4-Eksik

3.5K 228 75
                                    


Ertesi sabah işe gitmek en beteriydi.

Mesai saatleri belli olan bir işte çalışmama gerek yoktu.18 yaşımdan beri zulaya attığım miktar,Kyungsoo'yu rahat ettirmeme fazlasıyla yeterdi fakat temiz kalpli eşim şüphelenirdi.İyi düzeyde geliri olan bir genel müdür olduğumu sanıyordu.Ona öyle söylemiştim.Henüz o berbat kaza yaşanmamışken Kyungsoo iş yerime gelirdi.Güvendiğim diğer bir dostum Baekhyun,onun tekstil şirketinde bana düzmece bir müdürlük makamı hazırlatmıştı.Bir iki kerelik ziyaretler son bulduğunda bende artık sabahları evden çıkıp diğer işlerimle ilgilenmeye başlamıştım.

Ona yalan söylemek,bu hayatta nefret ettiğim ikinci şeydi.İlki ise çamurlu geçmişimdi.

"Kyungsoo?"

Ceketimi üzerime geçirirken yukarıya doğru seslendim.Kyungsoo,yavaşça basamakları inerken şarkı mırıldanıyordu.

Bu görüntüyle keyfim yerine geldi.

"Hazırlandın mı?"

"Evet güzelim,akşama bir şey istiyor musun?"

Kollarını iki yana açıp ona sarılmamı beklerken başını iki yana sallıyordu.Birkaç adımda onu kollarımın arasına aldım.Yeni duş almıştı.Limon kokuyordu.

"Akşam ne yemek istersin?"

Önce düşündüm.Kolay bir şey bulmalıydım.Teferruatlı bir şeyler onu hem yorardı,hemde tehlikeliydi.

"Et yemeye ne dersin,güzelim?Et pişir bize,et yiyelim."

Kyungsoo kıkırdadı.Ben istemesem bile çeşit çeşit mezeler hazırlayacaktı.Yanına bir yardımcı fikrini reddedeceğini bilmeme rağmen yine açmayı kafama not ettim.

"Tamam,erken gelmeye çalışmalısın yoksa hepsini ben yerim."

Onu bırakıp nasıl şu kapıdan çıkabilirdim ki?İradesi taş olan dahi çatlardı.

"Dikkatli ol yaz yağmurum,kapıyı ben çıktıktan sonra kilitle."

Kyungsoo yine kaşlarını çatmaya başlarken geri çekildi.Kollarını göğsünde birleştirdiğinde hatamı anladım.Şu kadın muamelesi meselesi.

"Biliyorum.Sen yetişkin bir adamsın ama işte kocan evhamlı biri.Bu da senin sınavın."

Ben ortamı yumuşatmak için gülerken Kyungsoo'nun yüzü iyice düştü.Kollarını iki yana bırakıp dış kapıya uzandı.Açık kapıdan oturma odamıza sızan soğuk havayla ürperdim.Eğdiği başını çenesinden destekleyerek kaldırdım.

"Sevgilim?Yanlış bir şey mi söyledim?"

Kyungsoo başını iki yana salladı.Sonra kapıyı biraz daha açtı.Gitmem gerektiğini vurguluyordu ama onu böyle bırakmayacaktım.

"Kyungsoo,tüm gün aklım zaten sende kalıyor üstüne bir de beni üzme,can parçam.Ne dedim,ne şerefsizlik ettim de üzdüm seni şimdi?Hı?Söyle kocana,hadi."

Tüm çabama rağmen bir süre öylece yere dikti gözlerini.Sonra dışarıdan hızla geçen bir arabanın sesiyle ürperip bana baktı.

"Jongin.." dedi güler gibi yaparak.İçten değildi,samimi değildi.

"Alınıyorum işte öylesine.Benim sınavım daha zor biliyorsun gözlerim-..Ahh aptallık ediyorum,benim gibi önemsiz şeyler...git hadi.Çalış evimize para getir.Uzun zamandır almak istediğimiz bir televizyon var.Şu görme engelliler için uygulamaları olan.Biraz pahalıydı ya geçen indirime girmiş mesaj göndermişler-"

Daha fazla titreyen senini dinleyemedim.Dudaklarım dudaklarına sertçe çarptığında korktu.Geri çekilmeye çalışınca ensesinden elimle sabitledim.Elimde değildi,bana böyle şeyler söylediğinde,kendini değersiz biri gibi ağzına aldığında gözüm dönüyordu.

PERMISOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin