FİNAL

5.8K 276 152
                                    

CUMA // Elya'nın ağzından

Elya: Komik olma (21.46)

Deli Manyak: şaka yapmıyorum (21.46)

Bir kere bunu yazmak yerine zile bassaydın- Düşüncemi bile tamamlamama izin vermiyorlar ya!

Düşüncemi yarıda kesen zile bakmak için yataktan çıkarak dış kapıya ilerledim. Gelmiş olabileceğinden değil de, ilerledim işte yine de.

Hani annemler falan gelmiştir...

Kapıyı açtığımda Ege'yi görmemle kaskatı kesildim. Geleceğini söylememişti.

Yoksa... Söylemiş miydi?

"İçeri geçsene," deyip geri çekildiğimde, elleri kotunun cebinde ve üstünde spor ceketiyle içeri geçti. "Annemler evde yok ama yine de odama geçebiliriz."

"Biliyorum," diye mırıldandı ve odama ilerledi.

Yatağıma yatmak yerine oturmayı tercih ettiğimde, Ege köşede duran sandalyeyi tam karşıma yerleştirip oraya oturdu.

"Konuşmayacak mısın?" dedim sessizliğin sonunda.

"Konuşmam gerekiyor, ne anlatacağımı bilmiyorum."

Sustu. Nefes aldı ve sırtını sandalyenin arkasına yasladı.

Anonim Ege'ydi.

"Sana ilk aşık olduğumu tarihi bilmiyorum. Yani seni ilk gördüğüm anı. Sadece o an kalbimin nasıl attığını hatırlıyorum, bir de nefesimin nasıl kesildiğini tabii."

Elini saçlarının arasına daldırdıktan sonra bacağına koydu ve devam etti. "Barış'la daha önceden tanışıklığımız vardı ama bana senden hiç bahsetmemişti. Ve seni gördüğümde, dünyanın en güzel insanı olduğuna kanaat getirdim. Bunu seni övmek için veya iltifat olsun diye söylemiyorum."

Bunlara zaten mesajlarında değinmişti.

"Tamam, sonrası sende var zaten. Arkadaş olduk bir şekilde. Ve ben gittim daha sonra. Neden gittiğimin asıl sebebini bilen tek kişi Barış'tı. Bilmeye hakkın var."

Diyecek söz bulamıyordum. Bildiğim tüm kelimeler silinmişti sanki bir anda hafızamdan.

"Unutmam gerekiyordu. Aşkımdan delirirken arkadaş gibi davranamıyordum sana. O kadar zordu ki hiçbir şey yok gibi yaşamaya çalışmak. Unutmayı seçtim ama unutmak pek beni seçmedi." Sırıtmaya çalıştı. Başaramadı.

"Numaranı sildim gittiğim zaman, sana ulaşamayınca unutacağımı falan... Neyse, geri döndüm sonra ve döndüğüm gün numaranı Barış'tan aldım. Barış'ın da haberi yoktu bundan, birkaç gün sonra buluşunca anlattım numara olayını."

Ve asıl cümle. "Unutamadığım için geriye tek bir yol kalıyordu, en azından benim için. Sana açılmam gerekiyordu, aksi takdirde bu aşkı tek başıma taşıyamazdım Elya. Beni anlıyor musun?"

Umutla gözlerime baktığında kafamı salladım.

"Sana farklı numaradan mesaj atmaya başladım. Beni tekrardan engellememenin sebebi yeni hat alacağımdan emin olman mı yoksa konuşmak istediğinden mi bilmiyordum ama ne olursa olsun sana yazmaktan vazgeçmedim. Vazgeçmeye çalıştım da, başaramadım."

Gözlerini bir an olsun gözlerimden çekmiyordu. "Sonra mucizevi bir şey oldu. Sen... Benden hoşlandığını söyledin. Buradan sonra nasıl karşına çıkmamakta ısrarcı olabilirdim ki? Tek kelimenle beni yumuşatıp, fikrimi değiştirebiliyordun. Üstümdeki etkini fark etmek pek uzun sürmedi."

Oturduğu sandalyeden kalkarak yanıma oturdu ve ona dönmemi sağladı. "Senden o cümleyi duydum ya, benden hoşlandığını söylediğin cümleyi. Oradan sonra ben arkadaşınmışım, anonimmişim, ya da beni reddedecekmişsin veya kabul edecekmişsin; hiçbir önemi yoktu inan."

"Parkta, yanına geldiğimde..." deyip duraksadı. "Benim olabileceğime ihtimal bile vermedin. Açıklayamadım bu yüzden çünkü tahmin edebileceğinden çok canım yanıyordu."

Bana yaklaştı. "Ve bir sözüm vardı sana. Doğrusu benim değil, anonimin bir sözü vardı."

Kollarını bana doladı ve kulağımın dibine fısıldadı: "Sana sarılacağım. Ne şartta olursa olsun."

Beş veya on saniye. Daha sonra geri çekilerek kafasını eğdi.

Benim de bir sözüm vardı.

Çenesinden tutarak kafasını dikleştirdim ve boynuna sarıldım. "Sana sarılacağım demiştim."

"Bana öyle söylediğin için sarılma. Yani sarılmak zorunda olduğun için," diyerek beni ittirdi. "Pişman olanın ben olmasını isterdim."

Dediği şeyle irkildim. Ben ona... Demiştim ki, kim olursan ol, senden vazgeçmeyeceğim.

Peki şimdi? Ben şimdi ondan vazgeçersem...

Bir sepep. Ondan vazgeçmem için tek bir sebep aradım.

Hiçbir sebep yoktu.

Onu seviyordum, onu Ege veya anonim olduğu için değil, kendi olduğu için seviyordum. Onun bu güzel hislerini seviyordum. İnceliğini, kalbini...

Onu da, beni de, tüm dünyayı şaşırtacak bir hareket yaptım daha sonra. Kafasını bana çevirerek dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

Şaşkınlığı her yönden belli oluyordu. Geri çekilen o olmayınca, ben çekildim ve yanağımı yanağına sürterek kulağına fısıldadım: "Bak, vazgeçmedim işte. Pişman olacaksın demiştim."

Söylenecek Sözler //texting. {2017}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin