Merhaba ben sapık ( jerza texting )

araya girme

   Jellal kucağında erzayla  revire girerken etrafına baktı. Arkadaşlarıyla yaşlı cadaloz olarak adlandırdığı kadının etrafta olmadığını görünce sırıtarak erzayı yataklardan birine koyarken  " sanırım hemşire yok " onunla yüzyüze gelecek şekilde eğilerek " sanırım iş başa düştü " diyerek ayağa kalkıp buzdolabına gidip erzanın başı için buz kalıbı arıyordu. Erza şok içerisinde içinden ( benimle ilgilenecek, benimle ilgilenecek ) çıldırmakla meşguldü. Jellal erzanın önünde diz üstü eğilerek elindeki buz torbasını kıza uzatarak " bunu başına tutarken bende bu arada bleğine  bakacağım " dedi.

   Erza utangaç bir şekilde başını sallayıp jellalin elinden buz torbasını almıştı. Jellal ise erzanın sağ bacağını tutup ayakkabısını çıkarınca  erza kıpkırmızı kesildi. Jellal çok rahat bir şekilde kızın diz üstü çorabını tutup yavaşça aşağıya indirmişti. Jellalin tüy gibi dokunuşlarını bacağında hisseden erza o dokunuşların etkisinde yumruğunu sıkıp alt dudağını ısırmıştı. Jellal zukünetle çorabı tamamen çıkarttıktan sonra erzanın bacağını inceleyerek ( tahmin ettiğimden daha güzel miş ) diye düşündü. Erzanın ayağını ileri geri oynatarak kızın kızarmış yüzüne bakıp " böyle yapınca acıyor mu " diye sordu.

   Erza yutkunarak başını Hayır anlamında salladı. Jellal başka bir hareket yapınca " peki böyle acıyor mu " diye sordu. Erza acı içinde yüzünü buruşturarak " evet " dedi. Jellal tamam anlamında başını sallayarak yerinden kalkıp ecza dolabına doğru yürüdü. Erza tüm cesaretini toplayıp onunla konuşabilmek için cevabını bildiği halde " Jellal san bu tür şeylerden bu tür şeylerden anlıyormusunuz " diye sordu. Jellal erzanın böyle sohbet açmasına başta şaşırmış olsada sonra alımlı bir gülümsemeyle " büyük babam bir cerrah " sonra sesi daha da kısılarak " babamda öyleydi " aradığı kremleri bulup erzanın yanına dönerek umursamaz bir şekilde " bir kaç önemsiz şey öğrendim bende işte " dedi. Erza komik bir şekilde gözlerini devirerek içinden ( bir kişinin yarısını dikmek önemsiz bir olay mı ) diye düşündü. Jellal erzanın bleğine soğuk bir krem sürdüğünde ürpermişti. Jellal farkederek erzanın ilk görüşte aşık olmasına sebep olan sevimli gülümsemesini takınarak " biraz soğuk ama şişliğin ve ağrının hemen dinmesini sağlayacaktır " dedi. Erza tamam anlamında başını sallarken Jellalin gözlerini dikip ona baktığını farkedince durmuştu. Jellalin onu izlediğini yeni farketmişti. Alnındaki kızarıklığa baktığını zannedip buzu başından indirerek " çok mu kötü görünüyor " dedi. Jellal ciddi bir ses tonuyla " ona bakmıyorum " dedi.

   Erza yatakta biraz geriye doğru kayarken Jellal kıza biraz daha yaklaşırken kızın gözlerinin içine bakarak kısık bir sesle " ben seni niye daha önce farketmedim " diyerek kızın dudaklarına bakmaya başlamıştı. Erza kalbi küt küt atarken " şey " diye cevap bulmaya çalışıyordu. Jellal elleriyle kızın yüzünü kavrayarak şehvetli bir şekilde fısıldayarak " şişşt sessiz ol " diyip kızın dudaklarına yavaşça kendi dudaklarını değdirmeye başlamıştı. Erza onun dudaklarının sıcaklığını hissettiği an çoktan nefes almayı ve hareket etmeyi unutmuştu. Jellal dudaklarını biraz daha bastırıp önce üst dudağını hafifçe kavrayıp emdi. Erza jellalin etkisine girip ağzını çok az açınca eğilip alt dudağını hafifçe öpüp emmeye başlamıştı. Jellal bu anın keyfini çıkararak yavaşça erzanın dudaklarını keşfederken... kapı aniden açılınca hemen birbirlerinden uzaklaştılar. Erza utanç içinde önüne bakarken jellal kapıdakine öldürmek ister gibi bakıyordu.

   Kapıdaki laxus arkasındaki mirajane ni umursamadan uyarıcı bir ses tonuyla " dostum her ne kadar öfkeni anlasamda bunu kesmek zorundasın  çünkü cadaloz geliyor " dedi. Bunu duyduğunda erza endişeli bir şekilde jellale baktı. Çünkü jellal ve hemşirenin bir kaç tartışmasından dolayı disiplin kurulu jellalin bu odaya girişini yasaklamıştı. Jellal tchlayarak erzaya göz ucuyla baktıktan sonra istemeden çıkmak zorunda kalmıştı.