ÇİKOLATA

697 45 42
                                    

Jennie'den

Yurtta çikolatanın bittiğini görünce markete gitmeye karar verdim. Jungkook'lar şirkete gitmişlerdi malum comeback'leri yaklaşıyo.

Lisa dansçı olduğu için kareografi hazırlamaya çalışıyordu. Bizim de Comeback yapmamız lazım dimi ama??
O yüzden onu rahatsız edemezdim. Jisoo Unnie de Jin'le gitmişti. Geriye tek seçenek telefonuyla uğraşan Rose'tu.

Markete tek başıma gitmek sıkıcı o da gelsin.
--Rose!!
Deyip birden koltuğa atladım korkmuştu.
--Yavaş ya düzgünce seslensene kızım.
Göz devirme işlemimi tamamladıktan Sonra başımı omzuna koydum.

--Rose biliyorsun benim bazen böyle tatlı krizlerim tutar ama çikolata bitmiş dolapta.
--Dolaptakiler bittiyse başka yerlere bak belki vardır.
--Heh işte ben de diyodum ki biz senle markete mi baksak belki orda vardır.

--Yürü git Yorgunum ben. Sevgilin alsın sana çikolata bana sulanma bak valla Jungkook'a Jennie seni benle aldatıyo derim.

--Ulan ne mızmız çıktın ya. Gelirsen sana da alırım çikolata.
Gözlerini pörtletti.
--Yemin et!
--Kalk hadi kalk.
Dedim ve kapıya yöneldim. Çantasını alıp arkamdan geldi. Markete kadar konuşmadan yürüdük.

Markete gelince çikolatalı alıp parasını ödedik. Kasa da siyah şapkalı siyah giyinmiş maskeli biri vardı . Ama takmadan çikolataları aldık. Tam marketten çıkacakken birden kapının kilitli olduğunu fark ettik. Noluyoruz????

Kasadaki çocuğa baktık. Yerinde yoktu. Korkmaya başlamıştım. Rose kolumu tuttu. Kasadaki çocuk maskesini çıkarmış bi şekilde telefonuna bakarak bize doğru geliyordu. Başını eğdiği için yüzü gözükmüyordu. Bize iyice yaklaşınca durdu.

Telefonu cebine koyup kafasını kaldırdı. Esmer biriydi. Ciddi duran yüz hatları vardı. Kim olduğunu bilmiyordum. Rose'a baktı.

--Senin burda olmaman gerekiyordu be güzelim.
--Düzgün konuş benimle
Ukalaca sırıttı. Rose'u kolundan tutarak sürüklemeye başladı. Onu ne kadar durdurmaya çalışsam da beni itip Rose'u kiler'e kilitledi.

Beni ittiği için düşmüştüm. Kolumu çarptığım için canım acıyordu.
Sonra anahtarı fırlatıp yanıma çöktü.
--Sana Jungkook'tan uzak dur dedim ama sen onun sevgilisi oldun.

Sonra güldü.
--O manyak sen miydin? Jungkook'u o hale getiren. Bana mesajlar atıp duran.

Sinirle ayağa kalktım o da kalktı.
--Yeterince açık değil mi?
--İyi de sen kimsin? Tanımıyorum bile seni.
--İyi düşün daha önce karşılaşmadık mı?
Yüzüne iyice baktım gerçekten de öyleydi.
--Sen Minjung'un arkadaşı Donghyuk değil misin sürekli cafe'ye geliyodun.

--Hayır ben Minjung'un abisiyim. Adım da Minhyuk. Memnun oldum Jennie kim.
--Niye benden kimliğini sakladın ki ayrıca ne alakan var benimle?

--Aslında Cafe'yi devralan bendim ama işlerimden dolayı yoğun olduğum için En güvendiğim insan Minjung bakıyordu. O salak da sana aşık oldu.

Bak ya yine güldü. Ne uyuz bi insan.
Birden üstüme doğru gelmeye başladı. Tabi bende gerilemeye.
--Jungkook yine yaptı yine benim olanı benden aldı.

--N-ne demek benim olanı. Ben kimsenin değilim. Ayrıca babam seni nerden tanıyo??
--Baban? Babamın davasına bakmıştı ve gerçekten yakın arkadaşlardı. Babanı çok severdim. O da bana sürekli öğütler verirdi. Kelebek. En çok bahsettiği şeydi. Sürekli senden ve kelebekten bahsederdi.
Babam bu manyağı nasıl severdi. Bunu sevmek için de manyak olmak gerek.
Birden gelen sesle kapının zorlandığını anladım. Kapı açılınca minhyuk birden tutup beni kolunun altına aldı. Boynumda hissettiğim soğuklukla elinde bıçak olduğunu anlamam çok sürmedi.

İçeri girenlere baktığımda bir kez daha şaşırmıştım. Jungkook , Jimin ve Suga'ydı. Nasıl geldiler buraya. Muhtemelen çekimlerden geliyolardı ki saçları falan yapılıydı.

