12-Kalp Gürültüm

2.1K 186 10
                                    

Kyungsoo'yu hiç tanımadığım 26 seneyi, yaşadım saymıyordum.Anılarımda dehşet verici bir kopukluk vardı ve yetimhanede büyüdüğüm o geceler de,ettiğim duaların kabul olduğunu düşünmeden edemiyordum.

Bir gece,hardal sarısına boyanmış yurt binamızın dışında uğultusu odalara kadar dolan bir ayaz vardı.Bir odada 5 kişi kalıyorduk ve 80 çocukla aynı duşları paylaşıyorduk.Yixing duş alıp uyumak istediğini söylediği vakit ona eşlik etmeyi teklif etmiştim.Bazı çocuklar pislikti.Öyle iğrenç davranışları vardı ki bezmemek içten bile değildi.En sinir bozucusu da onları ne kadar döversem döveyim uslanmamalarıydı.Yixing'i onlardan korumayı görev edindiğim zamanlar dibinden ayrılmıyordum.Bana kendini koruyabileceğini söylese de onu yalnız bırakmak bana dostluğumuza ihanet gibi geliyordu ve o zamanlar daha ahlakımız yerli yerindeydi.O duş alırken ben pencere kenarında rüzgarın ürpertici sesini dinliyordum.Sağ odadan bağırtılar yükseliyordu fakat yerimden kıpırdamadım.Bir vakit sonra burnundan kan sızan bir çocuk odadan çıktı.Yürümekte zorlandığı belliydi ve titriyordu.Oturduğum yerden ona bakarken bana doğru adımladı.

"Yardım et,Hyung,öldürecekler!"

Beni tanıyordu.Beni herkes tanırdı.3 ay sonra reşit oluyordum ve yurdun en kıdemlisi bendim.

"Uzak dur." diye yanıtladım onu.Bana doğru gelen hantal adımları yavaşladı.Gözlerindeki hayal kırıklığını gördüm.

"Tanrı aşkına!" dedi. "Hyung sen dur desen dururlar.Arkadaşımı öldürecekler,Hyung!"

"Ama demeyeceğim." dedim.Hâlâ tahta pencerelerin oyuklarından sızan sert soğuğu hissedebiliyordum.
Bana kaşlarını çatarak baktı sonra da bu yaptığından korkarak hızla uzaklaştı.Az ileri de sesini duydum.Birilerinden yardım dileniyordum.Kimse yardım etmeyecekti.Kimse elini ateşe sokmayacaktı.Yapamayacaklarından değil.Benim yaşlarımda 3 oğlan çocuğu gelip az ileride seslerin kesildiği odaya girse,herkes başlarını eğer,odalarına çekilirdi ama yapmadılar.Bencillik dünyada ki en p*zevenk histi.
Kulaklarım kesilen sesler için dikleşmişken ayaklandım.Benimde p*zevenk olmam gerekiyordu fakat avuçlarım kaşındı.Yurt müdürüne son aylarımda bir vukuat çıkarmayacağıma dair söz vermiştim ama elden ne gelirdi?En azından henüz kadın pazarlamıyordum.

Su sesi kesilirken odaya doğru ilerledim.Koridor çok sessizdi ve içeride kaç kişi olduğunu burnu kırık çocuktan öğrenmediğim için kendime küfür savurdum fakat geri dönecekte değildim.Kapıyı sakince açtım ama tam olarak içeri girmedim.Herhangi bir saldırıda atak geliştirmeden önce düşünmek için vakit yaratmalıydım kaldı ki tüm bunları hesaplamama gerek kalmadı.2.katta kalan çocuklardandı ve biri hariç diğer ikisi 160 cm falandı.

"Derdiniz neyse konuşarak halledin." diye söylendim.Oda leş gibi kokuyordu ve dövülen çocuğun yüzü gözü kan içindeydi.Yumruklarının denk geldiği yere indirmişler gibi görünüyordu.
Çocuk beni görünce gülümser gibi oldu.İçlerinde en uzun olanı cesaretlenmiş olacaktı ki bana doğru bir yumruk savurunca biraz sinirlendim.Bunlarla uğraşmak istemiyordum ve acayip uykum vardı.Kollarını arkasında birleştirip onu koridora doğru itince bağırdı.Bana boş tehditler savururken diğerleride onu takip edip uzaklaştılar.Burnumu ezen küf kokusuyla çocuğa döndüm.Duş almak için yeraltına inmemiz acımasızlıktı.

"Kalk,"dedim."Madem bulaştım odana çıkartayım seni."

"Jongin Hyung," diye inildedi.Dudağının acıdığı belliydi.Ağır ağır ayağa kalktı.Benden de yardım istemedi.

"Hyung,teşekkür ederim."
Onu geçiştirdim.Odadan çıkacağım sıra bana yine seslendi.Bir an önce odaya çıkmak için can çekişiyordum.

"Odana gelmek istedim ama cesaret edemedim." dedi.Benden çekinirlerdi fakat korkmalarını gerektirecek hiçbir şey yapmamıştım.Sınırlarıma girmedikçe ben kimseye dokunmazdım.

PERMISOOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz