2-İznin Var Mı?

3.5K 282 116
                                    

Ertesi sabah yataktan çıkmak oldukça zordu.Kyungsoo sıcak ve yumuşacıktı.Yastığına yayılmış karanfil kokulu saçları huzur veriyordu.Onu izlemeye başladığımdan bu yana 1 saat geçmişti.Doyamıyordum ki.Ölene dek baksam yetinmezdim.Sağım,solum,kalbim,beynim onunla tıka basa doluydu.

Kyungsoo'yla 6 senedir beraberdik.4 yıldır da evli.Onun 18'ine bastığı gece tanışmıştık.O civarlar da bir işim vardı.Arabamın pencerelerini sonuna açmış,sigaramı tüttürüyordum.Yolunda gitmeyen iş hayatım yüzünden stresliydim.Herkesi katledip intihar etmek istiyordum.Canım burnumdaydı.Hergün eziyetti.Buyruklar altında yaşamaktan canım acıyordu.Uzun kaldırım taşlarını ayaklarımın altında ezerken bir sigara daha yakmıştım.Sonra az ileride sıklaşan yeşillik alanda çatırdayan bir şeyler dikkatimi çekti.Önce kedi falandır sandım.Yaklaştıkça görüş açıma önce dar omuzlar girdi.Sonra görüntü netleşti.Ufak bir oğlan çocuğu ağacın dibine kusuyordu.Kusan birini izlemek midesizlikti fakat izledim.Yanımdaki banka oturup içindekileri boşaltana kadar onu izledim.Yere çöktü.Kustuğu yere sırtını dönerek oturdu.Yüzünü de izledim.Yüzü acı çekiyor gibiydi.Saçları alnını kapatıyordu.Manyak gibi çığlık attı sonra.Gülerek yine onu izledim.Kustuğu için rahatlamış olmalıydı.Onu seyre daldığım uzun dakikalar sonrası beni farketti.

"Ne var?" dedi,kaba bir tavırla. "Hiç mi ağaç dibine gübre eken birini görmedin?"

Kendimi tutamadım.Gülmemek zordu.Ayaklanıp yanına yaklaştım.Önünde diz çöktüğümde ondan bir kafa boyu falan uzun duruyordum.Kocaman gözleri vardı.Parlak irisleri bana odaklanmıştı.Görüntüyle iç çektim.

"Hayır,gördüm.." dedim sıcak bir ses tonuyla. "Gördüm fakat senin kadar güzelini ilk defa görüyorum."

Dudakları aralandı.Verdiği tepkileri keyifle izledim.

"İznin var mı bilmiyorum ama sana sıcak bir şeyler ısmarlamak istiyorum.İznin var mı?"

Önce düşündü.Gözleri yanımızdaki ağacın dibine kaydı,sonra tekrar bana ve tekrar düşündü.Beklemek heyecan vericiydi.Kalbim hızla çarpıyordu.Nasıl da güzel biriydi.

"Tamam.." dedi bu sefer nazik bir tonda. "Tamam,iznim var.."

Kocaman gülümsetti beni bu çocuksu tavrı.Yürümekte ona yardım ettim.Çadır lokantalarından birinde sıcak çorba ısmarladım sonra.O ağzına koca kaşıklar sokuştururken onu izledim.Sohbeti eğlenceliydi.

"Bugün 18 oldum.." dedi yalancı bir gururla. "Cebimde biraz param vardı.Bende hepsini içkiye yatırdım."

Karşımda küçük kahkalarla gülen çocuğa hayranlıkla baktım.Bir tabak daha çorba ısmarladık sonra.

"Neden yalnızsın?Bu halinle seni neden tek başına bıraktılar?"

Bir anda durakladı.Önce ağzındaki lokmayı büyük bir zorlukla yavaşça yuttu.Gözlerini bana çevirdi.

"Her zaman yalnızım ben." dedi. "Ailem yok.Arkadaşlarım da.Kimseye ihtiyacım yok benim...bu dünyaya tek geldim tek gideceğim."

Acımasız biriydim.Vurdumduymazdım.İşimi yapar gerisin boşverirdim.Yemek sıcak olsa da yerdim soğuk olsa da.Yatağım rahat olsa da uyurdum rahat olmasa da.Ama o an öyle olmadı.O an..o çocuğun her şeyin en iyisine layık olduğunu düşündüm.Mutlu olmalıydı.Her zaman gülmesi gerekiyordu.Her şeyimi önüne sermek zorundaydım.Bu sevaptı,onu gülümsetebilmek sevaptı.

"Bu dünyadan tek gitmek istediğine emin misin?"

Bana aval aval baktı.Ağzındaki kocaman lokma dikkatimi çekti.Ondan da iğrenmedim.

"Bilirsin,iki tek bir çift eder."

"Sen de mi teksin?"

Bu soru gülümsememi sağladı.Kafamla onu onayladığımda elindeki kaşığı tabağının içine bıraktı.

PERMISOWo Geschichten leben. Entdecke jetzt