jellalin elindeki beyaz güle bakarak " neden beyaz gül " diye sordu.

  Jellal elindeki beyaz güle baktı. Sonra gülümseyerek erzaya vererek düşünceli bir şekilde  " sanırım bu kızıl saçlara " erzanın saçlarına hayranlık içinde bakarak " sahip birine kırmızı gül vermek biraz ahmaklık olmaz mıydı " diyerek gözünü kapatan perçemi kulağının arkasına sıkıştırmıştı. Erza elindeki gülü koklayıp yürümeye devam ederek " aslında beyaz gülleri severim " dedi. Sonra etrafına bakarak yanında yürüyen jellale göz ucuyla bakarak " beni buraya çağırmana şaşırdım " jellal elleri cepte soru soran gözlerle erzaya bakarken kız sözüne devam ederek " çoğunluk la buraya hep tek başına gelirsin " jellale cekingen bir şekilde bakarak " senin için özel bir yer sonuçta " dedi.

  Jellal erzaya baktıktan sonra gölde yüzen ördeklere bakarak kısık bir sesle " benim için özel bir yer olduğu doğru ailemle çocukken dedeme ziyerete gelirken burda piknik yapıp sakura ağaçlarını seyrederdik " dedi. Erza elindeki çiçeğin yapraklarını okşayarak düşünceli bir şekilde " hııı o yüzden bir bankta oturup " jellalin o günlerde takındığı tavrı taklit ederek gözlerini kapatıp derin bir nefes alırken jellal erzanın tam önünde durup oda derin bir nefes alarak gözlerini kapatmıştı. Erza gözlerini açıp jellalin gozlerinin kapalı olduğunu görünce kalbi hızlı bir sekilde atmaya başlamıştı. Vücudunda biriken adrenalin ona hayal bile edemediği şeyi yapmasına cesaret vererek uzanarak jellalin dudaklarına ufak bir öpücük kondurmuştu. Jellal şaşkın bir şekilde gozlerini açarken yaptığı na inanamayarak gölkenarında yürümeye devam etti. Jellal arkasından bakakalmıştı. Sonra oda bir kaç hızlı adım atarak erzanın yanında yerini almıştı.

   Uzaktan bir bankta oturarak izleyen mira gururlu bir şekilde " aferin be erza sonunda " diyordu. Yanında oturan laxus hiç bir şey anlamayarak miraya bakarak  "bunda duygulanacak ne varki " dedi. Mira laxusa ters bir şekilde bakarak " sen anlamazsın be öküz " dedi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 11, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Merhaba ben sapık ( jerza texting )Where stories live. Discover now