79 #37

4.3K 226 31
                                    

CUMARTESİ

Elya: Neredesin? (09.32)

Barış: Geliyorum. (09.37)

*

Ne olduğunu sorgulamadı, veya nereden bildiğini sormadım. Yaklaşık 15 dakika sonra da kapı çaldı zaten.

"Evde kimse yok mu?" dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladım. "Ağlama, niye ağlıyorsun?"

Kafamı kaldırıp yüzünü incelediğimde, geçmek üzere olan morluklarına yenilerinin eklendiğini fark ettim.

"Senin yüzünün bu hali ne?"

Sağ kolumu destek olurcasına tutarak çekildi ve hala açık olan kapıyı kapattı. Açıkçası şu an kapının derdinde değildim.

Tuttuğu kolum sayesinde beni yöneterek koltuğa oturttu ve yanıma geçti.

"Yüzümü sorgulamak için çağırmadın herhalde?" dediğinde burnumu çekerek elimin altındaki telefonuma uzandım ve hala açık konuşmayı görmesi için Barış'a uzattım.

Bir dakika içinde bugünkü tüm mesajları okumuş, ardından yüzünü buruşturmuştu.

"Siktir, sana mı çattı?"

Biliyordu.

Benim aksime neler olduğundan haberdardı.

"Yüzündeki morluklarla bir alakası var mı?" dedim çekinerek.

"Elya, bak..." dedi gözlerini kaçırarak. "Yavuz senin hakkında bir şeyler söylemiş. Birkaç kişinin ağzında dolanıyor."

"Yine de onunla kavga etmemen gerekirdi! Benim yüzümden insanların üzülmesinden bıktım."

Ne olduğunu sormasam da, Yavuz'un neler dediğini ve anonimin neden bu denli çıldırdığını merak ediyordum.

"Konu ben değilim, beni kafana takma lütfen. Sandığın kadar büyük bir şey yok ama gerçeklik payının olup olmadığını ben de merak ediyorum," dedi ve o can alıcı soruyu sordu. "Yavuz'la aranızda bir şeyler mi geçti?"

Söylenecek Sözler //texting. {2017}Место, где живут истории. Откройте их для себя