"UYANDI"

570 50 11
                                    

Jennie'den

Karnımda hissettiğim yoğun acıyla gözlerimi hafif araladım. Ayağım uyuşmuştu ama hareket ettirmek istediğimde bu mümkün olmamıştı. Canım yanıyordu ve taktıkları oksijen maskesiyle bile zar zor nefes alıyordum.

Aldığım her nefeste göğsüme bişeyler saplanıyordu. Boğazımda oluşan gıcığı yok etmek için hafifçe öksürdüm. Ama bu canımı daha da yakmıştı.

--Jennie!!! O uyandı!!!!
Önümdeki büyük camın arkasından gelen kısık ses J-Hope'a aitti. Birden herkes camın önüne gelip bana bakmaya başladı. Rose ve Jisoo ağlıyordu . Lisa'nın gözleri kırmızıydı ama artık ağlamayı bırakmış kızları teselli ediyordu. Şimdiye kadar ağladılar mı cidden.

En son olanları hatırladım Min-Hyuk'un yüzü belirdi gözümün önünde. Ona nolmuştu. Ben ne zamandır baygınım acaba??

Camdakilerin arasında jungkook'u aradım ama bulamadım. Nerdeydi??
Birden odanın kapısı hızla açıldı . İçeriye saçları dağılmış gözleri neredeyse kapalı ve kan toplamış bir adet Jungkook girdi.

Cidden bu kadar üzüldü mü?? Elleri titrediği için kapının kolunu tutmakta zorlanıyordu. Bi süre sadece gözlerimin içine baktı ve gözünden bir damla yaş aktı. O tek damla yaş sanki yıllardır akmayı bekliyormuşcasına o daha gözünü kırpmadan bana bakarken üzüntüden ve sinirden gerilmiş olan yüzünden aşağı süzüldü.

Yavaşça yanıma geldi ve hemen yanımda duran sandalyeye oturdu. Elini tutmak istediğimi belli ederek çok kaldırmasamda elimi hafif kaldırdım. Elimi tuttu. Elleri bu gibiydi ve eklem kısımları kanamıştı. Bi yere ya da birine yumruk attığı çok belliydi.

Elimi kalbinin üstüne koydu ve gözlerini kapattı. Şu anı dünyadaki hiçbir şeye değişmem , değişemem.

İçeri beyaz önlüklü esmer yakışıklı bi adamla mavili zayıf bi kız girdi. Sanırım bunlar doktor ve hemşire oluyo . Yakışıklı doktor benim yanıma geldi. Hemşirede serumumu kontrol etti.

Yakışıklı doktor harbiden yakışıklıymış. Büyük gözleri var , kirpikleri üç metre kesin var. Dişleri de çok düzgün. Dudakları ne kadar orantılı. Kesin yabancı.

--Jennie. En son neler olduğunu hatırlıyo musun ??? Ya da onun kim olduğunu?
Dedi jungkook'u göstererek. Başımı olumlu anlamda başımı salladım.

--Çok güzel. Peki kendini nasıl hissediyorsun?
--S-sadece biraz ağrım var.
İki parmağıyla karnıma hafif bastırdı. Canım yanmamıştı. Bir iç çekti ve şiddetini az daha artırarak bir kez daha bastırdı. Bu kez ağzımdan ufak bir çığlık çıkmıştı ama oksijen maskesinden dolayı sesim boğuk çıkmıştı.

Yavaşça eğilip oksijen maskemi çıkardı.
--Düşündüğüm kadar kötü değilsin. Şimdi derin bi nefes alabilir misin??

Başımı olumsuz anlamda salladım bu kez. Normal nefes aldığımda bile canım yanıyordu.
--Pekala nefes almanın canını yaktığını biliyorum. Ama bana güvenmelisin. Şimdi sakince dediklerimi yapmanı istiycem. Anlaştık mı sakin olucaksın.

--A-aslında, her neyse anlaştık t-tamam.
--Güzel. Şimdi kollarını yavaşça kaldırıp bana turun ve birazcık dikelmeye çalış. Birlikte üç deyince. Bana güven ve tüm yükünü bana ver.
--Tamam.

Ellerini uzattı. Ellerimi yavaşça kaldırdım ve kollarından güçsüz olsa da tuttum. O da kollarımdan tuttu.
--Bir...iki...üç
Deyince biraz dikeldim.
--Çok güzel hadi biraz daha.
Güç bela biraz daha dikleştim ve hemşire arkama bi yastık koydu.

--Düşündüğümden daha iyisin. Şimdi derin bi nefes almayı dene.
Ona güvenerek derin bi nefes aldım.
--Çok güzel nefesi aldın ama geri vermen gerekiyo biliyosun dimi??

A doğru vermeyi unuttum. Aldığım nefesi geri verdim bu beni çok rahatlatmıştı. Gülümsedim. O da güldü . Junkook'a baktım. Gülüyordu ana buruk bi gülümsemeydi.
--Artık seni normal odaya alabiliriz.

Bu beni mutlu etmişti. Camdan dışarıdakilere baktım. Annem ve ji-won yoktu. Oh demekki söylememişler. Endişelenmelerini istemem. Ama uyandığımı görmelerine rağmen hala moralleri çok bozuktu ve ağlıyorlardı.

Jungkook'a baktım. Gülümsedi ama bu buruk bi gülüştü. Hemşire serumumu alırken Jungkook ayağa kalktı ve yatağımı dikkatle dışarı çıkardılar. Oda hemen yan taraftaydı ve oraya götürüp yatağı yerleştirdiler.

Yatağa iyice yerleşip teşekkür ettim. Diğerleri de odaya girdiler.
--İyi misin Jennie? Senin için çok endişelendik.
Dedi Hoseok.
--Evet daha iyiyim ayrıca annemlere bişey söylemediğiniz için de teşekkür ederim.

Herkes bi an duraksadı.
--Haber vermediniz yani dimi verseydiniz burda olurlardı.
--Şe-y öhöm aslında ...
Namjoon boğazını temizler gibi yaptı. Tanrım bunların dertleri ne??

--Jennie önce senden sakin olmanı istiycem bunu söylemek bizim için çok zor. Aslında söylemek istemedik ama bilmek hakkın ve onun yanında olman gerektiğini düşündük.

--Jisoo Unnie! Artık söyliycek misiniz??
--Annenler hastanede ama senden haberleri yok ji-won için burdalar.

Taehyung'un söylediğiyle sanki başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü.
--Ji-won'a noldu?? Nerde??
Kısık çıkan sesimle bağırarak yataktan kalkmaya çalıştım ama beni engellediler. Gerçi engellemeseler de canım çok yanmıştı kalkabileceğimi hiç sanmıyorum.

--Beni onun yanına götürün lütfen!!
--Nöbet geçirmiş ve şu anda yoğun bakımda ama sen telaşlanırsan tek yaptığın kendi canını yakmak olur bu yüzden şimdi tek yapman gereken bekleyip kardeşin için dua etmek.

Sanırım doktor söylediklerinde haklıydı.Gözlerimden yaşlar boşalıyordu. Ona bişey olursa ben naparım??? Annem ve Ji-won bana babamın emaneti ve onlara bişey olursa kendimi asla affetmem.

Yeni bölüm geldiiiiii. Nasıldı???? Biliyorum önceden günde iki bölüm falan yazıyodum ama tabi okullar açılınca çok aksadı. Tekrar tekrar özür dilerim. Son Rüya'ya da en kısa zamanda yeni bölüm gelicek. Sizi seviyorum 😘

KELEBEKWhere stories live. Discover now