Jungkook ne kadar yakışıklı olmuş. Kimin sevgilisi?? Benim. Tabi bunları düşünürken boğazıma dayanan bıçağı tamamiyle unuttum.

--Minhyuk!!!
(Yazarın Notu:Bu minhyuk bizim kang minhyuk , lee min hyuk ... falan değildir. )
Jungkook bir an dehşete düşmüştü onu nerden tanıyo??

--Bu kez başaramayacaksın  Jungkook bu kez benim olanı benden alamıycaksın.
Ben kimsenin değilim dediğimi çok net hatırlıyorum ama şu an bunun sırası değil.

--Ulan şerefsiz sen benden kardeşimi aldın lan! Canımı aldın sen benim! Öldürdün lan sen beni!!!
--Ben senden kardeşini almadım. Kardeşin kendi rızasıyla geldi bana!

--Sen benim kardeşimdin herşeyimdin o kız sana o amaçla mı geldi lan sana güvendiği için geldi ben sana güvendiğim için onu sana emanet ettim ama sen...
Bu kez tıkanmıştı. Konuşamıyordu. Donghyuk yani Minhyuk Jungkook'un bahsettiği o kişi mi?

--Şimdi bırak onu.
--Olmaz. Onu önce ben gördüm , önce ben sevdim tamam mı uzak dur ondan.

Jungkook sinirle bize doğru biraz gelince bıçağı bastırdı. Canım acımıştı. Jimin ve Suga onu tuttu. Elime damlayan sıcak sıvıyla elime baktım. Boğazım kanıyordu. Ufak bi sıyrık olucak ki canım fazla acımıyordu.

Kendimi güvene almak için elimi koluna koydum ve diğer kolumla karnına dirsek atıp kolunun altından onların yanına gittim. İyice sinirlenmişti.

Jimin'i dürtükleyip yerdeki anahtarı gösterdim. Jungkook kaşla göz arasında üzerine atlamıştı. Elinde bıçak olduğu için tehlikeliydi. Minhyuk'a yumruk indirince koşarak yanlarına gittim ve jungkook'un kolunu tuttum.

Minhyuk elindeki bıçağı dödürerek konuştu.
--Ben Minjung kadar aptal değilim. Bu yüzden emin ol tadına bakıcak olan ben olmam.
Bıçağı anlık hareket ettirerek jungkook'a savunduğunda Jungkook'u geri ittim.

Sanırım bişeyi yoktu. Jimin Rose'u odadan çıkarmıştı. Ama bi terslik var niye herkes bana büyümüş gözlerle bakıyo?

Karnımda hissettiğim soğuklukla karnıma baktım. Kan içinde görmeyi beklemiyordum. Hissettiğim soğukluk yanmaya başladığında sanki ayaklarım tutmuyordu. Biri beni aşağıya çekiyordu sanki. Kendimi yere bıraktım.

Jungkook telaşla kolunu kafamın altına koyup kafamı çarpmamı engelledi.
--JENNİE!!
Birden bir acı hissettim. Sanki vücuduma yüzlerce iğne saplanıyor gibi.

Herkes ismimi bağırarak yanıma geldiğinde görmem iyice bulanıklaşmıştı. Yüzüme düşen soğuk damla gözyaşıydı . Oysa sadece çikolata almaya gelmiştim. Hissettiğim acı kaybolurken yerini karıncalanmaya bıraktı vücudum uyuşuyordu. Üşümeye başlamıştım. Sanki vücudumdaki kan çekiliyordu.

Eğer ölüyorsam. Pişman değilim. Çünkü jungkook'un iyi olduğunu biliyorum. Onun için ölmek bana yeniden doğmaktan farksız. Ya annem , kardeşim ne kadar üzülürler kim bilir? Ama olsun. Yine de pişman değilim. Teşekkür ederim kelebeğim. Herşey için teşekkür ederim.

Beni bugüne kadar koruduğun için , beni sevdiğin için , seni sevmeme izin verdiğin için , bunu borcum olarak kabul et sende benim hayatımı kurtarmıştın , ama borcum olmasaydı da yapardım o ayrı mesele. Seni Seviyorum Jeon Jungkook.

Veeeeeeee Fiiiiiiiiinaaaaaaaaaal.
Şaka tabiki değil kötü sonları sevmem. Ama bi düşünmedim değil acaba kötü mü bitirsem ama gıcık biri olmak istemem. Kendime de gıcık olurum sonra. Nasıldı?? Romantik bölümlerden Sonra tekrar drama bağlayan yazar delirdi. Çünkü yazarken kendime küfürler ettiğim doğrudur. Neyse umarım beğenirsiniz. Finale az kaldı. Diğer kitaba başlıcam. Sizi çoooook seviyorum ❤️❤️❤️❤️❤️
Oylamalara mutlaka katılın.

KELEBEKWhere stories live. Discover now