93 #43

4.6K 216 39
                                    

CUMA // Elya'nın ağzından

"Elya," dedi annem beni dürtmeye devam ederken. Göz kapaklarım yapışmış, kirpiklerim sayesinde bağlanmışlardı sanki. Açmakta çok zorluk çekiyordum. "Biz Şeyma Teyzenlere gidiyoruz. Kalk hadi geleceksen."

İyi de sırtımı parmaklarınla delmek yerine nazikçe saçımı da okşayabilirdin anne.

"Ne?" diyerek açmaya çalıştım gözlerimi. "Saat kaç?"

"Dokuz buçuk." diye yanıtladı beni.

"Bu saatte niye gidiyorsunuz ki?"

Elini havada sallayıp bıkkınca konuştu. "Aman bu Barış'tan kaçmanın yolu var da biz mi bilmiyoruz ya? Gelmezseniz kendimi keserim Işıl Teyze, yok küvette kendimi boğarım Işıl Teyze... Yapacağından değil de inanıyoruz işte biz de."

Kaşlarımı kaldırdığımda kaçacak yeri yokmuş gibi konuşmaya başladı. "Hem bize de gezmek olsun biraz, baban soğuklar başladığından beri sokak yüzü görmedi vallahi."

Gözlerimi kıstım. "Haliyle sen de dedikodu yapamadın."

"Anneye öyle denir mi kız!" diyerek kafama vurduğunda somurttum.

"Gelmeyeceğim, halsiz hissediyorum biraz Barış'ın haberi var."

Kafasını salladıktan sonra yorganı üstüme biraz daha örterek kapımı açık bırakıp dışarı çıktı.

Yaklaşık beş dakika öylece duvarı izledikten sonra telefonumu elime aldım ve tuş kilidini açtım.

Annemden gelen mesajı görmemle hemen mesajına tıkladım, daha yeni atmıştı.

Annem: Balkondaki çamaşırları toplayıver (21.37)

Görüldü.

Sonrasında çamaşırları toplamam gerekiyordu, ardı arkası kesilmeyen mesajları okumam değil.

Barış: Aç telefonlarımı (19.59)

Barış: Elya (20.04)

Barış: Korkutma lan beni (20.09)

Sonrasıysa sonsuz cevapsız çağrıydı. Ben eve gelip uykuya daldıktan hemen sonra annemler gelmiş olmalıydı, aksi takdirde dış kapının sağlam kalmasının imkanı yoktu.

Sıradaki mesajlara bakıp bakmamak arasında kalsam da, açtım.

Deli Manyak: açıklamama izin ver (19.41)

Deli Manyak: oraya gelmediğimi düşünüyorsun ama öyle değil (19.42)

Deli Manyak: bir cevap yaz ki anlatayım (19.49)

Deli Manyak: beni korkutma (19.51)

Deli Manyak: ağlamış olduğun düşüncesi beni öldürüyor (19.57)

Deli Manyak: ağlamamış ol (19.57)

Deli Manyak: hiçbir zaman yapmadığının aksine bana küfür edip (19.59)

Deli Manyak: bağırmış ve evi dağıtmış ol (19.59)

Deli Manyak: ama ağladığını söyleme (20.00)

Deli Manyak: bir şey yaz (20.08)

Deli Manyak: mesajlarım iletiliyor (20.10)

Deli Manyak: bilerek mi okumuyorsun? (20.10)

Deli Manyak: haklısın aslında (20.11)

Deli Manyak: ama beni dinlemeden bir sonuca varamayı (20.14)

Deli Manyak: varamayız (20.14)

Deli Manyak: telefonlarımı aç (20.27)

Deli Manyak: beni çıldırtmak mı istiyorsun? (20.28)

Deli Manyak: aç şunu (20.30)

Deli Manyak: ben oradaydım elya (20.34)

Deli Manyak: sen beni fark etmedin bile (20.34)

Ve bunun sonu da cevapsız aramalara dayanıyordu.

Yalnızca, ah! Seni nasıl fark edebilirim ki? Hakkında hiçbir şey bilmediğim birini nasıl tanıyabilirim?

Yine de mesaj atmadım. Zaten mesajları okuyup sindirmem 5 dakikamı almıştı.

Daha sonra açık konuşmada bir mesaj daha belirdi.

Deli Manyak: kapıyı aç (21.46)

Söylenecek Sözler //texting. {2017}Where stories live. Discover now