80 #37

4.4K 230 1
                                    

CUMARTESİ

"O çocukla aramda hiçbir şey geçmedi. Nasıl ona inanırsın?" diyerek ayağa kalktım ve sinirle elimi saçlarımın arasına daldırdım.

"Ona inandığımı söylemedim, Elya. Sadece hiçbir şey bilmiyorum ve en doğrusunu senden öğrenebilirim. Her şeyi düzeltmek için bunu yapmam gerek sanırım?"

"O," diye mırıldandım inanmazca. "O buna nasıl inanır?"

Barış konuşmadan beni izlemeye devam etti. Ne diyeceğini bilemiyor gibiydi.

"Ona söyledim!" diye bağırdım. "Ona Yavuz'u orada bırakıp gittiğimi söyledim!"

Barış bir şeylerin yeni farkına varıyormuş gibi kolumdan tuttu ve beni koltuğa geri oturttu. "Bana inanmadı. Ben kim olduğunu, amacının ne olduğunu bilmeden onun mesajlarına inanırken, o bana inanmadı. Bana neden inanmadı?"

"Hayır, bununla bir alakası yok. Sana bir kere kızdığında hattını kırmıştı, hatırlıyor musun?" dediğinde konuşmadım. "Sinirli sadece. O piçin söylediklerinin gerçek olup olmadığını bilmiyor ve anlarsın, mantıklı düşünemiyor."

"Tam da bu yüzden şu an bu konuşmayı yapıyoruz ya Barış. Gerçek olup olmadığını sorguluyor çünkü benim dediklerimin gerçekliğine inanmıyor."

Söylemekten çekindiği bir şeyler olduğu belliydi ama o da biliyordu ki, şu an çekinmenin sırası değildi.

"Elya, bak... İkimiz de biliyoruz ki yaklaşık 2-3 ay öncesine kadar sen bunları yapabilecek biriydin."

İtiraz edemedim. Öyleydim.

"Ve onun bunu sorgulaması gayet normal. Lütfen alınma. Sana güvenmiyor değil, aklı karışık ve tam da bu sebeple normal aslında sorgulaması."

Sustum.

"Senin de alınmaya hakkın var tabii. Söyledikleri ağır ama, gerçekleri fark ettiğinde nasıl bir aptallık yaptığının da farkına varacaktır."

"Ona kızmamam gerektiğini mi söylemeye çalışıyorsun?"

Eğer böyle söylemeye çalışıyorduysa, çok yanlış bir noktaya değindiğini bilmeliydi.

"Hayır. Ona kızmalısın. Sadece sana güvenmediğini vs. düşünme demeye çalışıyordum."

Barış'ın burada olmadığı zamana kıyasla daha sakindim ama ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Ondan hoşlanıyordum, yalan söylediğimi düşünüyordu. Fakat ortada ona yalandan sevgi beslemem için hiçbir neden yoktu ki.

İşte tam da bunu düşünmemle çıldırmam bir oluyordu.

Sevgime bile inanmıyordu.

"Ege artık benim sorunlarımla ilgilenmiyor sanırım," diyerek buruk bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Eskiden Barış nereye o oraya olan bir tipken, gidişiyle kendini de değiştirmişti belli ki.

"Onun pazartesiye girmesi gereken bir sınavı var, son şansı. Yoksa buraya gelip dertlerine ortak olmayı o da isterdi emin ol," deyip sırıttı.

"Umarım," dedim sessizce. Umarım değişen o değil, benimdir.

Söylenecek Sözler //texting. {2017}Where stories live. Discover now