Belki Bir Gün

9.3K 598 255
                                    

Sınıfın kapısından içeri girip az önce yaşadığını unutmaya çalışmak için yavaş tempoda düşünceli bir şekilde yürüdü.Aslında ne kadar uğraşsada gözlerinde anlık o sahne belirginleşip kafasından atamadan beynine hücum ediyor yine dalgın dalgın düşünmeye devam ediyordu. Sınıfın ortasına geldiğinde cam kenarında duran iki kız ona bakıp gülmeye başladılar. Ne olduğuna anlam veremeden üstüne baktı. Acaba yanlış bir şey mi giymişti ya da yapmıştı. Başını tekrar kaldırıp onlara baktığında ikiside birbirine dönüp fısıltılı bir ses tonuyla konuşmaya devam etti. Sinir olmuştu, açıkta bir şey mi vardıda gülüyorlardı? Ellerini yumruk yaparak en arkada duran tekli sıraya oturdu. Herkesin aksine o tek başına koca sırada oturuyor, kimse onunla muhattap bile olmuyordu. Alışmıştı, o sessiz biriydi diğerlerinin aksine. Kafayı gömüp müzik dinler, arada bir not tutar,gün itibariyle sıkılınca uyurdu. Çantasından karıştırıp ilk dersi olan biyoloji kitabını çıkarmış, bir kaç kalem ve silgiyi masaya düzgün bir şekilde dizip, sıranın altına tıkmıştı. Beklemeye devam etti,öğretmenin gecikeceğini biliyordu.

Gözlerini sınıfın içinde gezdirdi bir kaç dk. Değişen bir şey olmadığını anlayınca masada duran kalemi alıp üstünü karalamaya, simetrik çizgilerle gelişi güzel çizimler yapmaya başladı.Kafasına aldığı darbe yüzünden çizimini yarıda kesip, nerden geldiği belli olmayan kağıttan uçağa baktı. Sonra orta sıradan koşup gelen kısa boylu çocuk özür bile dilemeden ucu büzülmüş uçağı masasından alıp, zevzek zevzek gülerek sınıfın diğer ucuna adımlamıştı.Bir şey olmamış gibi davranmaya alıştığı için sesini çıkarmadı.

"Pişşt taşkın! "

Adının sınıfta yankılanmasıyla ortam durulmuş, herkes kapının önünde beliren çocuğa odaklanmıştı. Bu oydu, taşkının sırıl sıklam aşık olduğu ama bunu bilmediği çocuk. Taşkın yarı şaşkın halini rafa kaldırırken, ayağa kalktı. O da ne yaptığını bilmiyordu. Mavilere baktığında, çoktan yanına gittiğini anladı.

"Ne oldu, bir sorun mu var? "

Önündeki genç adam eliyle ensesini tutmuş, tekrar ona bakmıştı.Göz teması dahi kuramazken kalbinin ona ihanet etmesi onu zor durum da bırakmıştı.Yüzüne belli belirsiz bakmaya çalışırken sevdiği adam gülümseyerek söze başladı.

" Şey, aslında. Şey diyecektim ya. Az önce seni umursamadım, sende öylece çekip gittin, kusura bakma ayıp ettim ben.Sana karşı çok yanlış yaptım "

Dudağında ki kırmızı ruj lekesini görünce ister istemez kaşlarını çattı taşkın.

" Dudağında"dedi yere bakarak

"Dudağında kalmış"

Çocuk gelişi güzel elinin tersiyle fazlalıkları silerken, göz temasına bir kere olsun bırakmadı.

"Kızdın mı bana? "

" Hııı! "

" Kızdın mı diyorum, seni öyle bırakıp kızla ilgilendiğim için, bana kızgın mısın? "

"Önemli değil,zaten yeni tanıştığın birine çok sıcak bakmazsın değil mi?"

Genç adam böyle bir karşılık beklemiyordu. Ona göre bir yabancı olsa da samimi bulmuştu çocuğu. Gerek gülüşü ya da masumiyeti çok saf ve temiz gelmişti. Omuzlarına indirdi güçlü kollarını ve itiraz edermiş gibi kaşlarını çattı.

"Seni daha fazla tanımak isterim taşkın"

Hükümlü bir suçluydu onun yanın da kalbi ise şuan büyük bir düşmanı.Bu yaptığı karşısın da içinde bir şeyler hissetmişti  genç adam ve bu tarif edilemez hissi ona da anlatmak isterdi.

ARADIĞIM ADAM(GAY)- Tamamlandı-Where stories live. Discover now