KELEBEK

KİM?

Jennie'den

Olanları idrak edememiş bi şekilde BTS'in yurduna koştum. Kızlar nolduğunu anlamamıştı. Yurtta kimse kapıyı açmadı. Jungkook'u ne kadar arasamda ulaşamıyordum.

En yakını olduğu için Jimin'i aradım.
--Alo Jimin?
--Noldu? Sesin bi endişeli geliyo?
--Jungkook yanınızda değil dimi?
--Hayır yurtta.
--Yurtta da değil.

--Nerde?
--O kutuyu gönderen manyakla birlikte . Jimin ona bişey yapabilir nolur acele edin?
Gözlerim dolmuştu. Kızlar ben jiminle konuşurken herşeyi duymuşlardı. Rose ağlamaya başlamıştı . Ben ağlamamalıyım. Güçlü kalmalıyım. Ne kadar ağlamasam da korkuyordum.

Üzerimi değiştirmeden polisi aradım. Buraya gelmelerini söylemeden direk jungkook'un numarasını verdim. BTS yurdunun kapısını tekrar çalmayı denedim ama bu kez zile basmak yerine  kapıya vurmayı tercih ettim. Kapı birden içeri doğru açılmıştı. Lisa Rose'un yanında kalırken jisoo yanıma gelmişti.

--N-Nolmuş burda?
Ev aşırı şekilde dağınıktı. Dolaplar yıkılmıştı. İçeri doğru girdim Jisoo peşimden geldi. Mutfaktaki herşey yerdeydi.
--O manyak buraya gelmiş.
Telefonum çalmaya başladı.

--Alo iyi günler az önce adam kaçırma ihbarında bulunan siz miydiniz?
--E-Evet benim.
--Telefon kullanılmadığı için konumunu göremeyiz. Bize birazcık olsun yardımcı olabilecek bir adres verir misiniz?

Yurdun adresini verdim. Burda bişeyler bulabilirlerdi. O beni ne pahasına olursa olsun korumuştu. Şimdi benim yüzümden başına bişey gelirse eğer kendimi asla affedemem. Bir an ona bi şey olduğunu düşündüm. İki hafta içinde ona nasıl bu kadar bağlanmıştım ki?? Sanki beni ona bağlayan bir şey vardı. Kelebeğim olduğuna emindim. Ama kelebekler ölürlerdi. Erkenden hep bu gerçeği bilerek bir gün onunla karşılaşmayı hayal ediyordum.

Bu şekilde mi olucaktı. Sevmezsem kaçar seversem ölür. Ne yapmalıyım. Diğer üyeler geldiklerinde evin haliyle şok geçirmişlerdi.
--Kızlar. İyi misiniz? Noldu burda? Diğerleri nerde? R-Rose nerde? Ç-çok üzülmüş olmamlı.
Bizim yurdu gösterdim. Etrafa biraz bakındı ve koşarak karşıya geçti. Eve tekrar baktım. Saatler önce burda neler olmuştu? O manyak jungkook'a naptı? Canını yakmış mıdır?

Bir an geçirdiğimiz vakitler geldi aklıma. Ona sarıldığımda , gözlerine baktığımda , konuştuğumda , yanımda olduğu her an her dakika kendimi güvende hissediyordum. Ama şimdi o benim yüzümden güvende değildi. Hayatı tehlikedeydi. Etrafıma baktım. Görüşüm bulanıklaşmaya  başlamıştı. Uyumak istiyordum. O kadar yorgun hissediyordum ki. Olduğum yere uzandığını hatırlıyorum. Bi de Yanımdakilerin ismimle bağırışlarını.

Jimin'den

Niyeyse Rose'un çok üzüldüğünü hissetmiştim sanki. Bişeyler onun iyi olmadığını hissettirmişti. Bu yüzden de jennie'ye onu somuştum. Jungkook içinse içimde savaş veriyordum.

Kardeşim , sırdaşım , dostum , ailemdi o benim. O altı kişi de benim ailemdi ama en yakınımdı o benim. Çok ağlamazdım. Bu yüzden hayatım boyunca beni tek ağlarken gören Jungkook'tu. Gerçekten varlığına çok alışmıştım. Yokluğuna alışamazdım. Bir kez daha ailemi kaybedemezdim. Bu yüzden o henüz tanımadığımız p*ç eğer kardeşime elini sürmüş olsun. Polis umrumda değil. Anasından emdiği sütü burnundan getirmezsem o şerefsizin.

Kızların yurduna geldiğimde kapıyı çaldım. Lisa kapıyı açtı. Yüzü bembeyaz korkmuş gibiydi.
--Jimin. Rose iyi değil. Hemde hiç. Yardım et!!

