17-Ben Hiç Güçlü Değilim Kyungsoo

1.9K 181 60
                                    

Ertesi gün öğle vakitlerinde Kyungsoo'yu uyandırdılar.Gece de 3 kere uyandırıp durumunu kontrol etmişlerdi fakat o zaman göremedim Kyungsoo'yu.Beni dışarı çıkardılar ve Yixing olay çıkarmayayım diye beni telkin etti.Şimdiyse geniş camın hemen ardında bekliyordum ve dokunacak olan olursa cinnet geçirirdim.

Kyungsoo gözlerini zarifçe kırpıştırarak açarken onu seyrettim.Başında şu Taylandlı doktor ve bir hemşire vardı.Güzel eşim gözlerini defalarca kırpıştırdı.Uzun süre kapalı duran gözleri acımış olmalıydı.Sonra dudaklarından adım yumuşakça döküldü.Camın ardından sesini duyamadım ama bana seslendiğini hissettim.Doktor ve hemşire de dönüp bana baktılar.Sonra Taylandlı,hemşireye bir şeyler söyledi ve hemşire yanıma gelip bana içeri girebileceğimi söyledi.Dün akşam ki gibi hazırladı beni.İçeri girdiğimde doktor Kyungsoo'nun bağlı olduğu makineye bir şeyler yapıyordu.Ben hızla yatağa ulaşınca geriledi.

"Kyungsoo."

"Jongin,sevgilim."

Sesi çok kısıktı ve yavaşça heceliyordu kelimeleri.Yorgun oluşundan kaynaklandığını düşündüm.Eli ellerimin arasında sıcacıktı.Bunu da dimdik atlatmıştı.

"Çok yanıyor mu canın?Nasıl hissediyorsun?"

"Çok iyiyim," dedi yine tane tane. "Sanki hiç beynimi delmemişler gibi." diye gülmeye çalıştı.

Orada olduğunu unuttuğum Taylandlı doktor bozuk Korecesiyle, "Beyin ameliyatından sonra,baş ağrısı ve konuşma zorluğu normaldir.Hemşire az sonra gelip sizinle ilgilenecek.Bay Kim'in dinlenmesi gerekiyor." diye konuşmayı denedi.

Adamı dinlerken nefesim daraldı.Sahiden Korecesi berbattı.Odada sadece ikimiz kaldık ve Kyungsoo kalan gücüyle elimi okşadı.

"Neredeyse 30 saat olacak ve ben sana sarılamıyorum." diye mızmızlandım.

Kyungsoo yine gülümsemeye çalıştı.Gözleri baygınca bakıyordu ve başının şiddetle ağrıdığı öyle belliydi ki.

"Biraz uyumak ister misin?Ben çıkayım-.."

"Çıkma.Gitme burada kal.Nasıl özledim seni biliyor musun?"

"Biliyorum." dedim.Dudaklarım ona mikrop bulaştırmaktan korktuğum için yalnızca elinin üstüne değebiliyordu ve bu can sıkıcıydı.

"Bende seni feci özledim,limon kokulum.Bütün gece pencerenin ardında izledim seni.Bu arada bu kıyafetlerin içinde acayip seksi görünüyorsun."

İşte istediğimi aldım.Yavaş bir tınıyla kıkırdadı. 'Bir tane evimize götürelim' dediği yerde çoktan dudaklarım karnında kablosuz bulduğu yerleri öpmekle meşguldü.

"Sırtın nasıl Jongin.Baktırdın mı?"

"Baktırdım." diye yanıtladım onu. "Hemşirelerden biri sargılarımı değiştirdi.Geçti bile."

"Şu durumda olmasaydım sana dokunmalarına izin vermezdim." dedi.Yüzü bozuldu.Nasıl hoşuma gitti kıskanç sesi.

"Sen bir iyileş.Ben yine yaralanırım-.."

"Şakası bile kötü,Jongin." diye kesti cümlemi.Konuştukça enerjisinin azaldığını farkettim.

"Tek bir ameliyat kaldı Kyungsoo.Sonra her şey bitecek."

Kyungsoo öylece durunca,hiçbir şeyden haberi olmadığının farkına vardım ve ona anlattım.Sevindi.Öyle sevindi ki bana dediği tek şey, 'Seni daha erken görebileceğim.' oldu.Biraz daha doymaya çalıştım ona sonra hemşire gelip beni odadan çıkardı.

Kyungsoo birbirimizi camların ardından bir süre izledikten sonra uykuya daldı.Aşırı baş ağrısından dolayı bir iğne yaptılar ve o da daha fazla dayanamadı.Odanın önünden tek bir saniye ayrılmıyordum.Onun görüntüsü seyre daldığım en etkileyici manzaraydı ve bu manzarayı yitirme duygusu yüzünden vücudum titriyordu.

PERMISOWhere stories live. Discover now