Cevap vermeden koşarak içeri girdim. Koltukta uzanıyordu. Gözleri kıpkırmızıydı. Elleri titriyordu. Çok güçsüz ve savunmasızdı şu an. Belli bi yere odaklanmış devamlı oraya bakıyordu. Her an ağlamaya hazır gibi göz bebekleri titriyordu.
--Ne söylediysem cevap vermedi. Su dahi içmedi.

Yanına gidip çöktüm.
--Ateşine bakabilir miyim?
Olumlu anlamda belli belirsiz başını salladı. Elimi alnına koydum. Çok ateşi vardı.
--Böyle sık hasta olur mu?
--Zaten bağışıklık sistemi zayıf bu yüzden streslendiğinde böyle olması normal.

--İzin verir misin?
Dedim ve elimi hafifçe boynuna koydum. Boynu daha sıcaktı. Titreyen elini zorla kaldırıp elimin üzerine koydu. Elleri boynu ve alnının aksine buz gibiydi. Elimi tutmak istedi sanki ama o kadar güçsüzdü ki. Pes edip geri indirdi. İnce ve uzun parmaklarını yumruk yapmasını sağlayıp iki elimle ellerini sardım.

--Daha ısıttı mı?
Yine başını salladı. Yurdun kapısı açıktı. Taehyung içeri daldı. Jennie bayıldı hastaneye gidiyoruz polisler gelicek birazdan onlarla kalı-cam ama Rose? Noldu ona?
--Jennie'ye Noldu? İyi mi?
Lisa da telaş yapmıştı. Tanrım niye böyle oluyor. Herşey üstüste geldi.

--Lisa Taehyungla git. Ona göz kulak olucam.
Başta tereddüt etse de onayladı ve yurttan çıktılar.

--Ü-ü-şüy-orum
Kurumuş dudaklarının arasından sesi çok titrek ve kısık çıkmıştı.
Kalkıp giriş kapısını kapattım. Etrafta muhtemelen yaz olduğu için battaniye falan yoktu. Odalarına baktım. Gerçi yeni yerleşmişlerdi henüz bazı şeyler eksikti. Yanına gittim. Bi çare bulmalıydım.

Zorlanarak olduğu yerde oturdu.
--Su içmelisin.
Başıyla reddetti.
--Seçenek sunduğumu hatırlamıyorum.
Dedim ve bi bardağa su koyup yanına oturdu.

Yarısına kadar zorla içti ve bıraktı.
--Bi şey rica edebilir miyim?
Gerçekten zayıf ve güçsüzdü. Suyu içtikten sonra sesindeki titreme ve kısıklık gitmesede daha rahat konuşmuştu.
--Tabi.
--Bi kere sana sarılabilir miyim? Şu an buna çok ihtiyacım var.

Hiçbişey diyememiştim. Elimdeki bardağı kenardaki küçük sehpaya bıraktım. Yaklaşıp kollarımı sardım. Niyeyse buna hayır diyememiştim. Hem belki ısınırdı. Kafasını omzuma gömdü ve ısınmak istercesine kollarımın arasında iki büklüm oldu.

--O burda olsaydı eğer beni böyle ısıtır mıydı?
Orasını bilemem ama şu an benim kollarımın arasında başkasını düşünmesi fazlasıyla rahatsız etmişti.
Sebebini bilmiyorum ama bu beni üzmüştü. Aynı zamanda sinirlenmiştim. Bu neydi şimdi. Niye böyle hissettim?Ne diye canım yandı?
Daha önce Rose'la bir çok kez karşılaştım ama bu kez niye bana bu kadar iyi geliyor? Gelmemeli. Kalkıp kardeşimi mi aramalıyım? Yoksa Rose'la mı kalmalıyım? Rose kim benim için? Kim ki kardeşim ailem dediğim insanla onun arasında seçim yapmak zorunda hissediyoru? Kim benim için bu kadar duyguyu aynı anda yaşamama sebep oluyor bu kız?İsim veremiyorum buna. Anlam veremiyorum. Hem o jungkook'a aşık dimi? Belki bakarsın jungkook'ta ona aşık olur.

Düşünmesi bile sinirlendirmişti beni. İçimde onları birbirlerinden uzak tutma gibi bir istek oluşmuştu. Uzak dur kalbimden Park Chaeyoung!!

Yeeeeh!! Yazdığım en uzun bölüm. Nasıl olmuş. Bu kez heyecanlı bitmedi. Duygusal bitti. İlkler bu bölümde. Yorum ve Vote'larınızı esirgemeyin pls. Ayrıca bi sorum olucak. Bölümler bu şekilde mi olsun? Yoksa önceki gibi mi? Önerilerinizi bekliyorum. Sizi seviyorum 😘